Translation of "Bilmek" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Bilmek" in a sentence and their arabic translations:

Bilmek güzel.

من الجيد معرفة ذلك.

- Nedenini bilmek istemiyor musun?
- Nedenini bilmek istemez misiniz?
- Sebebini bilmek istemez misiniz?
- Nedenini bilmek istemez misin?
- Sebebini bilmek istemez misin?

الا تريد أن تعرف لماذا؟

Gerçekten bilmek istemezsin.

أنتَ حقاً لا تريد أن تعرف.

Bilmek istediğimiz budur.

هذا ما نريد أن نعرفه.

Bunu bilmek güzel.

من الجيد معرفة ذلك

Nedenini bilmek istiyorum.

أريد أن أعرف السّبب.

Düşüncelerini bilmek nasıl olurdu?

ماذا لو أمكنني ذلك؟

Onun adını bilmek istiyorum.

أود أن أعرف اسمها.

Biz sebebini bilmek istiyoruz.

- نريد معرفة السبب.
- نريد أن نعرف لماذا

- Öğrenmek istiyorum.
- Bilmek istiyorum.

أود أن أعرف.

Neden onu bilmek istiyorsun?

لماذا تريد أن تعرف ذلك؟

Ne olacağını bilmek istiyorum.

أريد أن أعرف ما سيحدث.

- Bunu neden yaptın bilmek istiyorum.
- Onu neden yaptığını bilmek istiyorum.

أودّ معرفة سبب فعلك لذلك.

Ilişki kurabilmeyi bilmek gerektiğine inanıyordu.

عليك أن تنشئ صلات مع الجميع.

Ama bilmem gerekiyordu. Bilmek istiyordum.

ولكنني كنت بحاجة لأعرف. أردت أن أعرف.

Bilmek işin en zor tarafıdır.

المعرفة هي نصف المعركة.

Burada ne olduğunu bilmek istiyorum.

أريد أن أعرف ما يحدث هنا.

Kiminle konuşmam gerektiğini bilmek istiyorum.

أريد أن أعرف مع من يتوجب علي أن أتكلم.

Ne kadar tuttuğunu bilmek isterim.

أودّ أن أعرف بكم تمنها.

Onun nereye gittiğini bilmek istiyorum.

لا أعلم إلى أين ذهبت.

Bizimle kimin geldiğini bilmek istiyorum.

أريد أن أعرف من سيأتي معنا.

Jamal o konuyu bilmek istemiyor.

لا يريد جمال أن يعلم هذا.

Sınırsız potansiyelimize nasıl erişebileceğimizi bilmek istedim.

أردت أن أعرف كيف نصل إلى إمكانياتنا اللامحدودة.

Tom bunun incitip incitmediğini bilmek istiyor.

توم يريد أن يعرف م إذا كانت تؤلِم.

Ben neden burada olduğumu bilmek istiyorum.

أنا أريد أن أعرف لماذا أنا هنا.

Bilmek istediğin şeyi söylememe izin verilmiyor.

لم يؤذن لي بإطلاعك على ما تريد معرفته.

Tom Mary'nin nerede olduğunu bilmek istedi.

أراد توم معرفة أين كانت ماري.

Biliyorsunuz ya da bilmek zorunda değilsiniz ben,

تعرفون أو ليس عليكم أن تعرفوا،

Bana ne kadar yararlı olacaklarını bilmek istedim.

في مواجهة مثل هذا الجبل الضخم لتسلقه.

Ben sadece nasıl Fransızca konuşacağımı bilmek istiyorum.

أتمنتى فقط لو أستطعتُ تكلّمَ الفرنسيّةِ.

Benim adımın neden listeden silindiğini bilmek istiyorum

أود معرفة سبب حذف اسمي من القائمة.

Bilmek istediğim şeyi bana söyleyinceye kadar gitmiyorum.

لن أغادر حتّى تخبرني بما أريد معرفته.

Fadıl, Müslümanların gerçekte ne olduğunu bilmek istiyor.

يريد فاضل أن يعرف ما هي حقيقة المسلمين.

Gerçekte kim olduklarını, gerçekte kimlerle çalıştığımızı bilmek için,

ولتعلم هويتك ومع من تعمل،

Propagandanın neye benzediğini bilmek daha da zor olabilir.

كان حتى التعرف على الدعاية أصعب

Kabullenme, kederin şiddetle dolu bir nehir olduğunu bilmek.

إن التقبّل هو معرفة أن الحزن هو نهر هائج.

Bunun ne tür bir parçacık olduğunu bilmek istiyoruz.

نود أن نعرف أي نوع من الجزيئات هي.

Sadece Tom'u ne zaman almam gerektiğini bilmek istiyorum.

أريد أن أعرف في أي وقت علي أن أقلّ توم.

Tom'a ne olduğu hakkında biraz daha bilmek istiyorum.

أريد أن أعرف المزيد عما حدث لتوم.

Bilmek bir şey değildir, hayal gücü her şeydir.

المعرفة لا تمثل شيئا، و الخيال هو كل شيء.

O, onun kişisel yaşamı hakkında hiçbir şey bilmek istemiyordu.

لم تكن ترغب في معرفة أي شيئ عن حياته الشخصية.

İnternet dünyanın her bölümünün koşullarını bilmek için çok faydalıdır.

الإنترنت مفيد جدا لمعرفة ظروف كل جزء من العالم.