Translation of "Evden" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Evden" in a sentence and their japanese translations:

O, evden ayrıldı.

彼は家をでた。

O evden uzakta.

家にはいない。

O evden kaçtı.

- 彼は家出をした。
- 彼は家を飛び出した。

Tom evden kaçtı.

トムは家出をした。

Babam evden uzakta.

父は不在です。

Gençken evden ayrıldım.

私は若いころに故郷を出た。

Babam evden uzaktadır.

- 私の父は留守にしている。
- 私の父は家を留守にしている。

Evden ayrılmak üzereydi.

- 彼女はまさに家をでようとしていた。
- 彼女は家を出るところだった。

Bugün evden çalışıyorum.

- 今日は在宅ワークです。
- 今日は在宅勤務をしてるよ。
- 今日は家で仕事をしてるんだ。

- Mary gizlice evden çıktı.
- Mary çaktırmadan evden dışarı çıktı.

マリーはこっそり家を抜け出した。

Evden ayrıldığımda hava güzeldi.

家を出る時には晴れていました。

Kötü ruh evden kovuldu.

悪霊は、家から追い払われました。

Annem döndüğünde evden ayrılacağım.

母が戻ってきたら私はでかけます。

Onun evden çıktığı görüldü.

- 彼は家からでてくるのを見られた。
- 彼はその家から出てくるところを見られた。

O, evden dışarı fırladı.

彼は家から飛び出してきた。

O, şimdi evden ayrılıyor.

彼は今出かけるところだ。

15 yaşındayken evden kaçtı.

十五歳の時に彼は家出した。

Yanan evden çocuğu kurtardı.

彼はその子を燃えている家から救い出した。

Onlar yeni evden memnun.

彼らは新しい家に満足している。

Evden ayrıldığımda gökyüzü açıktı.

家を出る時には晴れていました。

O, evden dışarı atıldı.

彼は家から放り出された。

Tom aceleyle evden ayrıldı.

トムは慌てて家を出た。

Ben yedide evden ayrıldım.

私は七時に家を出た。

Yarın sabah evden ayrılacağız.

私たちは明日の朝にその家を出ます。

Ailem beni evden kovdu.

私の両親は私を家から追い出してしまいました。

Sabah erkenden evden ayrıldık.

私たちは朝早く家を出た。

Mary gizlice evden çıktı.

マリーはこっそり家を抜け出した。

Çocuk, yanan bir evden kurtuldu.

その子は燃えさかる家から救助された。

On üç yaşındayken, evden kaçtı.

13歳のときに彼女は家出した。

O geldiğinde, o evden ayrılacaktı.

彼女が来た時、彼はちょうど家を出ようとしていた。

Ceketini giydi ve evden ayrıldı.

彼はコートを着て、家を出た。

Uzun boylu adam evden çıktı.

背の高い男が家から出てきた。

Şiddetli yağmurdan dolayı evden çıkamadık.

大雨で私たちは外出することができなかった。

O zaman evden ayrılmak üzereydim.

私はその時まさに家を出ようとしているところだった。

O, az önce evden ayrıldı.

彼は家を出て行ったばかりです。

Ben vardığımda çabucak evden kaçtılar.

私が着くと彼らは急いで家から出て行った。

Bütün itirazlarımdan sonra, evden gitti.

私の反対にもかかわらず、彼女は家を出ていった。

O zaman tam evden çıkıyordum.

私はそのとき家を出るところだった。

Yağmur yağmaya başladığında evden ayrılıyordum.

私が家を出ようとしていると雨が降り出した。

Evden işe 40 dakika sürer.

家から仕事まで四十分掛かります。

Genellikle saat kaçta evden ayrılırsın?

- あなたは普通何時に家を出ますか。
- 普段は何時に家を出るの?

Sabah saat kaçta evden ayrılırsınız?

- あなたは朝何時に家を出ますか。
- 朝、何時に家を出るの?

- Onun evden ayrılışını fark ettin mi?
- Onun evden ayrılışını fark ettiniz mi?

あなたは彼が家を出て行くのに気がつきましたか。

Kazayı duyar duymaz evden dışarı fırladı.

衝突の音を聞くやいなや、彼は家から走り出した。

Evden çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.

家を出るか出ないかのうちに雨が降り出した。

Keşke evden beş dakika erken çıksaydım.

もう5分早く家を出ていればよかったのだが。

Peter kalktığında, Jean zaten evden ayrılmıştı.

ピーターが起きたときには、ジーンはすでに家を出ていた。

Babam genellikle ben yataktayken evden çıkar.

父は普通私が寝ているうちに家を出ます。

O, üç gün sonra evden ayrıldı.

彼女は三日後に家を離れた。

O geri dönmemek üzere evden ayrıldı.

彼は家を出て、二度と帰らなかった。

O hoşça kal demeden evden ayrıldı.

彼はさよならも言わずその家を出た。

Onun evden kaçması babasının şiddetinden dolayıdır.

彼が家を飛び出したのは父親が厳しかったせいだ。

Ben dün kahvaltı etmeden evden çıktım.

私は昨日は朝食をとらないで家を出た。

Annem on dakika önce evden ayrıldı.

母は10分前に出かけました。

Telefon çaldığında, hepimiz evden ayrılmak üzereydik.

- 電話が鳴った時、私達は外出するところだった。
- 電話が鳴った時、我々は外出するところだった。

Treni kaçırmayayım diye evden erken çıktım.

列車に乗り遅れるといけないと思い、朝早く家を出た。

Evden ayrılır ayrılmaz yağmur yağmaya başladı.

彼が家を出るか出ないうちに雨が降り始めた。

Yağmur yağmaya başladığında evden yeni çıkmıştım.

