Translation of "Veriyor" in Dutch

Tepki veriyor.

Hij reageert.

Söz veriyor musun?

Belooft u het?

Düşünmek acı veriyor.

- Denken doet pijn.
- Denken kwetst.

Tom aşırı tepki veriyor.

Tom overdrijft.

Dişim bana inanılmaz acı veriyor.

- Mijn tand deed ongelofelijk pijn.
- Mijn tand doet ongelofelijk pijn.

O iyi tat veriyor mu?

- Is dat lekker?
- Hoe is het, lekker?

Her zaman karısına hediyeler veriyor.

Hij geeft altijd geschenken aan zijn vrouw.

- Ağaçlar filizleniyor.
- Ağaçlar sürgün veriyor.

De bomen botten uit.

Tom, bir kitabını bana veriyor.

Tom geeft mij een boek van hem.

O, profesöre oldukça değer veriyor.

Hij heeft de professor hoog op.

Ve bana ışık veriyor. Tamam, gidelim.

Daar heb ik wat licht van. Laten we gaan.

Ve yazın çeşit çeşit meyve veriyor.

en in de zomer een veelheid aan verschillende soorten fruit draagt.

Joke komşu kızına Hollandaca dersleri veriyor.

Joke geeft haar Turkse buurmeisje Nederlandse lessen.

Alakasız şeylere çok fazla dikkatini veriyor.

Ze besteedt te veel aandacht aan onbelangrijke dingen.

- Sana kim öğretiyor?
- Sana kim ders veriyor?

- Wie onderwijst je?
- Wie onderwijst u?
- Wie onderwijst jullie?

Japonya durgunluktan kurtulmak için hala mücadele veriyor.

Japan heeft nog steeds moeite om uit de recessie te komen.

O, erkek kardeşini kurtarmak için kan veriyor.,

Hij geeft zijn bloed om zijn broer te redden.

O, kız kardeşini kurtarmak için kan veriyor.

Zij geeft haar bloed om haar zus te redden.

Bir pandemiyi kontrol etmeye yardımcı olma vaadini veriyor.

om een pandemie in te dijken via traceren van contacten.

Yumurtalara sifonuyla oksijen veriyor, onlara göz kulak oluyordu.

Ze voorziet de eieren van zuurstof, zorgt voor ze.

Aynı zamanda onları ele veriyor. Çoğu av hüsranla sonlanıyor.

Maar het maakt ze ook zichtbaar. De meeste jachten mislukken.

- Tom spor psikolojisi öğretiyor.
- Tom spor psikolojisi dersi veriyor.

Tom geeft les in sportpsychologie.

Bu yüzden kilo veriyor ve muazzam bir güç kaybına uğruyor.

Dus ze valt af en verliest enorm veel kracht.

- Mary öğretmenin sorusunu yanıtlıyor.
- Mary öğretmenin sorusuna cevap veriyor.
- Mary öğretmenin sorusunu cevaplıyor.

Maria antwoordt op de vraag van de lerares.

- Bu hareketi yapmak ağrı veriyor mu?
- Bu şekilde hareket edince ağrı oluyor mu?

- Doet het pijn als je zo beweegt?
- Doet het pijn als u zo beweegt?

Bizim kendi ağacımızdan gelen elmalar marketten gelen püskürtülmüş elmalardan çok daha iyi tat veriyor.

De appels van onze eigen boom smaken veel beter dan de bespoten appels uit de supermarkt.