Translation of "Yaşamak" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Yaşamak" in a sentence and their spanish translations:

Yaşamak istemiyorum.

No quiero vivir.

Yaşamak tehlikelidir.

Es peligroso vivir.

- O, şehirde yaşamak istiyor.
- Şehirde yaşamak istiyor.

Quiere vivir en la ciudad.

- Tek başıma yaşamak istemiyorum.
- Yalnız yaşamak istemiyorum.

- No quiero vivir solo.
- No quiero vivir sola.

- Şehirde yaşamak istiyor.
- O, kentte yaşamak istiyor.

Quiere vivir en la ciudad.

Havasız yaşamak imkansızdır.

- Vivir sin aire es imposible.
- Es imposible vivir sin aire.

Fransa'da yaşamak isterdim.

- Me gustaría vivir en Francia.
- Quisiera vivir en Francia.

Şehirde yaşamak istiyorum.

Quiero vivir en la ciudad.

Tom yaşamak istiyordu.

Tom quería vivir.

Avustralya'da yaşamak istiyorum.

Quiero vivir en Australia.

Ben yaşamak istiyorum.

Quiero vivir.

Şehirde yaşamak istemiyor.

Él no quiere vivir en la ciudad.

Şehirde yaşamak istiyor.

Quiere vivir en la ciudad.

Tom yaşamak istiyor.

Tom quiere vivir.

Boston'da yaşamak istiyorum.

Quiero vivir en Boston.

Amerika'da yaşamak istiyorum.

Quiero vivir en América.

İtalya'da yaşamak istiyorum.

Quiero vivir en Italia.

Boston'da yaşamak istemiyorum.

No quiero vivir en Boston.

İzlanda'da yaşamak isterim.

Me gustaría vivir en Islandia.

Nerede yaşamak istersiniz?

¿Dónde te gustaría vivir?

Ebediyen yaşamak istiyorum.

Quiero vivir para siempre.

Orada yaşamak istemezdim.

No me gustaría vivir allí.

Susuz yaşamak imkansızdır.

- No se puede vivir sin agua.
- Vivir sin agua es imposible.

Yalnız yaşamak istemiyorum.

- No quiero vivir solo.
- No quiero vivir sola.

Burada yaşamak istemiyorum.

No quiero vivir acá.

Antartika'da yaşamak istiyorum.

Quiero vivir en la Antártida.

Avustralya'da yaşamak nasıldı?

¿Cómo era vivir en Australia?

Birlikte yaşamak istemiyorlar.

Ellos no quieren vivir juntos.

Yaşamak kolay değildir.

Vivir no es fácil.

Burada yaşamak istiyorum.

Quiero vivir aquí.

Yaşamak savaşmak demektir.

Vivir significa luchar.

Seninle yaşamak istemiyorum.

No quiero vivir contigo.

Nerede yaşamak istersin?

¿Dónde querés vivir?

Fransa'da yaşamak isterim.

- Me gustaría vivir en Francia.
- Quisiera vivir en Francia.

Yaşamak için koş!

- ¡Sálvese quien pueda!
- ¡Corran por su vida!

Yaşamak mücadele etmektir.

Vivir significa luchar.

- Bombay'da yaşamak ister misin?
- Mumbai'de yaşamak ister misiniz?

¿Te gustaría vivir en Mumbai?

- Evde, ailemle birlikte yaşamak istiyorum.
- Evde ailemle yaşamak istiyorum.

Quiero vivir en casa con mi familia.

Ama yaşamak ciddiyet ister.

Pero esta vida es un asunto serio,

Ama bu süreçleri yaşamak

Pero atravesar ese proceso

Bir toplumda yaşamak istiyorum,

y donde haya más apoyo cultural y financiero

O, şehirde yaşamak istiyor.

A él le encantaría vivir en la ciudad.

Bir kalede yaşamak istiyorum.

Yo quiero vivir en un castillo.

Bir kalede yaşamak isterdim.

Yo quiero vivir en un castillo.

Japonya'da yaşamak çok pahalıdır.

En Japón la vida es muy cara.

Bu şehirde yaşamak zordur.

Es difícil vivir en esta ciudad.

Ben Curaçao'da yaşamak istiyorum.

Quiero vivir en Curaçao.

O adada yaşamak imkansızdır.

Es imposible vivir en esa isla.

Kobe banliyölerinde yaşamak istiyorum.

Me gustaría vivir en las afueras de Kobe.

Almanya'da yaşamak istiyor musun?

- ¿Querés vivir en Alemania?
- ¿Queréis vivir en Alemania?

Kimse ülkemde yaşamak istemedi.

Nadie quería vivir en mi país.

Artık seninle yaşamak istemiyorum.

No quiero vivir más contigo.

Sonsuza dek yaşamak istemiyorum.

No quiero vivir por siempre.

Gerçekten burada yaşamak istemiyorum.

Realmente no quiero vivir aquí.

Çalıştığım yerde yaşamak istemiyorum.

No quiero vivir donde trabajo.

Lüksemburg'a gidip yaşamak istiyorum!

- ¡Quiero irme a vivir a Luxemburgo!
- ¡Me quiero ir a vivir a Luxemburgo!

Artık Boston'da yaşamak istemiyorum.

- Ya no quiero vivir en Boston.
- No quiero vivir más en Boston.

Tom Boston'da yaşamak istiyordu.

Tom quería vivir en Boston.

Yaşamak için fazla aptalsın.

- Eres demasiado estúpido para vivir.
- Eres demasiado estúpida para vivir.

New York'ta yaşamak istiyorum.

Me gustaría vivir en Nueva York.

Ben kırsalda yaşamak istiyorum.

Quiero vivir en el campo.

Hayatımı böyle yaşamak istemiyorum.

No quiero vivir mi vida así.

Tek başıma yaşamak istemiyorum.

No quiero vivir solo.

Hava, yaşamak için vazgeçilmezdir.

El aire es indispensable a la vida.

Tom'la yaşamak kolay değil.

No es fácil vivir con Tom.

Neden Avustralya'da yaşamak istiyorsun?

¿Por qué querés vivir en Australia?

Dan Meksika'da yaşamak istiyordu.

Dan quería vivir en México.

Boston'da yaşamak ister misin?

¿Queréis vivir en Boston?

Tom kırsalda yaşamak istiyor.

Tom quiere vivir en el campo.

Ben Brezilya'da yaşamak istiyorum.

Quiero vivir en Brasil.

Boston'da yaşamak ister misiniz?

¿Queréis vivir en Boston?

Ben yaşamak için yerim.

Como para vivir.

Ben Boston'da yaşamak istiyorum.

Me gustaría vivir en Boston.

Biz yaşamak için yeriz.

Nosotros comemos para vivir.

Bir kentte yaşamak istiyorum.

Yo quiero vivir en una ciudad.

Tom Boston'da yaşamak istemiyor.

Tom no quiere vivir en Boston.

Mars'ta yaşamak ilginç olabilirdi.

Podría ser interesante vivir en Marte.

Yaşamak için rahatsız bir yer.

crea un lugar incómodo donde vivir.

Ve yaşamak istediğimiz dünyayı yansıtan

Y es nuestra responsabilidad

İyi bir evde yaşamak istiyorum.

Me gustaría vivir en una casa decente.

Onun küçük geliriyle yaşamak zorundalar.

Tienen que vivir con su pequeño ingreso.

Büyük evler yaşamak için pahalı.

Las casas grandes son costosas para vivir.