Translation of "Yapmak" in Japanese

0.014 sec.

Examples of using "Yapmak" in a sentence and their japanese translations:

Bunu yapmak burada yapmak yasadışı.

その行為はここでは違法ですよ。

- Ne yapmak istiyorsun?
- Ne yapmak istiyorsunuz?

- 何をしたいんですか?
- 何がしたい?
- あなたは何をしたいですか。
- あなたは何がしたいのですか。
- 何がしたいの?

Onu yapmak istemiyorsan yapmak zorunda değilsin.

嫌なら結構です。

- Onu yapmak aptalcaydı.
- Onu yapmak ahmaklıktı.

あんなことをするなんて、馬鹿げていたよ。

- Ne yapmak istersin?
- Ne yapmak istersiniz?

あなたは何をしたいのですか。

Hesap yapmak yok.

計算も必要ありません

Yapmak istediğini yapabilirsin.

君がやりたいようにやっていいよ。

Onu yapmak imkânsız.

それをすることは不可能だ。

Canım yapmak istemiyor.

いや、やる気はないな。

Bunu yapmak istememiştim.

- そんなつもりではなかったんだ。
- わたしはそうするつもりは無かった。

Hata yapmak normaldir.

間違えるのは普通のことだよ。

Ne yapmak istedin?

何がしたかったの?

Yapmak istediğim her şeyi yapmak için zamanım yok.

やりたいことを全部する時間がないのです。

Tom'un yapmak istediği şeyi yapmak için cesareti yoktu.

トムには自分のやりたいことをする勇気がなかった。

- Yarın ne yapmak istiyorsun?
- Yarın ne yapmak niyetindesin?

明日は何したい?

Besin yapmak için --"trof."

「栄養」を得る「生物」です

Bunu yapmak da zordu.

辛いことでした

Canım şaka yapmak istemiyor.

冗談を言う気になれない。

Ben giriş yapmak istiyorum.

手続きをしたいのですが。

Onu kendim yapmak istiyorum.

それは僕でやりたい。

Gelecekte ne yapmak istiyorsun?

君は将来何をしたいですか。

Onu yapmak çok kolay.

- 楽勝だよ。
- そんなの朝飯前よ。
- こんなのちょろいちょろい。

Gidip tezahürat yapmak istiyorum.

応援に行きたいわ。

Niçin onu yapmak zorundayım.

なんで僕がやらなくちゃいけないの。

Tam giriş yapmak üzereyim.

ちょうどチェックインするところです。

Giriş yapmak istiyorum, lütfen.

チェックインしたいのですが。

Onu yapmak yıllarımı aldı.

それを建てるのに何年もかかった。

Onu yapmak sana kalmış.

それをするのは君の責任だ。

Bunu yapmak zor değil.

それは難しいことじゃない。

Öyle yapmak kesinlikle imkansızdır.

そうすることは全く不可能だ。

O ne yapmak istiyor?

彼は何をしたいのですか。

İngilizce eğitimi yapmak istiyorum.

私は英語を勉強するのが好きです。

Şimdi ne yapmak istiyorsunuz?

今から何をしたいですか。

Canım yürüyüş yapmak istiyor.

散歩したい気分だ。

Çok şey yapmak zorundayım.

私はたくさんの事をしなければならない。

Şimdi ne yapmak zorundasınız?

あなたは今何をしなければなりませんか。

Gezi yapmak çok eğlencelidir.

旅行に行くのはとても楽しい。

Şimdi ne yapmak istiyorsun?

今から何をしたいですか。

Onu yapmak zorunda değilsin.

それをする必要はない。

Elimden geleni yapmak zorundayım.

私は最善を尽くさなければならない。

Ödemeyi çekle yapmak istiyorum.

小切手で支払いたいのですが。

Paris'te öğretim yapmak istiyorum.

パリで勉強したい。

Sana baskı yapmak istemiyorum.

無理強いするつもりはありません。

Kartlarda hile yapmak yanlıştır.

トランプでごまかすのはよくないことだ。

Ne yapmak istediğini bilmiyorum.

私には、あなたが何をしたいのかわかりません。

Konuşma yapmak zorunda mıyım?

- 私が演説をしなければなりませんか。
- 私が演説をしなければならないのですか。

Bugün ne yapmak istersin?

今日は何をしたいですか。

Öğle yemeği yapmak zorundayım.

私は昼食を作らなければならない。

Yürüyüş yapmak ister misin?

- 散歩しませんか?
- 散歩に行きたい?

