Translation of "Vardır" in Dutch

0.009 sec.

Examples of using "Vardır" in a sentence and their dutch translations:

- Allah vardır.
- Tanrı vardır.

- God bestaat.
- God is.

Tanrı vardır.

God bestaat.

Allah vardır.

- God bestaat.
- Goden bestaan.
- God is.

Duvarların kulakları vardır, kapıların gözleri vardır.

De muren hebben oren, de deuren hebben ogen.

Bir başarı vardır.

zelfs wanneer de waarschijnlijke uitkomst mislukking is.

Herkesin zayıflıkları vardır.

Iedereen heeft zwakheden.

Çok para vardır.

Er is veel geld.

Herkesin hataları vardır.

Iedereen heeft gebreken.

İki kulağımız vardır.

We hebben twee oren.

Kuşların kanatları vardır.

Vogels hebben vleugels.

Duvarın kulakları vardır.

- De muren hebben oren.
- De muur heeft oren.

Herkesin sırları vardır.

Iedereen heeft geheimen.

Onun cesareti vardır.

Hij heeft lef.

Duvarların kulakları vardır.

De muren hebben oren.

Tom hırsı vardır.

Tom heeft ambitie.

Zebraların çizgileri vardır.

Zebra's hebben strepen.

İki böbreğimiz vardır.

We hebben twee nieren.

- Onun öğrenme sevgisi vardır.
- Onun öğrenme aşkı vardır.

Ze houdt van leren.

- Birçok çeşit kahve vardır.
- Birçok tür kahve vardır.

Er bestaan veel soorten koffie.

- Japonya'da 43 makam vardır.
- Japonya'da 43 vilayet vardır.

Er zijn 43 prefecturen in Japan.

- Jüpiter'in 16 ayı vardır.
- Jüpiter'in 16 uydusu vardır.

Jupiter heeft 16 manen.

- Onun üç çocuğu vardır.
- Onun üç tane çocuğu vardır.

Hij heeft drie kinderen.

- Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
- Tavşanların uzun kulakları vardır.

Een konijn heeft lange oren.

- Sinekkuşlarının 340 türü vardır.
- 340 tür sinek kuşu vardır.
- 340 tane sinek kuşu türü vardır.

Er zijn 340 soorten kolibries.

Bir örneğe ihtiyaçları vardır.

en ze hebben maar één voorbeeld nodig.

Dolayısıyla haber değerleri vardır.

en daardoor nieuws.

Ancak bazı riskler vardır.

Maar ze hebben wel een risico.

İnsanoğlunun konuşma yeteneği vardır.

De mens heeft het vermogen om te spreken.

Kralların uzun kolları vardır.

Koningen hebben lange armen.

Kelimenin değişik anlamları vardır.

Het woord heeft meerdere betekenissen.

Timsahların keskin dişleri vardır.

Krokodillen hebben scherpe tanden.

Bu odanın kliması vardır.

Deze kamer heeft airconditioning.

Onun kısa saçı vardır.

Ze heeft kort haar.

Onun 2.000 kitabı vardır.

Ze heeft tweeduizend boeken.

Halasının üç kedisi vardır.

Zijn tante heeft drie katten.

Avrupa'da kaç kişi vardır?

Hoeveel mensen zijn er in Europa?

Tom'un kumar borçları vardır.

Tom heeft gokschulden.

Öğretmenine çok saygısı vardır.

Ze heeft veel respect voor haar leraar.

Galaksimizde kaç yıldız vardır?

Hoeveel sterren zijn er in ons melkwegstelsel?

İnsanların iki bacağı vardır.

Mensen hebben twee benen.

Ne tür solucanlar vardır?

Welke soorten wormen zijn er?

Tom'un balık alerjisi vardır.

Tom is allergisch voor vis.

Tom'un soya alerjisi vardır.

Tom is allergisch voor soja.

Hakiki kadınların kıvrımları vardır.

Echte vrouwen hebben rondingen.

Her kuralın istisnaları vardır.

Elke regel heeft uitzonderingen.

Her zaman istisnalar vardır.

Er zijn altijd uitzonderingen.

