Translation of "çıktı" in Chinese

0.022 sec.

Examples of using "çıktı" in a sentence and their chinese translations:

Söylenti yanlış çıktı.

- 謠言變成假的了。
- 谣言被证明是假的。

Söylenti gerçek çıktı.

传闻被爆是真的。

O, odadan çıktı.

她走出了房間。

Perdenin arkasından çıktı.

他从窗帘后出来了。

Tom tatile çıktı.

汤姆度假去了。

Onlar araçtan çıktı.

他們下了車。

O merdivenlerden çıktı.

他爬上了樓梯。

Jane alışverişe çıktı.

珍外出購物。

Yeni ay çıktı.

新月出来了。

Korsanlar gemiye çıktı.

海盜們上了船。

Duman ortaya çıktı.

烟雾出现了。

Kedi sepetten çıktı.

一只猫从篮子里出来了。

Robot kontrolden çıktı

這個機器人失控了。

Ay zaten çıktı.

月亮已經出來了。

Yağmura rağmen dışarı çıktı.

尽管下着雨,他还是出去了。

On mahkûm hapishaneden çıktı.

十名囚犯逃獄了。

O odadan dışarı çıktı.

她從房間裏走了出來。

O, çabucak odadan çıktı.

他很快地走出了房間。

O, sonunda odadan çıktı.

他終於從房間裏走了出來。

O sonunda ortaya çıktı.

他终于出现了。

Fırtınaya rağmen dışarı çıktı.

雖然正在刮暴風雨,但他還是出去了。

Yürüyüş için dışarı çıktı.

他出去散步。

Tom hapisten nasıl çıktı?

汤姆是如何出狱的?

Bahçede yabani otlar çıktı.

花園裡雜草叢生。

Söylentinin gerçek olduğu çıktı.

這個傳聞後來被證明是真的了。

Tom'un çeki karşılıksız çıktı.

汤姆的支票被退票了。

O, arabanın altından çıktı.

他從車子底下出來了。

Tom bir hırsız çıktı.

原来Tom是贼来的。

- Babam hemen şimdi dışarı çıktı.
- Babam daha şimdi dışarı çıktı.

爸爸剛剛才出門。

Birdenbire önümüzde üç köpek çıktı.

突然之間,三隻狗出現在我們面前。

Tutar 20,000 yenin üzerine çıktı.

总金额达到了两万日元。

Depremden sonra bir yangın çıktı.

地震之後發生了火災。

O, dün gece televizyonda çıktı.

他昨晚上电视了。

Fırtınaya rağmen o dışarıya çıktı.

雖然正在刮暴風雨,但他還是出去了。

Söylentinin yanlış olduğu ortaya çıktı.

谣言[最后]证明是假的。

Tom köpeği ile yürüyüşe çıktı.

湯姆帶他的狗出去走。

Masanın altından bir kedi çıktı.

一隻貓從桌底下出來。

Benim haklı olduğum ortaya çıktı.

結果證明我是對的。

Bahçıvanın katil olduğu ortaya çıktı.

园丁后来发现就是凶手。

Yeni bir zorluk ortaya çıktı.

出现了新困难。

Tam o konuşuyorken bir yangın çıktı.

當他說話的時候,發生了火災。

Kaza basit bir hatadan ortaya çıktı.

事故由一个简单的错误产生。

Onların kaldıkları handa bir yangın çıktı.

火警發生在他們住的旅館。

O, dün Kyoto için yola çıktı.

她昨天出發去了京都。

Benim önsezinin doğru olduğu ortaya çıktı.

我的预感被证明是正确的。

- O dışarı gitti.
- O dışarı çıktı.

她出去了

O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı.

他在早餐之前散步。

O odadan ayrıldı ve dışarı çıktı.

她從房間裏走了出來。

Aniden sisin içinden bir gemi çıktı.

突然,从茫茫大雾中出现了一艘船。

Bir tekne aniden sisten dışarı çıktı.

一艘船突然从雾中出现。

Fiyatlar on üç yılın doruk noktasına çıktı.

价格已经达到了十三年以来的最高点。

Memurların sayısı geçen yıl iki katına çıktı.

去年官员的数量成倍增加了。

O önceki gün Londra için yola çıktı.

他前天去伦敦。

O biraz yiyecek almak için dışarı çıktı.

她出去買些食物了。

Yaşlı adam hızlı bir koşuşturmayla yola çıktı.

老人快步走开了。

Sonra gerekli makineyi nereden alacağımız sorunu ortaya çıktı.

于是出现了一个问题,哪里能找我们需要的机器。

Onunla ilgili ilk izlenimimin doğru olduğu ortaya çıktı.

我對他的第一印象果然沒有錯。

- Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
- O ırksal ayrımcılığa karşıdır.

他反对种族歧视。

Onların ikisinden daha uzun olanı önce dışarıya çıktı.

他们俩中,高的那个先走了出来。

- Herkes benim görüşüme saldırdı.
- Herkes benim fikrime karşı çıktı.

每個人都抨擊我的意見。

O, kapıdan aceleyle çıktı ve anahtarı yanlışlıkla evde unuttu.

他匆匆忙忙地出門,不小心把鑰匙落在家裡。

- O tek başına yurt dışına gitti.
- Tek başına yurtdışına çıktı.

他一个人去了国外。

- Evvelki gün Amerika'ya yola çıktı.
- Önceki gün Amerika'ya hareket etti.

她前天去了美国。

Dün gece bir yangın çıktı ve üç ev tamamen yandı.

昨晚發生了一場火災,三棟房屋被燒毀了。

Bir hafta önce Avrupa'ya gitmek için yola çıktı. Yani 10 mayısta.

他在一周前离开去往欧洲,就是说,是在五月十号。

Amerika'da hazır yemek tüketimi 1977-1995 yılları arası üç katına çıktı.

美國人快餐食物的消耗量在一九七七至一九九五年間大幅增長了三倍。

- Tren çoktan hareket etti.
- Tren zaten yola çıktı.
- Tren ayrıldı bile.
- Tren gitti bile.

列车已经出发。

Lockheed skandalı büyük Amerikan uçak üreticisi Lockheed ile ilgili dünya çapında bir rüşvet skandalıdır.Şubat 1976 da su yüzüne çıktı ve esas olarak yolcu uçaklarının sözleşmelerinin kabulüne odaklandı.

洛克希德丑闻是席卷美国主要飞机制造行业的世界性贪污丑闻。1976年2月被公布于众的洛克希德丑闻主要涉及到客机交易中的贪污受贿行为。