Translation of "çıktı" in Dutch

0.013 sec.

Examples of using "çıktı" in a sentence and their dutch translations:

Esinti çıktı.

Een briesje.

Yürüyüşe çıktı.

Ze ging wandelen.

Yıldızlar çıktı.

- De sterren kwamen tevoorschijn.
- De sterren verschenen.

Ateşim çıktı.

Ik voel me koortsig.

- O plana karşı çıktı.
- Plana karşı çıktı.

Hij was tegen het plan.

Öğretmenimiz tahtaya çıktı.

Onze leerkracht komt naar het bord.

Yine dolunay çıktı.

Het is weer volle maan.

Tren raydan çıktı.

De trein was ontspoord.

Söylenti yanlış çıktı.

Het gerucht bleek vals te zijn.

O, odadan çıktı.

Zij ging de kamer uit.

Tom hapisten çıktı.

Tom is uit de gevangenis.

Az önce çıktı.

- Het is net bekend geworden.
- Hij is net verschenen.
- Het is net verschenen.
- Hij is net uitgegeven.

Perdenin arkasından çıktı.

Hij kwam van achter het gordijn.

Onun omuzu çıktı.

Haar schouder schoot uit de kom.

Tom komadan çıktı.

Tom is net uit zijn coma geraakt.

Ok yaydan çıktı.

- De dobbelsteen is gegooid.
- De teerling is geworpen.

Ay zaten çıktı.

- De maan is al te zien.
- De maan schijnt al.

Korsanlar gemiye çıktı.

De piraten gingen aan boord van het schip.

Duman ortaya çıktı.

Er verscheen rook.

Mayuko odadan çıktı.

Mayuko ging de kamer uit.

Öylesine ağzımdan çıktı.

Het kwam zomaar uit mijn mond.

Rüşvet açığa çıktı.

De omkoping kwam aan het licht.

Tom demin çıktı.

Tom is net weggegaan.

Interneti iyileştirmeye karşı çıktı.

omdat gebruikers instemden met de voorwaarden en bepalingen.

Tüm yavrular yumurtadan çıktı.

Al die eieren zijn uitgekomen.

Bacadan siyah duman çıktı.

Er kwam zwarte rook uit de schoorsteen.

Mayuko odadan dışarı çıktı.

Mayuko kwam de kamer uit.

O odadan dışarı çıktı.

Zij kwam uit de kamer.

Tayland için yola çıktı.

Ze is op weg naar Thailand.

Az önce dışarı çıktı.

Hij is net weggegaan.

Ay bulutların arkasından çıktı.

De maan verscheen van achter de wolken.

Onlar üst kata çıktı.

- Ze liepen naar boven.
- Zij liepen naar boven.
- Ze zijn naar boven gelopen.
- Zij zijn naar boven gelopen.

Tom yavaşça merdivenlerden çıktı.

Tom liep langzaam de traptreden op.

Yürüyüş için dışarı çıktı.

Hij is buiten aan het wandelen.

Denizaltı sonunda yüzeye çıktı.

De onderzeeër kwam eindelijk aan het oppervlak.

Tom merdivenlerden yukarı çıktı.

Tom liep de trap op.

Bu oyun dün çıktı.

Dit spel is gister uitgekomen.

Her çaba boşa çıktı.

- Alle inspanningen waren tevergeefs.
- Elke inspanning was tevergeefs.

O, duştan çıplak çıktı.

Hij kwam naakt onder de douche vandaan.

Onlar Almanya'ya karşı çıktı.

Ze keerden zich tegen Duitsland.

Tom bir hırsız çıktı.

Tom bleek een dief te zijn.

Arabası kazada perte çıktı.

Zijn auto was total loss door het ongeluk.

Kızımın regi sevdiği ortaya çıktı,

Het bleek dat mijn meisje van reggae hield

Bazı doğrulamaları olduğu ortaya çıktı

bevestiging te hebben .

Bir kayaya tırmanıp sudan çıktı.

Ze klimt over een rots en gaat het water uit.

Birdenbire önümüzde üç köpek çıktı.

Plotseling verschenen er drie honden voor ons.

Arabanın altından bir kedi çıktı.

Een kat kwam van onder de auto tevoorschijn.

Uzun boylu adam evden çıktı.

De lange man kwam het huis uit.

O, Paris'e doğru yola çıktı.

Hij vertrok naar Parijs.

Tom'un haklı olduğu ortaya çıktı.

Tom bleek gelijk te hebben.

- Söylentiler gerçekti.
- Söylentiler doğru çıktı.

De geruchten waren waar.

Masanın altından bir kedi çıktı.

Een kat kwam onder het bureau vandaan.

Tom elleri havada evden çıktı.

Tom kwam het huis uit met zijn handen in de lucht.

Onun gerçek olduğu ortaya çıktı.

Het bleek waar te zijn.

O az önce dışarı çıktı.

Hij is net weggegaan.