Tarih eğitimi yapmak istiyorum.

私は歴史を研究したいと思います。

Ona sürpriz yapmak istedim.

私は彼女をびっくりさせたいと思った。

Biz hatalar yapmak eğilimindeyiz.

- 私たちは間違いをしがちです。
- われわれは誤りを犯しがちである。

Biz şekersiz yapmak zorundayız.

砂糖なしですまさなければならない。

Şimdi çıkış yapmak istiyorum.

今すぐチェックアウトしたいのですが。

Platoda yürüyüş yapmak zevklidir.

高原を散歩するのは楽しい。

Yarın ne yapmak istersin?

明日、何がしたい?

Ona sürpriz yapmak istiyorum.

私は彼をあっと言わせてやりたい。

Bugün ne yapmak isterdin?

今日は何をしたいですか。

Bunu yapmak sizin sorumluluğunuzda.

それをするのは君の責任だ。

Yapmak zor oldu mu?

作るのは難しかったですか。

Önceden rezervasyon yapmak zorundasın.

- 前もって予約しなければならない。
- あなたは前もって予約をしなければなりません。

Yapmak istediğin şeyi yap.

- 勝手にしろ。
- お好きなように。

Tom yapmak istediğini yapamadı.

トムは自分のやりたいことができなかった。

Değerli olan şeyi yapmak.

「価値あることする」ということでした

Onu yapmak eğlenceli miydi?

それやるの楽しかった?

Tom'a sürpriz yapmak istedim.

- トムをびっくりさせたいんだよ。
- トムを驚かせたいんだよ。
- トムを脅かしたいんだよ。

Bunu yapmak güvenli olmazdı.

それをすることは危険なことであったろう。

Sörf yapmak çok eğlenceli.

サーフィンはすごく楽しい。

Plan yapmak zaman ister.

彼には計画を立てる時間が必要だ。

- Hükümet radikal değişiklikler yapmak zorunda.
- Hükümet radikal reformlar yapmak zorunda.

政府は根本的な変革をしなければならない。

- Sanırım yapmak zorunda olduğumuz her şeyin arkasında yapmak istediğimiz bir şey vardır.
- Sanırım yapmak zorunda olduğumuz her şeyin arkasında yapmak istediğimiz bir şey var.

私達がしなければならないことそれぞれの背後には自分たちがしたい何かがあると思うんだ。

Açıkçası, bir şeyi yarım yapmak,

実は 中途半端っちゅうのは

Bunu yapmak için buraya kondum.

それが私の ここにいる理由だから

En iyisini yapmak konusunda endişelenirsek,

私たちは実力を 発揮しなければと思うとき

Bunu yapmak bize düşmüş görünüyordu.

その橋渡しが私たち2人の役目です

Yapmak istediğimiz şey çeşitlilik sunmak.

私たちは多彩な番組を 提供したいと考えています

Kur yapmak tehlikeli bir uğraştır.

‎求愛行動は命がけだ

çok zor seçimler yapmak zorundasınız:

難しい選択を 強いられます

Biraz farklı hesaplar yapmak zorundasınız.

少し違った数字を計算しなければいけません

Aslında bir karşılaştırma yapmak yersiz.

比べ物になりません

Acele ettiğinde, hata yapmak kolaydır.

急いでいると、間違えをしやすい。

Hata yapmak insanidir, affetmek tanrısal.

- 間違いをするのが人間で、許すのは神だ。
- 過ちは人の常、許すは神の業。
- あやまちを犯すのは人の常、ゆるすのは神。
- 過つは人、許すは神。

Bir telefon görüşmesi yapmak istiyorum.

ちょっと電話をかけたいのですが。

Saat kaçta çıkış yapmak zorundayız?

チェックアウト・タイムは何時ですか。

Bunu yapmak için kimse yok.

それをしようとする人は誰もいない。

Lunaparkı yapmak on yıl aldı.

- その遊園地を建築するのに10年かかった。
- その遊園地を建設するのに10年かかった。

Sanırım işi yapmak kolay olacak.

その仕事をするのは簡単だと思う。

İşi yapmak uzun zaman almayacak.

その仕事をするのにそう長くはかからないだろう。

O kravata bakım yapmak önemlidir.

その結び目を守るのは重要なことだ。

Bunu yapmak istediğini açıkça belirtti.

そうする意志のあることを明らかにした。

Sülfür kibrit yapmak için kullanılır.

硫黄はマッチを作るのに使われる。

O, görevini yapmak için çalıştı.

彼女は自分の義務を果たそうと努めた。