Translation of "Kolaydır" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Kolaydır" in a sentence and their japanese translations:

İsveççe kolaydır.

スウェーデン語は簡単だ。

Yüzmek kolaydır.

泳ぐことはやさしい。

İspanyolca kolaydır.

スペイン語は簡単です。

Yüzme kolaydır.

- 泳ぐことはやさしい。
- 泳ぐのなんて簡単だよ。

Tenis oynamak kolaydır.

テニスをすることはやさしい。

O çok kolaydır.

そんなこと、朝飯前ですよ。

Problemi çözmem kolaydır.

その問題を解くのは私には簡単だ。

Sorunu çözmek kolaydır.

その問題を解くのはやさしい。

Soruyu cevaplamak kolaydır.

その質問に答えるのは簡単だ。

Onunla konuşmak kolaydır.

彼は話しかけやすい人だ。

Ona ulaşmak kolaydır.

- 彼に面会するのはたやすい。
- 彼にはたやすく会える。

Ders iki kolaydır.

第2課は易しい。

İngilizce öğrenmek kolaydır.

英語は学びやすい。

Kotla çalışmak kolaydır.

ジーンズは仕事をしやすい。

Cehenneme düşmek kolaydır.

地獄への転落は容易である。

Esperanto telaffuzu kolaydır.

エスペラントの発音は易しい。

Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.

近頃は旅行は楽だ。

Kötü alışkanlıklara girmek kolaydır.

悪習は身につきやすい。

Kötü alışkanlıklara düşmek kolaydır.

悪習に染まるのは簡単だ。

Ada ulaşılması çok kolaydır.

その島にはとても近づきにやすい。

Kot pantolonla çalışmak kolaydır.

ジーンズは仕事をしやすい。

Bence bu kitap kolaydır.

私はこの本はやさしいと思う。

Kalkış inişten daha kolaydır.

離陸するほうが着陸するよりたやすい。

Seyahat ederken, kaybolmak kolaydır.

旅先では迷子になりやすい。

Bugünlerde seyahat etmek kolaydır.

近頃は旅行は楽だ。

Bu benim için kolaydır.

- こんなの、俺にとっては簡単さ。
- こんなの簡単よ。

Yüzme, benim için kolaydır.

泳ぐことは私にとっては簡単である。

O dağa tırmanması kolaydır.

その山は登りやすい。

- Bu kolay.
- O kolaydır.

楽勝だよ。

Bu şarkıyı öğrenmesi kolaydır.

この歌は覚えやすい。

Bu arabayı sürmek kolaydır.

この車は運転しやすいな。

Kötük alışkanlık edinmek kolaydır.

悪い習慣はつきやすい。

Esperantoyu telaffuz etmek kolaydır.

エスペラントの発音は易しい。

John'u memnun etmek kolaydır.

ジョンは気がいい。

Jimmy ile geçinmem kolaydır.

ジミーは仲良くやっていきやすい。

Bu kitaplığın montajı kolaydır.

この本棚は組み立てが簡単だ。

Bu bisikleti sürmesi kolaydır.

この自転車は乗りやすい。

Pirinç lapasının sindirimi kolaydır.

おかゆは消化しやすいんです。

- Bu sorun, ondan daha kolaydır.
- Bu problem, ondan daha kolaydır.

この問題はそれよりやさしい。

Vaaz vermek uygulamaktan daha kolaydır.

説教することは実行することよりやさしい。

Acele ettiğinde, hata yapmak kolaydır.

急いでいると、間違えをしやすい。

Adaya tekne ile ulaşmak kolaydır.

その島は船で容易に行ける。

O soruya cevap vermek kolaydır.

その質問は答えやすい。

10'a 5 eklemek kolaydır.

5+10の足し算はやさしい。

Başkalarının işinde hata bulmak kolaydır.

他人のやることにけちをつけるのは簡単である。

İyiyi kötüden ayırt etmek kolaydır.

良い事、悪い事を区別するのは簡単だ。

İspanyolca, Almanca'dan çok daha kolaydır.

スペイン語はドイツ語より大分易しい。

Bizim çok hata yapmamız kolaydır.

私たちは誤りをたくさん犯しやすい。

Erkekler için arkadaş edinmek kolaydır.

男にとって友達を作ることは簡単だ。

Bu onun için çok kolaydır.

これは彼にはあまりやさしすぎる。

Bu soruya cevap vermek kolaydır.

この質問に答えるのは簡単だ。

Bu makineyi idare etmek kolaydır.

この機械は扱いやすい。

Bu tavanın sapını tutmak kolaydır.

このフライパンのとっては持ちやすい。

Bu yeni kameranın kullanımı kolaydır.

このカメラは使いやすい。

Onu erkek kardeşinden ayırmak kolaydır.

彼と彼の兄を見分けるのは簡単だ。

Japonca konuşmak benim için kolaydır.

日本語を話すことは、私にはやさしい。

Bu sorunu çözmek senin için kolaydır.

君がこの問題を解くのはたやすい。

Üzüntüyü paylaşmak neşeyi paylaşmaktan daha kolaydır.

喜びに同情するより悲しみに同情するほうが容易だ。

Hokkabazlık aslında göründüğünden çok daha kolaydır.

ジャグリングは実際のところ、その見た目よりはるかに簡単である。

Planlar yapmak genellikle gerçekleştirmekten daha kolaydır.

実行するよりは計画を立てるほうがしばしば簡単である。

Bu tür hatayı gözden kaçırmak kolaydır.

