Translation of "20'" in French

0.020 sec.

Examples of using "20'" in a sentence and their french translations:

20 yaşındayken

Quand j'avais 20 ans,

20, sen?

Vingt, et toi ?

- Muiriel şimdi 20 yaşında.
- Muiriel şimdi 20.

Muiriel a 20 ans maintenant.

10, 20, 30 -

dix, vingt, trente.

Dedirtecek 20 davranış

20 comportements qui vous font dire

20 avrom kaldı.

Il me reste vingt euros.

Muiriel şimdi 20.

- Muiriel a 20 ans maintenant.
- Muiriel a désormais 20 ans.

Sanırım 20 yıl önce

Je pense à il y a environ 20 ans,

20. yüzyılın ortasında ulaşabildi,

au milieu du 20ème siècle,

20 milyon kuyruklu yarasa.

Vingt millions de chauves-souris molosses.

Inşaatı 20 yılda bitiyor

la construction est terminée en 20 ans

20 yıl önce doğdum.

Je suis né il y a 20 ans.

20 yıldır ders veriyor.

Il enseigne depuis 20 ans.

Yaklaşık 20 kişi yaralandı.

Environ vingt personnes ont été blessées.

Muiriel şimdi 20 yaşında.

Muiriel a 20 ans maintenant.

20 ekim gecesinde neredeydin?

- Où étiez-vous dans la nuit du 20 octobre ?
- Où étais-tu dans la nuit du 20 octobre ?

20 Ekim'de ne oldu?

Que s'est-il passé le 20 octobre?

Rich 20 yıl fabrikada çalışmıştı.

Rich avait travaillé là pendant 20 ans.

O, günde 20 dolar kazanır.

Il gagne vingt dollars par jour.

O 20 yaşındayken onunla evlendi.

Elle s'est mariée avec lui à 20 ans.

Ailem 20 yıldır burada yaşıyor.

Ma famille a vécu ici pendant vingt ans.

Caddede bulduğum 20 doları sakladım.

J'ai gardé les 20 $ que j'ai trouvés dans la rue.

Benim doğum günüm 20 Ekim'dir.

Mon anniversaire est le vingt octobre.

Son başvuru tarihi 20 ekim.

La date limite d'inscription est le 20 octobre.

Bu, dünya nüfusunun %20'si.

C'est 20% de la population mondiale.

Otobüsler 20 dakikalık aralıklarla çalışıyor.

Les bus roulent à vingt minutes d'intervalle.

Maryse 20 yaşından önce nasıldı?

Comment était Maryse avant l'âge de 20 ans ?

20 Ekim'e kadar Boston'da kalacağım.

Je resterai à Boston jusqu'au 20 octobre.

- Bu fabrikanın üretimi % 20 oranında artmıştır.
- Bu fabrikanın randımanı %20'ye kadar arttı.

La production de cette usine a augmenté de 20%.

20 yılı aşkın bir zaman diliminde

qui choisissent les maths standards

Bu senaryoyu 20. yüzyılın faşizminde yaşamıştık:

Nous l'avons vu avec les fascismes du vingtième siècle :

20'de 1'den biri olacaktı

Elle serait l'une de ces 1/20 enfants morts à la naissance.

Yeryüzündeki memelilerin %20'sini yarasalar oluşturuyor

Les chauves-souris représentent 20% des mammifères du monde

Bu yüzden 20 Temmuz 1969 yılında

Donc le 20 juillet 1969

Mesafeyi 20 yılda kat ediyor artık

couvre maintenant la distance en 20 ans

İstasyona taksiyle gitmek 20 dakikamı alacak.

Cela me prendra 20 minutes pour aller jusqu'à la gare en taxi.

Şirket 20 kişiyi işe almak istiyor.

L'entreprise veut employer vingt personnes.

Yarasının iyileşmesi Rei'nin 20 gününü aldı.

Il a fallu 20 jours à Rei pour se remettre de sa blessure.

Biz 20 Ekim 2013'te evlendik.

Nous nous sommes mariés le 20 octobre 2013.

Bu andan itibaren, Muiriel 20 yaşında.

Muiriel a désormais 20 ans.

Köyde en fazla 20 kişi kaldı.

Il ne restait que vingt personnes au village.

Bir ön duruşma 20 Ekim'de planlanıyor.

Une audience préliminaire est prévue pour le 20 octobre.

Onların sözleşmesi 20 Ekimde sona erdi.

Leur contrat expire le vingt octobre.

Bu doğruyu 20 eşit parçaya bölün.

Divisez ce segment en vingt parties égales.

O, onu 20 Ekimde ziyaret etti.

- Elle lui rendit visite le 20 octobre.
- Elle lui a rendu visite le 20 octobre.

Atom bombası, 20. yüzyılın fizik ürünüdür.

La bombe atomique est le produit de la physique du XXe siècle.

Ölüm saatinin 14:20 olduğuna inanıyoruz.

Nous pensons que la mort remonte à quatorze heures vingt.

Tom 20 Ekim 2013'te doğdu.

Tom est né le 20 octobre 2013.

Jenerasyonlar 20 yıl gibi bir süreye yayılıyorlar.

Ils couvrent environ 20 ans.

Ve sülfür dioksit salınımı 20 milyon ton.

et 20 millions de tonnes de dioxyde de soufre.

çünkü sinyalin Mars'a ulaşması 20 dakika sürebilir.

parce que ce signal mettrait 20 minutes à atteindre Mars.

1 hafta 10 gün 20 günü bulabiliyor

1 semaine, 10 jours, 20 jours

Yardımcı olmaya çalışarak yaklaşık 20 yılımı harcadım.

et à essayer d'aider les gens à augmenter leur chance.

