Translation of "Ettiğinde" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Ettiğinde" in a sentence and their japanese translations:

Acele ettiğinde, hata yapmak kolaydır.

急いでいると、間違えをしやすい。

Sen telefon ettiğinde ben çıkmak üzereydim.

- 君から電話がかかってきた時、私は出かけようとしていた。
- あなたの電話が鳴ったときまさに出かけようとするところだった。
- 君が電話した時、私はすぐに出かけようとしていた。

Tom bana telefon ettiğinde evden ayrılıyordum.

- 私が家を出ようとしていたら、トムから電話がかかった。
- 私が家から出ようとしていたら、トムから電話があった。
- 家を出ようとしていたら、トムから電話がかかってきた。
- 家を出ようとしたら、トムが私に電話してきた。

Napolyon 1804'te yeni imparatorluğunu ilan ettiğinde,

ナポレオンが1804年に彼の新しい帝国を宣言したとき、

O telefon ettiğinde biz tam ayrılmak üzereydik.

ちょうど私たちが出かけようとしていたとき彼女からの電話がかかってきた。

O beni ziyaret ettiğinde dışarı gitmek üzereydim.

出かけようとしたとき彼が訪ねてきた。

O, parayı kabul ettiğinde halkının saygısını kaybetti.

彼は金を受け取って人々の尊敬を失った。

Tom Mary'nin zengin koca avcısı olduğunu fark ettiğinde üzgündü ve Mary Tom'un fakir olduğunu fark ettiğinde üzgündü.

トムはメアリーが金目当ての女だと知ってがっかりし、メアリーはトムが貧乏だと知ってがっかりした。

Davout, beceriksiz bulduğu Mareşal Murat ile kavga ettiğinde,

ダヴーが無能だと見なしたムラト元帥と列を作ったとき、

O kulübünü ziyaret ettiğinde eski bir arkadaşına rastladı.

自分の社交クラブを偶然訪れたとき彼は昔の友達に偶然に会った。

Sen telefon ettiğinde ben sadece alışverişe çıkmak üzereydim.

私がちょうど買い物に出かけようとしていたら、あなたから電話があった。

Birisi sana yardım ettiğinde, en azından, " teşekkür ederim" diyebilirdin.

誰かが手伝ってくれたら、せめて「ありがとう」ぐらいは言ったって良さそうなものだったのに。

Asit metal ile temas ettiğinde, kimyasal bir reaksiyona neden olur.

酸は金属に触れると化学反応を起こす。

Onun için orda olduğunu fark ettiğinde güçlü bir ders çıkarılmış oldu.

どんなことがあっても クラスの全員が 彼女のそばにいると気づいた時です

Tom Mary ile amacına ulaşamadı; ondan buluşma talep ettiğinde o onu reddetti.

トムはメアリーを口説きおとすことができなかった。メアリーはトムのデートの要求を突っぱねたから。

- Şemsiyenin yanında olmadığını fark ettiğinde neredeydin?
- Şemsiyenizin yanınızda olmadığını fark ettiğinizde neredeydiniz?

どこで傘がないのに気づきましたか。

Bruce kız arkadaşı onu terk ettiğinde son derece üzülmüştü, ama kısa sürede atlattı.

ブルースは、ガールフレンドが彼のもとを去ったとき、非常に動揺したが直にたち直った。

O onun çatısını tamir etmesine yardım etmeyi teklif ettiğinde o çok memnun olmuştu.

彼女が屋根の修理を手伝いましょうかと言った時、彼は大喜びしました。

Yurt dışına seyahat ettiğinde çok geniş hissedersin. Böyle bir ruh hali içinde fazla para harcamak kolaydır.

海外に行くと、気が大きくなって思わず使いすぎちゃうんだよね。

Uzay tozu çok tehlikeli gelmeyebilir ama minik bir nesne bile bir mermiden birkaç kez daha hızlı hareket ettiğinde yaralanmaya neden olabilir.

宇宙塵はあまり危険そうに思えないかもしれないが、ごく小さな粒であっても、銃弾の何倍もの速度で飛んでくるので、怪我をしかねない。

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.

彼がパブロと結婚するつもりだと公に宣言したとき、彼の祖母は心臓が止まりそうになったし、彼の叔母は目玉が飛び出してしまいそうだった。でも彼の妹は鼻高々だった。