Translation of "Düşündüğünü" in Dutch

0.005 sec.

Examples of using "Düşündüğünü" in a sentence and their dutch translations:

Düşündüğünü söylemekte özgürsün.

Je bent vrij om te zeggen wat je denkt.

Kadınların nasıl düşündüğünü biliyorum.

Ik weet hoe vrouwen denken.

Lütfen bana ne düşündüğünü söyle.

Zeg mij alsjeblieft wat jij denkt.

Herkesin düşündüğünü söyleme hakkı vardır.

Iedereen heeft het recht te zeggen wat hij denkt.

Tom tembel olduğumu düşündüğünü söyledi.

Tom zei dat hij dacht dat ik lui was.

Tom önerimizi ciddi şekilde düşündüğünü söylüyor.

Tom zegt dat hij ons plan serieus in overweging neemt.

Mary, Tom'un kooperatif olacağını düşündüğünü söyledi.

Mary zei dat ze dacht dat Tom mee zou werken.

Tom Mary'nin burada olacağını düşündüğünü söyledi.

Tom zei dat hij dacht dat Maria hier zou zijn.

Onların ne düşündüğünü sormayın. Ne yaptığını sorun.

Vraag niet wat ze denken. Vraag wat ze doen.

Tom Mary'nin hiç Boston'da bulunmadığını düşündüğünü söyledi.

Tom zei dat hij niet dacht dat Maria ooit in Boston was geweest.

Bir politikacının gerçekten ne düşündüğünü nasıl bilebilirsin?

Hoe kun je weten wat een politicus werkelijk denkt?

Tom bana Mary'nin burada olduğunu düşündüğünü söyledi.

Tom vertelde me dat hij dacht dat Maria hier was.

Tom da onun Boston'da olabileceğini düşündüğünü söyledi.

Tom zei dat hij dacht dat het ook in Boston zou kunnen gebeuren.

Onların ne düşündüğünü sorma. Onların ne yaptığını sor.

Vraag niet wat ze denken. Vraag wat ze doen.

Ne düşündüğünü biliyorum - bu diğer golf toplarına benziyor.

Ik weet wat je denkt, dit lijkt op elke andere golfbal.

Tom bana Mary'nin iki dil bildiğini düşündüğünü söyledi.

Tom zei mij dat hij dacht dat Marieke tweetalig was.

İnsanlar senin ne hissettiğini ya da ne düşündüğünü umursamaz.

Mensen geven geen moer om wat je voelt of wat je denkt.

Tom, Mary'nin gece kendi başına evine yürümesinin güvenli olmayacağını düşündüğünü söyledi.

Tom zei dat hij dacht dat het niet veilig zou zijn voor Maria om 's nachts alleen naar huis te lopen.

Ne söylediğimi sandığını anladığını düşündüğünü biliyorum fakat duyduğunun benim demek istediğimin olmadığını anladığından emin değilim.

Ik weet dat je denkt dat je hebt begrepen wat je dacht dat ik gezegd heb, maar ik weet niet zeker of je je wel gerealiseerd hebt dat wat jij gehoord hebt niet is wat ik bedoelde.