私が家を出るやいなや雨が降り出した。

Tom bana telefon ettiğinde evden ayrılıyordum.

- 私が家を出ようとしていたら、トムから電話がかかった。
- 私が家から出ようとしていたら、トムから電話があった。
- 家を出ようとしていたら、トムから電話がかかってきた。
- 家を出ようとしたら、トムが私に電話してきた。

Sen evden ayrıldıktan sonra paltonuzu buldum.

あなたが家を出た後で、私はあなたのコートに気づきました。

Altı kalktım, ve yedide evden ayrıldım.

6時起床、7時家を出る。

O beni aradığında evden ayrılmak üzereydim.

- 私が家を出ようとしたときに、彼女から電話があった。
- 私がまさに家を出ようとしていたときに、彼女から電話がかかった。
- 彼女から電話があったとき、私は家を出るところだった。

O, tam ben evden ayrılırken geldi.

彼は、私がちょうど家を出ようとしたときに到着した。

Evden ayrılmadan önce gazı kapatmayı unutma.

家を出る前にはガスのスイッチを切るのを忘れないでください。

Evden kaçmıştım ve Londra'daki izbe sokaklarda uyuyordum.

私は家出し ロンドンの路上で 野宿をしていました

Ben tüm yaz tatili boyunca evden uzaktaydım.

- 夏休み中家にいませんでした。
- 夏休みの間は、ずっと家を留守にしていました。

Evden biraz daha erken çıksaydın, zamanında olurdun.

もう少し早く家を出ていたならば、あの電車に間に合ったのに。

Hafta sonu sık sık evden uzakta kalır.

彼は週末によく家を空ける。

O, evden çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.

彼が家を出るとすぐ、雨が降り出した。

Kim gelirse gelsin, evden uzakta olduğumu söyle.

誰が来ても私は留守だと言いなさい。

O, her zaman saat yedide evden ayrılır.

- 彼はいつも七時に家を出ます。
- 彼はいつも7時に家をでる。

O tüm itirazlarımın sonrasında, o evden ayrıldı.

私の反対にもかかわらず、彼女は家を出ていった。

Treni kaçırmamak için sabah evden erken ayrıldı.

列車に乗り遅れないように彼は朝早く家を出た。

Acele bir kahvaltı yaptım ve evden ayrıldım.

私は急いで朝食を食べて、家を出た。

Evden ayrılır ayrılmaz çok yağmur yağmaya başladı.

家を出るや否や激しく雨が降り出した。

O ev gerçekten bu evden daha iyidir.

その家のほうがこの家より本当に良いです。

Her sabah saat sekizden önce evden çıkarım.

私は毎日8時前に家を出ます。

Zamanında toplantıda olmak için evden erken ayrıldım.

私は会議に間に合うよう早めに家を出た。

O, evden ayrılır ayrılmaz yağmur yağmaya başladı.

私が家を出るとすぐ雨が降りだした。

O, saat 8:00 'de evden çıktı.

彼は8時に家を出た。

Evden ayrılmadan önce kapının kilitli olduğunu görün.

出かける前にドアに鍵をかけるように気をつけてください。

Evden ayrılmadan önce, evcil hayvanınızın yiyeceğinden emin olun.

家を出る前に、必ずペットには十分えさを与えて下さい。

Evden ayrılır ayrılmaz şiddetli şekilde yağmur yağmaya başladı.

家を出たとたんに大雨が降り出した。

Cesur itfaiyeci yanan evden bir erkek çocuğu kurtardı.

その消防夫は勇敢にも燃え盛る家から赤ん坊を救った。

O, on yaşından önce üç kez evden kaçtı.

彼は10歳になるまで3回も家出をした。

Yanan evden dışarı çıktığı zaman itfaiyecinin yüzü korkunçtu.

燃えている家から出てきた時の消防士は厳しい顔をしていた。

Telefon çalmaya başladığında, Anne evden ayrılmak üzere idi.

電話が鳴り始めたとき、アンは出かけようとしていたところだった。

- Bu tür evi sevmiyorum.
- Bu tip evden hoşlanmıyorum.

- 私はこの型の家は好きではない。
- こういうタイプの家は好みじゃないんだ。

Telefon görüşmesi onu evden çıkarmak için bir hileydi.

電話は彼を家から出すための策略だった。

Evden ayrıldıktan beş dakika sonra yağmur yağmaya başladı.

私が家を出てから5分後に雨が降り出した。

Annem hasta olduğu için geçen cumartesi evden ayrılamadım.

- 私はこの前の土曜日、母が病気だったので家から出れなかった。
- 母の具合が悪かったので、先週の土曜日は家を出られませんでした。

Evden pek uzak olmayan bir askeri hastane vardı.

家から遠くないところにあるのは軍の病院です。

Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.

もしある期間家を離れる場合は郵便の配達を止めてもらう。

Doğrudan pazarlama insanların evden alışveriş yapmasını sağlayan bir yoldur.

ダイレクト・マーケティングは人々が家に居ながらにして買い物が出来る方法である。

O, kapıyı açar açmaz, beyaz bir köpek evden kaçtı.

彼女がドアを開けるとすぐに、白い犬が家から飛び出してきた。

O, evden istasyona çok fazla yük taşımak zorunda kaldı.

彼は家から駅までたくさんの荷物を運ばなければならなかった。

Şirkete gitmek için her sabah saat yedide evden ayrılırım.

私は毎朝7時に家を出て会社に向かう。

O, ilk treni kaçırabileceği korkusuyla sabah erkenden evden çıktı.

始発列車に遅れないように、彼女は朝早く家を出た。