- Az önce gitti.
- Yeni çıktı.

Hij is net weggegaan.

Güneş çıktı ve buz eridi.

De zon kwam te voorschijn en het ijs smolt.

Yirmilik dişlerimden biri çoktan çıktı.

- Er verschijnt al een van mijn verstandskiezen.
- Een van mijn wijsheidstanden komt al op.

Bu fotoğraflar çok güzel çıktı.

Deze foto's zijn zeer goed gelukt.

Kapının arkasından bir adam çıktı.

Een man verscheen van achter de deur.

Tom hızla Mary'nin yolundan çıktı.

Tom ging snel aan de kant voor Mary.

Aslında bir hediye olduğu ortaya çıktı

bleek een gave te zijn,

Bu yanlış anlama nasıl ortaya çıktı?

Hoe is dit misverstand ooit ontstaan?

Kaza basit bir hatadan ortaya çıktı.

Het ongeval is het gevolg van een simpele vergissing.

Onun, onun babası olduğu ortaya çıktı.

Het bleek dat hij haar vader was.

Kapıyı kapattı ve üst kata çıktı.

Hij sloot de deur en ging naar boven.

Tom Avustralya'ya gitmek için yola çıktı.

Tom vertrok naar Australië.

- Ok yaydan çıktı.
- Kesin karar verildi.

De teerling is geworpen.

Tom küvetten çıktı ve kendini kuruladı.

- Tom is uit bad gekomen en heeft zich afgedroogd.
- Tom kwam uit bad en droogde zich af.

- Tom karşı çıktı.
- Tom itiraz etti.

Tom maakte bezwaar.

Fakat farklı bir şey ortaya çıktı.

Maar er kwam iets anders uit.

O siyasi fikirler Hindistan'da ortaya çıktı.

Die politieke ideeën ontstonden in India.

Facebook: S*ktir et, Facebook çıktı.

Facebook: f*ck-it, Facebook ligt eruit.

- Tom yataktan çıktı.
- Tom yataktan kalktı.

Tom kwam van bed.

Tom sigara içmek için dışarı çıktı.

Tom ging naar buiten om te roken.

Tom, Mary ile birlikte mi çıktı?

Is Tom samen met Mary weggegaan?

- Tom bir köpeğe çarpmamak için yoldan çıktı.
- Tom bir köpeğe çarpmaktan kaçınmak için yoldan çıktı.

- Tom is van de weg afgezwenkt om te voorkomen dat hij een hond aanrijdt.
- Tom zwenkte van de weg af om te voorkomen dat hij een hond aanrijdt.

Ama sonra dot com balonu meydana çıktı.

En toen vond de internetexplosie plaats.

O birkaç gün önce bir yolculuğa çıktı.

Ze is enkele dagen geleden op reis gegaan.

- Onun tahminleri gerçekleşti.
- Onun tahminleri doğru çıktı.

Zijn voorspellingen zijn uitgekomen.

O biraz yiyecek almak için dışarı çıktı.

- Ze vertrok om wat eten te gaan kopen.
- Ze ging uit om iets te eten te kopen.

O kapıdan çıktı ve asla geri dönmedi.

Hij liep de deur uit en kwam nooit meer terug.

O önceki gün Londra için yola çıktı.

Eergisteren is hij naar Londen afgereisd.

- Dilinin altından baklayı çıkardı.
- Gerçek ortaya çıktı.

De aap kwam uit de mouw.

Tom'la ilgili özgeçmiş kontrolü biraz şüpheli çıktı.

De achtergrondcheck op Tom bracht, merkwaardig genoeg, weinig op.

Kitap okumak bir azınlığın ayrıcalığı olmaktan çıktı.

Boeken lezen is niet langer een voorrecht van een minderheid.

- Sami camiyi terk etti.
- Sami camiden çıktı.

Sami verliet de moskee.

- Sami İslam'ı terk etti.
- Sami İslam'dan çıktı.

Sami verliet de islam.

Benim fizik ödevimden daha farklı olmadığı ortaya çıktı.

niet veel anders zijn dan die uit mijn natuurkundehuiswerk.

Bu toplantının işten çıkarılma görüşmem olduğu ortaya çıktı.

Die vergadering bleek mijn exitgesprek te zijn.

Benim mavi elbisemde bir kan lekesi ortaya çıktı.

Mijn blauwe jurk was bevlekt met bloed.

O son zamanlarda bir lezbiyen olarak ortaya çıktı

Ze kwam onlangs uit als een lesbienne.

Onun yalancıdan başka bir şey olmadığı ortaya çıktı.

Het bleek dat hij niets anders was dan een leugenaar.

Uluslararası dil Esperanto, 1887'nin sonlarında ortaya çıktı.

De internationale taal Esperanto verscheen in het openbaar aan het einde van 1887.

Mary üzerinde sadece bir havlu ile banyodan çıktı.

Maria kwam uit de badkamer met alleen een handdoek om.