Translation of "Dışarı" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Dışarı" in a sentence and their japanese translations:

Dışarı çıkaracaktır.

自分を消極的にしてしまいます

Dışarı çıkamazsın.

外へ出てはいけない。

Dışarı çıkıyorum.

今出かけている。

Dışarı çık.

表に出ろ。

Dışarı çıkacağız.

出かけてくるよ。

Dışarı çıkamadım.

私は外へでられなかった。

Dışarı çıkıyoruz.

出かけてくるよ。

Çık dışarı!

出ていけ。

Dışarı gitmemelisiniz.

あなたは出かけるべきではない。

Dışarı çıkmamalısın.

あなたは出かけないほうがよい。

Dışarı çıkmalıyım.

- 出かけなくっちゃ。
- 出かけなきゃ。

- O dışarı gitti.
- O dışarı çıktı.

彼女は外出した。

- Dışarı çıkmak için özgürsün.
- Dışarı çıkmak için özgürsünüz.
- Dışarı çıkmakta serbestsin.

君は勝手に出かけていいよ。

- Ben pencereden dışarı baktım.
- Pencereden dışarı baktım.

私は窓から外を見た。

Dışarı takla attım.

私はそこから側転するように 落下しました

...bağırsaklarını dışarı iterek...

‎消化器官を外に出した

Bugün dışarı çıkmamalısın.

君は今日外に出てはならない。

Dışarı çıkmadın mı?

外出しなかったのですか。

O dışarı çıkmazdı.

外に出ようとしない。

Haber dışarı sızdırılmış.

ニュースがもれた。

Pencereden dışarı bakma.

- 窓から外を見るな。
- 窓から外を見てはいけません。

Dilini dışarı çıkar.

舌を見せてください。

Ben dışarı gidemedim.

私は外へでられなかった。

Sır dışarı sızdı.

秘密が外部に漏れた。

Pencereden dışarı bak.

窓の外をご覧なさい。

O dışarı gitti.

- 彼女は行ってしまった。
- 彼女は出かけてしまった。
- 彼女は出て行ってしまった。

Odandan dışarı çıkmayacaksın.

部屋を出てはいけません。

Öfkeyle dışarı çıktı.

彼はかんかんになって出ていった。

Dışarı mı çıkıyorsun?

出かけるの?

Hadi dışarı çıkalım.

さあ出かけよう。

Bunları dışarı atmalısın.

捨てたほうがいいですよ。

Bunu dışarı atmalısın.

捨てたほうがいいですよ。

Dışarı çıkalım mı?

出かけませんか。

Ben dışarı çıkıyorum.

- 行って来ますね。
- 出かけてくるよ。

Dışarı çıkmak istiyorum.

- 外出したいな。
- 出かけたいな。

Dışarı çıkıyor musun?

外に行くの?

Dışarı soğuk mu?

外は寒い?

Çöpü dışarı koyun.

- ごみを外に出しなさい。
- ゴミを外に出しといて。

Gece dışarı çıkmamalısın.

あなたは夜外出してはならない。

Defterlerinizi dışarı çıkarın!

- ノートを出しなさい。
- ノートを出して下さい。

Ben dışarı çıkmalıyım.

- 私は外出しなければならない。
- 出かけなくっちゃ。
- 出かけなきゃ。

"Dışarı!" diye haykırdı.

彼は「出て行け!」と叫んだ。

- Ben şimdi dışarı çıkıyorum.
- Ben şimdi dışarı gidiyorum.

今から出かけるよ。

üzerinizdeki gerginliği dışarı attığınızı

想像しましょう

Hepsini nefesinizle dışarı atıyorsunuz,

すべて吐き出しましょう

Dilini ağzından dışarı çıkarmış,

口の端から舌を突き出して

Birkaç gün dışarı çıkmamalısın.

数日は外出しないように。

İnsanlar kaleden dışarı koştular.

人々は城外に走り出した。

Onu dışarı çıkarır mısınız?

出していただけますか。

Üşüttüğün için dışarı çıkmamalısın.

君はかぜをひいているので外出してはいけない。

Canım dışarı çıkmak istemiyor.

- 外出をする気がしない。
- 出かける気分じゃないんだ。

Canım dışarı gitmek istiyor.