20 dakika içinde herkesin ofisimde olmasını istiyorum.

Je veux tout le monde dans mon bureau dans vingt minutes.

Tatoeba'da günde 20 cümle yazmaya karar verdim.

J'ai décidé d'écrire 20 phrases par jour sur Tatoeba.

O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.

Elle se maquilla en 20 minutes.

Ve 5, 10 ya da 20 yıl sonra,

Et qui sait ce que la science va nous apporter

Batı'da 20. yüzyıl kadar geç bir zamanda gerçekleştiriliyordu.

a été pratiquée en Occident jusqu'au XXe siècle.

Dünya genelinde 20 ülkede bu önemli güvenlik açığını

Nous avons publié un rapport dans 20 pays à travers le monde,

2013'te sadece 20 adet Taobao köyü varken

Il n'y avait que 20 villages Taobao en 2013,

Yan 20-25 kişi civarında bilemedin 30 kişi

environ 20-25 personnes ne connaissaient pas 30 personnes

20 millik elektrik kablolarındaki kısa devrelerle mücadele ettiler .

remplissaient le vaisseau spatial.

20 yıl boyunca Everest Dağı'na 21 kez tırmandı.

Il a gravi le mont Everest à 21 reprises en 20 ans,

Tatoeba'da günde 20 tane cümle yazmaya karar verdim.

- J'ai décidé d'écrire 20 phrases par jour sur Tatoeba.
- Je me suis décidé à écrire quotidiennement vingt phrases sur Tatoeba.

Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

- La vue de la Terre depuis la Lune est une des images emblématiques du XXe siècle.
- L'image de la Terre vue de la Lune est une des icônes du XXe siècle.

Sunucumuz planlanan bakım için 20 Ekim'de çevrimdışı olacak.

Nos serveurs seront hors ligne le 20 octobre pour la maintenance prévue.

Neden olmasın? O benden sadece 20 yaş büyük.

Pourquoi pas ? Elle a juste vingt ans de plus que moi.

Kanada'da, 20 yaşına kadar içki içmenize izin verilmez.

Au Canada, il est interdit aux moins de vingt ans de boire de l'alcool.

20 öğrenciyle başladık. Şimdi 200'den fazla var.

On a commencé avec 20 étudiants. Maintenant nous en avons plus de 200.

20 dakika sonra sabrım tükendi ve duş almaya gittim.

J'ai perdu patience après 20 minutes et je suis parti me laver,

Öğrencilere 20 dolar verip şunu söyleyecek kadar ileri gittiler:

Ils en arrivèrent même à donner 20 dollars et dire :

20 yıldan fazla gazeteci olarak çalıştığım New York Times'ta

J'étais bénévole pour un rachat par le New York Times,

Genellikle 20 dönümden az alanlarda işleyen düşük gelirli ülkelerde

Elles produisent 60 à 80% de la nourriture des pays les plus pauvres

Tomografi sonucuma göre 20'nin üzerinde kötü huylu tümör,

Ce PETscan montre plus 20 tumeurs malignes

Neden doğum kontrolü için çiftlerin yüzde 20'si kondoma

Pourquoi 20% des couples utilisent les préservatifs pour la contraception

Burası, Dünya'nın en kalabalık yerlerinden biri. Nüfusu, 20 milyon.

C'est l'un des endroits les plus peuplés au monde. Vingt millions d'habitants.

şöyle ki; örneğin tsunami de dalga boyu 20 metreyken

à savoir; par exemple, lorsque le tsunami mesure 20 mètres de long

Ben burada size 20 dakika boyunca bu yokları anlatabilirim

Ici, je peux vous parler de ces absents pendant 20 minutes

Hani 20 dakika boyunca saymakla bitmeyecek olan yoklar varya

Il y en a qui ne se termineront pas par compter 20 minutes.

Ve Amerikalı çalışanların sadece yaklaşık %20'sinin çalıştırıldığı şirketler.

Et des entreprises de cette taille n'emploient qu'environ 20% des travailleurs américains.

Günde 20 portakaldan daha fazla yemenin sağlıksız olduğunu düşünüyorum.

Je pense qu'il est malsain de manger plus de 20 oranges par jour.

Her biri birkaç saat içerisinde 20 kilo bal kabağı yiyebilir.

Un seul élan peut manger 20 kg de citrouille en quelques heures.

Bugün, 100 binden fazla kadın bizimle çalışıyor ve 20 milyon

Aujourd'hui, plus de 100 000 femmes ont un compte chez nous,

Fakat bizim bildiğimiz dev dalgada, dalga boyu 20 metre ise

mais dans l'onde géante, nous savons si la longueur d'onde est de 20 mètres

Ta ki yaklaşık 20 yıl önce Kalahari'nin merkezine gidene kadar.

Jusqu'à mon voyage au Kalahari central il y a 20 ans.

Ocak ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre % 20 yukarıdaydı.

Les exportations de janvier ont été supérieures de 20% par rapport à l'an dernier.

Soyulmuş ve doğranmış patatesleri kaynayan su içinde 20 dakika pişir.

Faites cuire les pommes de terre pelées et coupées en morceaux 20 minutes à l’eau bouillante.

20 ve 30' lu yaşlardaki kadınlar çok kere erkeklerden fazla kazanıyor.

A la vingtaine et au début de la trentaine, les femmes gagnent plus.

Ama orası mağaranın içine göre en azından 20 derece daha sıcaktır.

Mais il y fait 20 degrés de plus que dans la grotte.