Translation of "Söylüyor" in Dutch

0.057 sec.

Examples of using "Söylüyor" in a sentence and their dutch translations:

- O yalan söylüyor.
- Yalan söylüyor.

- Hij liegt.
- Hij is aan het liegen.

- O, yalan söylüyor.
- Yalan söylüyor.

- Hij liegt.
- Hij is aan het liegen.

- O yalan söylüyor.
- O, yalan söylüyor.

Hij liegt.

Hepimizin öleceğimizi söylüyor.

Het zegt dat we allemaal zullen worden vermoord.

Onu herkes söylüyor.

Iedereen zegt het.

O gelmeyeceğini söylüyor.

Hij zegt dat hij niet komt.

O yalan söylüyor.

Ze liegt.

Tom yalan söylüyor.

- Tom liegt.
- Tom is aan het liegen.

Birisi şarkı söylüyor.

Iemand zingt.

Gerçeği söylüyor musun?

Vertel je de waarheid?

Pua şarkı söylüyor.

Pua zingt.

Keiko şarkı söylüyor.

Keiko zingt.

Fransız şarkı söylüyor.

De Fransman zingt.

Biri şarkı söylüyor.

Iemand zingt.

Kim doğruyu söylüyor?

Wie vertelt de waarheid?

Doğru söylüyor muydun?

- Vertelde je de waarheid?
- Was je de waarheid aan het vertellen?

Onu kim söylüyor?

Wie zegt dat?

Julia şarkı söylüyor.

Julia zingt.

Yarın geleceğini söylüyor.

- Ze zegt dat ze morgen zal komen.
- Ze zegt dat ze morgen komt.

Birisi yalan söylüyor.

- Iemand liegt.
- Er liegt iemand.
- Iemand is aan het liegen.

Sami doğruyu söylüyor.

Sami vertelt de waarheid

- O şarkıyı kim söylüyor?
- Bu şarkıyı kim söylüyor?

Wie zingt dit liedje?

- Tom zengin olduğunu söylüyor.
- Tom onun zengin olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat hij rijk is.

- Kim şarkı söylüyor?
- Şarkı söyleyen kim?
- Şarkıyı kim söylüyor?

Wie zingt er?

''Duygum bana ne söylüyor?''

"Wat vertelt mijn emotie mij?"

O, çiçekleri sevdiğini söylüyor.

Ze zegt dat ze van bloemen houdt.

Tom size yalan söylüyor.

- Tom liegt tegen je.
- Tom liegt tegen u.
- Tom liegt tegen jullie.

O uyumsuz şarkı söylüyor.

Ze zingt vals.

O mutlu olduğunu söylüyor.

Ze zegt dat ze gelukkig is.

Bu şarkıyı kim söylüyor?

Wie zingt dit liedje?

Sanırım Tom yalan söylüyor.

Ik denk dat Tom liegt.

Blümchen Almanca şarkı söylüyor.

Blümchen zingt in het Duits.

Belki Tom yalan söylüyor.

- Tom liegt misschien.
- Misschien liegt Tom.

Onlar bize yalan söylüyor.

Ze liegen tegen ons.

Herkes aynı şeyi söylüyor.

Iedereen zegt hetzelfde.

Tom iyi hissettiğini söylüyor.

Tom zegt dat hij zich prima voelt.

Tom zengin olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat hij rijk is.

Genç kız şarkı söylüyor.

Het jonge meisje is aan het zingen.

Tom sağlıklı olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat hij gezond is.

Tom Mary'ye vurmadığını söylüyor.

Tom zei dat hij Maria niet had geslagen.

Tom gerçeği söylüyor mu?

Vertelt Tom de waarheid?

Tom seçimi olmadığını söylüyor.

Tom zegt dat hij geen keuze heeft.

Herkes babama benzediğimi söylüyor.

Iedereen zegt dat ik op mijn vader lijk.

Dört adam şarkı söylüyor.

Vier mannen zingen.

Tom partimize gelmeyeceğini söylüyor.

Tom zegt dat hij niet naar ons feestje komt.

Tom şarkı söylüyor mu?

Zingt Tom?

Tom hiç şaşırmadığını söylüyor.

Tom zegt dat hij helemaal niet verbaasd was.

Tom cevabı bilmediğini söylüyor.

Tom zegt dat hij het antwoord niet weet.

Tom bencil olduğumu söylüyor.

- Tom zegt dat ik egoïstisch ben.
- Tom zegt dat ik zelfzuchtig ben.

İki kadın şarkı söylüyor.

Twee vrouwen zingen.

Tom Mary'nin korktuğunu söylüyor.