- この種の間違いは見逃しやすい。
- この手のミスは見過ごされがちだ。

Bu tür hataları gözden kaçırmak kolaydır.

- この種の間違いは見逃しやすい。
- この手のミスは見過ごされがちだ。

Çocuklara öğretmek yetişkinlere öğretmekten daha kolaydır.

子供にものを教えるのは、大人に教えるよりは容易だ。

Peyniri bir bıçak ile kesmek kolaydır.

チーズはナイフで簡単に切れる。

Temel kuralları öğrenir öğrenmez o oyun kolaydır.

基本ルールを学んでしまえば、そのゲームは簡単です。

Bu tür hatayı gözden kaçırmak çok kolaydır.

- このようなミスは見逃しやすい。
- この種の間違いは見逃しやすい。
- この手のミスは見過ごされがちだ。

Planlar yapmak onları uygulamaya koymaktan daha kolaydır.

計画を立てることは、それを実行することよりも容易だ。

Bu bilgisayar güçlü, verimli ve kullanımı kolaydır.

- このコンピューターは強力で効率がよく使いやすい。
- このパソコンはハイパワーで高効率で使うのも簡単だ。

- Olaydan sonra akıllı olmak kolaydır.
- İş işten geçince akıllanmak kolaydır.
- Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur.

- 事後に事を悟るのは容易だ。
- 愚者のあと知恵。
- 下衆の後思案。

Gibi coğrafi olarak engellenmiş yayın hizmetlerine erişmek kolaydır

地理的にブロックされたストリーミングサービスに簡単にアクセスでき ます。海外 にいる

- Bu kitap kolay okunur.
- Bu kitabı okuması kolaydır.

- この本を読むのは容易だ。
- この本は読むのに簡単だ。
- この本、読みやすいよ。

Bu iş bir çocuğun bile yapabileceği kadar kolaydır.

この仕事は単純なので子供にもできる。

Eski modelle karşılaştırıldığında bunu kullanmak çok daha kolaydır.

古い機種に比べてこちらのほうがずっと扱いやすい。

Bu kitap benim okumam için yeteri kadar kolaydır.

この本は私が読めるほど易しい。

Basit İngilizceyle yazılmış olan bu kitabın okunulması kolaydır.

この本は簡単な英語で書かれているので、読むのは容易だ。

Pek çok şey sözde kolaydır, fakat gerçekleştirmesi aslında zordur.

話すのは簡単だが、実行の困難な事は多くある。

Hangisi daha kolaydır, kayak mı yoksa buz pateni mi?

スキーとスケートではどちらがやさしいですか。

Bu egzersiz benim için yardım almadan yapılacak kadar kolaydır.

この練習問題は、私がひとりでできるくらいやさしい。

Bir saati parçalara ayırmak onu monte etmekten daha kolaydır.

時計を分解するのは組み立てるより簡単だ。

- Söylemek yapmaktan daha kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

言うは易く行うは難し。

Çok sayıda volkan bulunduğundan dolayı, Japonya'nın depremler tarafından vurulması kolaydır.

多くの火山があるので、日本は地震を受けやすい。

Bu kitap basit bir İngilizceyle yazılmış. Bu nedenle okuması kolaydır.

- 簡単な英語で書かれているので、この本は読みやすい。
- やさしい英語で書かれているので、この本は読みやすい。

Zaten bir şeye sahip olduğun zaman para kazanmak daha kolaydır.

既に元手があると金儲けがより容易になる。

Hangisini okumak daha kolaydır, bu kitabı mı yoksa şunu mu?

この本とあの本とどっちがやさしい?

Bu masal yedi yaşındaki bir çocuğun okuması için yeterince kolaydır.

この童話は七歳の子が読むのに十分やさしい。

Yağmur yağdıktan ve zemin nemlendikten sonra yabani otları çekmek daha kolaydır.

雨が降って土に湿り気があると草は取りやすくなる。

Bir insanı birinin arkadaşı yapmak kolaydır fakat onu öyle sürdürmek zordur.

友人を作るのはたやすいが友情を保つのは難しい。

Genel bir kural olarak, eleştirmek kolaydır ama alternatif öneri üretmek zordur.

批判するだけなら概して簡単だろうが代替案を捻出するのは難しい。

- Lafla peynir gemisi yürümez.
- Söylemek yapmaktan kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

- 実行するより口で言うほうが容易だ。
- 口で言うのは実行するのよりやさしい。
- 口では大阪の城も建つ。
- 言うのはた易いが、行うのは難しい。
- 言うは易し、行うは難し。

Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.

富んでいるものが神の国に入るよりは、らくだが針の穴を通る方がもっと易しい。

Yurt dışına seyahat ettiğinde çok geniş hissedersin. Böyle bir ruh hali içinde fazla para harcamak kolaydır.

海外に行くと、気が大きくなって思わず使いすぎちゃうんだよね。

Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.

自分の母語で自然な表現をするのはたやすいが、母語以外の言語ではとかく不自然な表現になりやすい。

İyi örnek cümleler yazmak o kadar kolaydır ki bir sürü kötü olanlardan kurtulma sürecinde birkaç iyi cümleyi kazara iptal etsek bile, sanırım çok sayıda iptal yaparak bu korpusun kalitesini şiddetle geliştirebiliriz.

正しい文を書くのがとても簡単なので、間違っている文を抹消しているうちに、不意に一つ、二つの正しい文を一緒に抹消してしまっていても、かまわないだと私は思います。それは、コーパス全体の質を上げられるからです。