Translation of "Yaşında" in French

0.016 sec.

Examples of using "Yaşında" in a sentence and their french translations:

Kaç yaşında?

Quel âge a-t-il ?

“O kaç yaşında?” “On iki yaşında.”

« Quel âge a-t-elle ? » « Elle a douze ans. »

- Kızın kaç yaşında?
- Kızınız kaç yaşında?

- Quel âge a votre fille ?
- Quel âge a ta fille ?

- Sanırım o, kırk yaşında.
- Sanırım o kırk yaşında.
- Bence 40 yaşında.

- Je pense qu'elle a 40 ans.
- Je pense qu'elle a quarante ans.
- Je crois qu'elle a 40 ans.

Babam 93 yaşında

Mon père a 93 ans,

Babam elli yaşında.

Mon père a cinquante ans.

Çocuklar kaç yaşında?

- Quels âges ont les enfants ?
- Quel âge ont les enfants ?

O yaşında görünmüyor.

Il ne fait pas son âge.

Deden kaç yaşında?

- Quel âge a ton grand-père ?
- Quel âge a votre grand-père ?

O sekiz yaşında.

Il a huit ans.

Evren kaç yaşında?

- Quel âge a l'univers ?
- Quel est l'âge de l'univers ?

Kaç yaşında görünüyorum?

Quel âge tu me donnes ?

O, kırk yaşında.

Elle a quarante ans.

Çocuklarınız kaç yaşında?

- Quels âges ont vos enfants ?
- De quels âges sont vos enfants ?
- Quels âges ont tes enfants ?
- De quels âges sont tes enfants ?

Arabası iki yaşında.

Sa voiture a deux ans.

Amcan kaç yaşında?

Quel âge a votre oncle ?

54 yaşında öldü.

Il est mort à l'âge de 54 ans.

Kedin kaç yaşında?

Quel âge a ton chat ?

O otuz yaşında.

Il a trente ans.

Oğlunuz kaç yaşında?

- Quel âge a votre fils ?
- Quel âge a ton fils ?
- Quel âge a ton fils ?

O beş yaşında.

Elle a cinq ans.

Muiriel yirmi yaşında.

Muiriel a vingt ans.

Otuz üç yaşında.

Elle a trente-trois ans.

O kaç yaşında?

Quel âge a-t-il ?

O yirmi yaşında.

Elle a vingt ans.

17 yaşında mısın?

Avez-vous 17 ans ?

Karın kaç yaşında?

Quel âge a ta femme ?

Tom kaç yaşında?

Quel âge a Tom ?

Oğlum on yaşında.

Mon fils a dix ans.

Kızım senin yaşında.

- Ma fille est de votre âge.
- Ma fille est de ton âge.

On yaşında mısın?

Tu as dix ans ?

Baban kaç yaşında?

- Quel âge a ton père ?
- Quel âge a votre père ?

Okulumuz seksen yaşında.

Notre école a 80 ans.

Bronisław 18 yaşında.

Bronislaw a 18 ans.

Tom senin yaşında.

- Tom a ton âge.
- Tom a votre âge.

Tom üç yaşında.

Tom a trois ans.

Kızım üç yaşında.

Ma fille a trois ans.

Dedem 90 yaşında.

Mon grand-père a 90 ans.

- 30 yaşında görünüyor muyum?
- Otuz yaşında mı görünüyorum?

Ai-je l'air d'avoir trente ans ?

- Tom'un kaç yaşında olduğunu düşünüyorsun?
- Sizce Tom kaç yaşında?
- Sence Tom kaç yaşında?

Quel âge donnerais-tu à Tom ?

- O yaklaşık olarak 40 yaşında.
- O aşağı yukarı 40 yaşında.
- O takriben 40 yaşında.

Il doit avoir la quarantaine.

- Otuz yaşında kendini öldürdü.
- O otuz yaşında intihar etti.

Il s'est tué à l'âge de trente ans.

- Dünden beri sekiz yaşında.
- O dün itibarıyla sekiz yaşında.

Il a huit ans depuis hier.

- O şu anda kaç yaşında?
- O şimdi kaç yaşında?

Quel âge a-t-elle, maintenant ?

- Kız kardeşin kaç yaşında?
- Küçük kız kardeşin kaç yaşında?

Quel âge a votre petite sœur ?

Dünya 4,6 milyar yaşında

La Terre a environ 4,6 milliards d'années,

35 yaşında askere gitti

Il est allé à l'armée à l'âge de 35 ans

Yarasalar 54 milyon yaşında

les chauves-souris ont 54 millions d'années

Senin yaşında kendini geçindirmelisin.

À ton âge, tu devrais subvenir à tes besoins.

Helen on yedi yaşında .

Helen a dix-sept ans.

Dick on yaşında öldü.

Dick est mort à dix ans.

Onun oğlu sekiz yaşında.

Son fils a huit ans.

Onun arabası iki yaşında.

Sa voiture a deux ans.

O, yetmiş yaşında öldü.

Il est mort à 70 ans.

Üç yaşında Tokyo'ya geldi.

- Il arriva à Tokyo à l'âge de trois ans.
- Il est arrivé à Tokyo à trois ans.

On yedi yaşında evlendi.

- Elle s'est mariée à l'âge de dix-sept ans.
- Elle s'est mariée à dix-sept ans.

Kaç yaşında olduğumu bilmiyorum.

- Je ne sais pas quel âge j'ai.
- J'ignore mon âge.

Sen otuz yaşında olamazsın.

- Tu ne peux pas avoir trente ans !
- Vous ne pouvez pas avoir trente ans !

Bu ağaç kaç yaşında?

- Cet arbre a quel âge ?
- Quel âge a cet arbre ?

Tom kaç yaşında bilmiyorum.

Je ne sais pas quel âge a Tom.

O şimdi kaç yaşında?

Quel âge a-t-il maintenant ?

Bu eşya kaç yaşında?

Quel âge a ce truc ?

O yaklaşık senin yaşında.

Il a environ votre âge.

Muiriel şimdi 20 yaşında.

Muiriel a 20 ans maintenant.

Mikey on üç yaşında.

Mikey a treize ans.

Bu kitap kaç yaşında!

Que ce livre est ancien !

O otuz bir yaşında.

Elle a 31 ans.

O, 54 yaşında öldü.

Il est mort à l'âge de 54 ans.

Tom 65 yaşında öldü.

Tom est mort à soixante-cinq ans.

O, yirmi dört yaşında.

Il a vingt-quatre ans.

Sanırım o kırk yaşında.

Je pense qu'elle a quarante ans.

Tom yalnızca otuz yaşında.

Tom a seulement trente ans.

Kız kardeşi kaç yaşında?

Quel âge a sa sœur?

Çocukların şimdi kaç yaşında?

Quel âge ont tes enfants, maintenant?

O 17 yaşında evlendi.

- Elle s'est mariée à l'âge de dix-sept ans.
- Elle s'est mariée à dix-sept ans.

Büyük oğlun kaç yaşında?

Quel âge a votre fils aîné ?

65 yaşında emekli olursun.

Il a pris sa retraite à 65 ans.

Kaç yaşında olduğunu biliyorum.

Je connais ton âge.

Kaç yaşında olduğumu düşünüyorsun?

Quel âge me donnez-vous ?