Translation of "Kuvvetle" in English

0.005 sec.

Examples of using "Kuvvetle" in a sentence and their english translations:

Ben kuvvetle sana katılıyorum.

I strongly agree with you.

Onu kuvvetle tavsiye ederim.

I strongly recommend it.

Daha sıkı çalışmanı kuvvetle öneririm.

I strongly suggest that you study harder.

Ben mağdurlarla kuvvetle empati yaparım.

I empathize strongly with the victims.

Ağaçların gizli gizli kıpırdanmasının kuvvetle farkındaydım

I was keenly aware of secret movements in the trees

Onlar benim önerime kuvvetle karşı çıkıyorlar.

They are strongly opposing my proposal.

Britanya halkı köleliğe kuvvetle karşı çıktı.

The British people strongly opposed slavery.

Öldükten sonra tekrar canlanmaya kuvvetle inanıyorum.

I strongly believe in respawn after death.

- Tom epey zorladı.
- Tom kuvvetle itti.

Tom pushed hard.

Kendinize başka bir avukat bulmanızı kuvvetle öneriyorum.

I strongly suggest that you get yourself another lawyer.

Yani zırhları olmayan bir zırhlı kuvvetle karşı karşıyaydılar.

So they were actually facing an armoured force without their armour.

Mariko'nun anne babası, onun bir Amerikalı ile evlenmesine kuvvetle karşılar.

Mariko's parents are strongly opposed to her marrying an American.

- Eğer şimdi çıkarsak yetişmemiz kuvvetle muhtemel.
- Şimdi çıkarsak herhalde başarırız.

If we leave now, we should make it.

Hülagü Suriyeye 6 tümenden oluşan 60 bin kişilik bir kuvvetle ilerliyordu.

Islamic world, Hulagu moved into Syria with a detachment of 6 tumens, equal to 60,000 troops.

Disiplinli ve iyi organize olmuş durumdalar, yavaşça savaşın çizgisini kaba kuvvetle çevirmek üzereler.

Disciplined and organized, they slowly manage to turn the tide by sheer brute force.