外へ出たい。

Duman bacadan dışarı boşaldı.

煙突から煙がもくもくと出ていた。

Yağmurdan dolayı dışarı çıkamadım.

雨のため私は外出できなかった。

Yağmur dışarı çıkmamızı engelledi.

雨のため我々は外出できなかった。

Yağmura rağmen dışarı çıktı.

雨にもかかわらず彼は出かけた。

Yağmur dışarı çıkmamı engelledi.

- 雨で外出出来なかった。
- 雨で外出ができなかった。

Yağmur durmazsa dışarı çıkmayız.

雨が止まなければ、外出しないつもりです。

Yağmur durursa dışarı gidebilirim.

- 雨がやんだら外出するかもしれない。
- 私、雨がやんだら出かけるかもよ。

Karanlıktan sonra dışarı çıkma.

暗くなってからは外出するな。

Linda, dilini dışarı çıkardı.

- リンダはぺろりと舌を出した。
- リンダは舌をぺろっと出した。

Mayuko odadan dışarı çıktı.

マユコが部屋から出てきた。

İşimi bitirdim. Dışarı çıkalım.

その仕事は終わったよ。出かけよう。

Köpek dışarı gitmek istiyor.

その犬は外に出たがってます。

Haber nasıl dışarı sızdı?

そのニュースはどうして漏れたのだろう。

Bunu dışarı götürelim mi?

表に出ようか。

Ben dışarı çıkmak istiyorum.

遊びに行きたい。

O odadan dışarı çıktı.

彼女は部屋から出てきた。

O, dışarı gitmiş olmalı.

彼女は出かけたにちがいない。

Niçin aceleyle dışarı çıktı?

彼女はなぜ急いで出ていったのですか。

O, delikten dışarı baktı.

彼女はその穴から外をのぞいた。

Onların dışarı çıkması önemlidir.

彼らにとって、外に出かけるのは大切なことです。

Gece dışarı çıkmaya alışkındı.

彼は夜の外出になれていた。

Odadan öfkeyle dışarı çıktı.

彼は怒って部屋から出て行った。

O yağmurda dışarı gitti.

彼は雨の中を出ていった。

Onun dışarı çıktığını duydum.

彼が出ていく音が聞こえた。

Elinizi pencereden dışarı koymayın.

窓から手を出してはいけません。

Dışarı çıkmayı tercih ederim.

どちらかと言えば出かけたい。

O, evden dışarı fırladı.

彼は家から飛び出してきた。

O, aceleyle dışarı çıktı.

彼は急いで出ていった。

Ben evimden dışarı koştum.

- 急いで家から駆け出した。
- 私は慌てて家を飛び出した。

O, gece dışarı çıkardı.

彼は以前よく夜に外出したものです。

O, dükkândan dışarı fırladı.

彼は店から飛び出した。

Onun dışarı çıkması yasaklandı.

彼女は今外出禁止です。

O nadiren dışarı gider.

彼女はめったに外出しない。

Fırtınadan dolayı dışarı çıkamadık.

嵐のため私たちは外出できなかった。

Fırtına dışarı çıkmamızı engelledi.

嵐のため私たちは外出できなかった。

Kardan dolayı dışarı çıkamadım.

- 雪のため私は外出できなかった。
- 雪で出かけることができなかった。

Kasırgadan dolayı dışarı çıkamadık.

あの台風で、私たちは外出できなかった。

O, pencereden dışarı bakıyordu.

彼は窓から外を見ていた。

Çocuklar dışarı çıkmak istediler.

子供たちは外に出たかった。

Fırtınaya rağmen dışarı çıktı.

嵐にもかかわらず彼は出ていった。

O, dışarı çıkmak üzereydi.

彼女は外出しようとしていた。

Kar dışarı çıkmamı engelledi.

雪のため私は外出できなかった。

Yağmura rağmen dışarı çıktım.

私は雨にもかかわらず出かけた。

İşini bitirince dışarı çıktı.

仕事を終えた後、彼は出かけた。

Yağmurda bisikleti dışarı bırakma.

自転車を雨の中に出しっぱなしにするな。

Yarın dışarı çıkıyor musun?

明日は出掛けるの?