Tom zegt dat Mary bang is.

Tom Mary'yi sevdiğini söylüyor.

Tom zegt dat hij van Mary houdt.

Tom hayaletleri görebildiğini söylüyor.

- Tom zegt dat hij spoken kan zien.
- Tom zegt dat hij geesten kan zien.

Açıkçası o yalan söylüyor!

Zij is kennelijk aan te liegen!

Tom yalan söylüyor olabilir.

Het is mogelijk dat Tom liegt.

Tom afili yalanlar söylüyor.

- Tom liegt dat het gedrukt staat.
- Tom liegt glashard.

- Tom çok acı içinde olduğunu söylüyor.
- Tom çok acı çektiğini söylüyor.

Tom zegt dat hij veel pijn heeft.

Takip cihazı burada olduğunu söylüyor.

Volgens de tracker is ze hier.

Bu duygu size ne söylüyor?

Wat vertelt de emotie je?

- O ne diyor?
- Ne söylüyor?

Wat zegt ze?

Tom hayaletlerin gerçek olmadığını söylüyor.

Tom zegt dat spoken niet bestaan.

Tom bir şey hatırlamadığını söylüyor.

Tom zegt dat hij zich helemaal niets ervan herinnert.

Tom okula alerjisi olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat hij allergisch is voor school.

Tom onu yaptığını hatırlamadığını söylüyor.

Tom zegt zich niet te herinneren dat te hebben gedaan.

O benim dikkatli olduğumu söylüyor.

Hij zegt dat ik aandachtig ben.

Tom Fransızca okumak istediğini söylüyor.

Tom zegt dat hij Frans wil studeren.

Gazete onun intihar ettiğini söylüyor.

- In de krant stond er dat hij zelfmoord heeft gepleegd.
- Er stond in de krant dat hij zelfmoord heeft gepleegd.

Onun yalan söylüyor olduğunu biliyordum.

Ik wist dat hij loog.

Tom okuldan bahsetmek istemediğini söylüyor.

Tom zegt dat hij niet over school wil praten.

Tom yardıma ihtiyacı olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat hij hulp nodig heeft.

Tom her zaman yalan söylüyor.

- Tom liegt constant.
- Tom is altijd aan het liegen.

Tom onun meşgul olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat hij bezig is.

Tom altı dil konuşabileceğini söylüyor.

Tom zegt dat hij zes talen spreekt.

Tom tekrar sağlıklı olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat hij weer gezond is.

Tom yalan söylüyor gibi görünüyor.

Kennelijk liegt Tom.

O, yaşı hakkında yalan söylüyor.

Ze liegt over haar leeftijd.

O sizinle konuşmak istediğini söylüyor.

Hij zegt dat hij met jullie wil spreken.

Söylüyor olduğun her şeyi dinliyorum.

Ik hoor alles wat je zegt.

Tom paraya ihtiyacı olmadığını söylüyor.

Tom zegt dat hij geen geld nodig heeft.

Tom Mary'ye Fransızca öğrettiğini söylüyor.

Tom zegt dat hij Mary Frans leert.

Tom, parkta Mary'yi gördüğünü söylüyor.

Tom zegt dat hij Maria in het park heeft gezien.

Tom Mary'nin aç olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat Mary honger had.

Tom Mary'nin orada olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat Mary daar was.

Tom Mary'nin hatalı olduğunu söylüyor.

- Tom zegt dat Mary het mis heeft.
- Tom zegt dat Mary ongelijk heeft.
- Tom zegt dat Mary zich vergist.
- Tom zegt dat Mary fout zit.

Tom Mary'nin mutllu olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat Mary blij is.

Tom Mary'nin meşgul olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat Mary het druk heeft.

Tom Mary'nin bunu yapacağını söylüyor.

Tom zegt dat Maria dat zal doen.

Tom çok aç olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat hij best wel honger heeft.

Tom bunu yapması gerektiğini söylüyor.

Tom zegt dat hij dat moet doen.

Ve ne yaptığımızın önemli olmadığını söylüyor

en dat het niet uitmaakt wat we doen,

Bir trilyon dolar bütçeyi bulduğunu söylüyor.

voor militaire en defensiegerelateerde uitgaven

Bunu söylüyor ve sonucuna göğüs geriyorum.

en laat die domino's maar omvallen.

Ekonomist Hernando De Soto şöyle söylüyor:

De economist Hernando de Soto zei:

Oğlunun şimdi yüze kadar sayabildiğini söylüyor.

Hij zegt dat zijn zoon nu kan tellen tot honderd.