Mars'ta da kediler vardır.

- Ook op Mars zijn er katten.
- Er zijn ook katten op Mars.

Bir kuşun kanatları vardır.

Een vogel heeft vleugels.

Üç erkek kardeşi vardır.

Hij heeft drie broers.

Onun uzun bacakları vardır.

Hij heeft lange benen.

Nara'da çok geyik vardır.

In Nara zijn er veel herten.

Tavşanların uzun kulakları vardır.

Konijnen hebben lange oren.

İsveç'in kendi dili vardır.

Zweden heeft zijn eigen taal.

Japonların koyu gözleri vardır.

Japanners hebben donkere ogen.

Devrimin kendi yasaları vardır.

De revolutie heeft haar eigen wetten.

Onun geniş göğüsleri vardır.

- Ze heeft grote borsten.
- Zij heeft grote borsten.

İzlanda'da birçok yanardağ vardır.

IJsland heeft veel vulkanen.

John'ın iki oğlu vardır.

John heeft twee zonen.

Okyanusun dibinde kum vardır.

Er is zand op de bodem van de oceaan.

Dünyada iyi insanlar vardır.

Er zijn goede mensen op de wereld.

Tom'un bir piyanosu vardır.

Tom heeft een piano.

Suyun sıfır kalorisi vardır.

Water heeft nul calorieën.

Belki başka nedenler vardır.

Wellicht zijn er andere redenen.

Her avantajın dezavantajı vardır.

Ieder voordeel heeft zijn nadeel.

Onun Tom'a güveni vardır.

Ze heeft vertrouwen in Tom.

Pelikanların büyük gagaları vardır.

Pelikanen hebben grote snavels.

Çocukların sevilmeye ihtiyacı vardır.

Kinderen hebben liefde nodig.

Asya'da kaç ülke vardır?

Hoeveel landen zijn er in Azië?

Afrika'da kaç ülke vardır?

Hoeveel landen zijn er in Afrika?

Örümceklerin sekiz bacağı vardır.

Spinnen hebben acht poten.

Buzdolabında bir şişe vardır.

Er ligt een fles in de koelkast.

Ay'da birçok krater vardır.

Er zijn veel kraters op de maan.

Kulübün otuz üyesi vardır.

De club heeft dertig leden.

Burada iki pul vardır.

Hier zijn twee postzegels.

Amerika'da elli eyalet vardır.

Er zijn vijftig staten in Amerika.

Evrende milyarlarca yıldız vardır.

- Het universum bevat miljarden sterren.
- Er zijn miljarden sterren in het universum.

Sınıfımızda kırk öğrenci vardır.

Er zitten veertig leerlingen in onze klas.

Herkesin bir fiyatı vardır.

Iedereen heeft zijn prijs.

Tom'un kira borcu vardır.

Tom heeft huurachterstand.

Tom'un üç kızı vardır.

Tom heeft drie dochters.

Mary'nin uzun kirpikleri vardır.

Maria heeft lange wimpers.

Çikolatanın bile vitaminleri vardır.

Zelfs chocolade bevat vitaminen.

Çiftlik evlerinin ahırları vardır.

Boerderijen hebben schuren.

Ökaryotik hücrelerin çekirdekleri vardır.

Eukaryote cellen hebben celkernen.

Sonsuz sayıda sayı vardır.

Er zijn een oneindig aantal getallen.

Bütün kuşların tüyleri vardır.

Alle vogels hebben veren.

Avrupa'da kaç ülke vardır?

Hoeveel landen zijn er in Europa?

- Hayat olduğu sürece, ümit vardır.
- Yaşamın olduğu yerde, umut vardır.

Zolang er leven is, is er hoop.

- Her nehirde iki taraf vardır.
- Her nehrin iki yakası vardır.

Iedere rivier heeft twee oevers.

- Yaşamın olduğu yerde, umut vardır.
- Nerede hayat varsa orada umut vardır.
- Hayatın olduğu yerde umut vardır.

Waar er leven is, is er hoop.

Yemek yememizin iki sebebi vardır:

We eten omwille van twee redenen.