Translation of "Tembel" in Dutch

Tembel.

- Zak.
- Luilak.
- Eikel.

Öğrenciler tembel.

De studenten zijn lui.

Onlar tembel.

Ze zijn lui.

Kediler tembel hayvanlardır.

Katten zijn luie beesten.

Başarılarının sırrı tembel doğaları.

Het geheim van hun succes is hun luie aard.

O tembel bir öğrenci.

Hij is een luie student.

Tom tembel bir öğrenci.

Tom is een luie student.

Senin tembel olduğunu düşünüyorum.

Ik denk dat je lui bent.

Tembel pazar günlerini severim.

Ik ben dol op luie zaterdagen.

- Tom tembeldir.
- Tom tembel.

Tom is lui.

Tembel hayvan iftirasının ortaya çıkışı

Ik heb de laster over de luiaard herleid

İçimizdeki tembel hayvanı kucaklayalım mı,

Wat als we allemaal onze innerlijke luiaard omarmen

O, çok tembel bir heriftir.

Hij is zo een ontzettende luiaard.

Tom tembel bir çocuk değil.

Tom is geen lui kind.

Bildiğim kadarıyla, o tembel değildir.

Voor zover ik weet is hij niet lui.

Tembel olduğu için çocuğa kızdım.

Ik ergerde mij aan de jongen, omdat hij lui was.

Tembel insanların başarı şansı yoktur.

Er is geen kans op succes voor luie mensen.

Başka bir deyişle, o tembel.

Met andere woorden, hij is lui.

Tom tembel olduğumu düşündüğünü söyledi.

Tom zei dat hij dacht dat ik lui was.

Ve de tembel hayvan hakkındaki gerçeklerle

en dat het begrijpen van de waarheid over de luiaard

Bu tembel hayvan çift ampüte geçirdi

Deze luiaard herstelde van een dubbele amputatie

Bir de iki parmaklı tembel hayvanlar var.

En er zijn tweevingerige luiaards.

Tembel hayvanlar gaz çıkarmayan, bildiğimiz tek memeliler.

de luiaard is zover we weten het enige zoogdier dat geen winden laat.

Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üstünden atlamadı.

De vlugge bruine vos sprong niet over de luie hond.

- O çok iyi bir arkadaş fakat biraz tembel.
- O çok iyi bir arkadaş ama biraz tembel.

Hij is een heel goeie vriend, maar wat lui.

Tembel hayvanların gizli silahı dört bölmeli bir mide

Het geheime wapen van de luiaard is een maag met vier kamers

Hareket eden tembel hayvanları dikkatle izleyerek saatler geçirdim.

Ik heb vele gelukkige uren gebiologeerd naar bewegende luiaards gekeken.

O çok iyi bir arkadaş fakat biraz tembel.

Hij is een heel goeie vriend, maar wat lui.

Nasıl da sıkı çalışıyor bu tembel hayvan, nasıl sıkı.

Die luiaard is hard aan het werk, heel hard aan het werk.