Translation of "Olacağını" in Spanish

0.034 sec.

Examples of using "Olacağını" in a sentence and their spanish translations:

Zor olacağını düşünüyorlardı.

que sería un reto.

Sağlayarak olacağını düşünürler.

que el continente no puede proveerse por sí mismo.

Onun olacağını umuyorum.

- Yo deseo que ocurra.
- Espero que ocurra.

Bunun olacağını biliyordum.

- Yo sabía que esto iba a pasar.
- Sabía que iba a pasar esto.

Onun olacağını biliyordum.

Sabía que iba a pasar esto.

Ne olacağını bilmiyorum.

No sé qué va a pasar.

Yağmur olacağını öngördü.

Él predijo que llovería.

Burada olacağını biliyordum.

Yo sabía que estarías aquí.

Aç olacağını biliyordum.

Sabía que tendrías hambre.

Eğlenceli olacağını düşündüm.

Pensaba que sería divertido.

Burada olacağını düşündüm.

Pensé que estarías aquí.

Bunun olacağını söylemiştin.

Tú dijiste que esto sucedería.

Bunun olacağını söyledin.

Tú dijiste que esto sucedería.

Bugün olacağını sanmıyorum.

No creo que vaya a suceder hoy.

Onun olacağını bilmiyordum.

No sabía que eso sucedería.

Burada olacağını bilmiyordum.

- No sabía que estarías aquí.
- No sabía que estarían aquí.

Ne olacağını biliyoruz.

- Sabemos qué va a suceder.
- Sabemos qué va a pasar.
- Sabemos qué va a ocurrir.

- Onun kazanan olacağını biliyordum.
- Onun birinci olacağını biliyordum.

Supe que ella sería la ganadora.

- Ne olacağını asla bilemezsiniz.
- Ne olacağını asla bilmiyorsun.

Nunca se sabe lo que nos depara el futuro.

- Ne olacağını görelim.
- Neler olacağını görelim.
- Bakalım neler olacak.

- Veamos qué pasa.
- A ver qué pasa.

Tom bunun olacağını biliyordu.

Tom sabía que esto iba a pasar.

Tom'un mutlu olacağını düşündüm.

Pensaba que Tom sería feliz.

Tom'un minnettar olacağını sanıyordum.

Pensé que Tom estaría agradecido.

Tom'un farklı olacağını düşündüm.

Creía que Tom sería diferente.

Daha kolay olacağını düşündüm.

- Pensé que se pondría más fácil.
- Pensé que haría más fácil.

Daha yaşlı olacağını sanıyordum.

- Creía que eras más viejo.
- Creía que eras mayor.
- Creía que serías mayor.
- Creía que serías más mayor.

Bugünün eğlenceli olacağını biliyordum.

Yo sabía que hoy sería divertido.

Onun başarılı olacağını düşünüyorum.

Creo que él lo conseguirá.

Bugün burada olacağını bilmiyordum.

No sabía que estaría aquí hoy.

Sana ne olacağını bilmiyorum.

No sé lo que te va a pasar.

Burada olacağını tahmin ettim.

Me imaginé que estarías aquí.

Cevabın ne olacağını biliyorum.

Sé cuál será la respuesta.

Ben sorun olacağını umuyordum.

- Sabía que vendrían problemas.
- Sabía que habría problemas.

Ne olacağını tahmin edemeyiz.

No se puede prever que pasará.

Tom'un iyi olacağını umuyorum.

Espero que Tom esté bien.

Tom ne olacağını bilmiyor.

Tom no sabe qué pasará.

Olacağını söylediği şey oldu.

Pasó lo que dijo que iba a pasar.

Sonuçların ne olacağını bilmiyorum.

No sé cuáles serán las consecuencias.

Ebediyen mutlu olacağını umuyorum.

Espero que seas feliz por siempre.

Havanın güzel olacağını umuyorum.

Espero que haga buen tiempo.

Tom onun olacağını sanmıyor.

Tom no cree que eso vaya a suceder.

Birinin evde olacağını ummamıştım.

No me esperaba que hubiese alguien en casa.

Bunun zor olacağını biliyordum.

- Sabía que sería duro.
- Sabía que resultaría duro.

Bunun olacağını nasıl biliyorsun?

¿Cómo sabes que pasará eso?

Onun olacağını kesinlikle umuyorum.

- Realmente confío en que eso sucederá.
- Ciertamente deseo que suceda eso.

Tom'un burada olacağını biliyordum.

Sabía que Tom estaría aquí.

Tom'un orada olacağını biliyordum.

Sabía que Tom estaría allí.

Onun olacağını tahmin etmiştim.

- Anticipé que eso pasaría.
- Anticipé que eso ocurriría.

Neler olacağını merak ediyorum.

Me pregunto qué pasará.

Bunun olacağını garanti edemem.

- No puedo garantizar que vaya a pasar.
- No puedo asegurar que vaya a ocurrir.

- Yarın havanın iyi olacağını umuyorum.
- Yarın havanın güzel olacağını umuyorum.

Espero que mañana haga buen tiempo.

- Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
- Gelecekte ne olacağını kimse söyleyemez.

Nadie puede decir lo que pasará en el futuro.

- Gelecekte ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
- Gelecekte ne olacağını kimse bilmiyor.
- Gelecekte ne olacağını kimse bilmez.

Nadie sabe qué sucederá en el futuro.

Küçük bir düğün olacağını düşündüm.

Pensé que se trataba de una pequeña recepción.

Ve bunun geçici olacağını biliyorduk.

y sabíamos que eso iba a ser temporal.

Bir ülke olacağını sanmayın. Hayır.

para que vayan a drogarse, no, no, no...

30 katı ihtiyaç olacağını söylüyor

Dice que necesitará 30 veces

Gelecekte ne olacağını kim öngörebilir?

¿Quién puede predecir qué sucederá en el futuro?

Yakında bir seçim olacağını söyleniyor.

- Dicen que habrá elecciones pronto.
- Se dice que pronto habrá elecciones.

Onun bize yardımcı olacağını umuyoruz.

Esperamos que nos ayude.

O kadar çok olacağını düşünmedim.

No pensé que sería tanto.

Ne tür baba olacağını düşünüyorsun?

- ¿Qué clase de padre pensás que serás?
- ¿Qué clase de padre piensas que serás?

Tom Mary'nin kızgın olacağını biliyordu.

- Tom sabía que Mary estaría enfadada.
- Tom sabía que Mary estaría enojada.

Her şeyin iyi olacağını düşünüyorum.

Pienso que todo irá bien.

İlginç bir şey olacağını umuyorduk.

Esperábamos que ocurriera algo interesante.

Sadece ne olacağını görmek istedim.

Solo quería ver qué pasaría.

Gelecekte ne olacağını bilmek olanaksızdır.

Es imposible saber qué pasará en el futuro.

Bunun kolay olacağını düşünüyorsan, yanılıyorsun.

Si pensás que esto va a ser fácil, estás equivocado.

Tom için mutlu olacağını düşündüm.

Pensé que estarías feliz por Tom.

Bunun daha eğlenceli olacağını düşündüm.

Creía que esto sería más divertido.

Dün geceki partide olacağını düşünmüştüm.

Pensé que ibas a estar en la fiesta anoche.

Tom'u gördüğüne memnun olacağını düşündüm.

Pensé que te alegraría ver a Tom.

Böyle bir şey olacağını biliyordum.

Sabía que algo como esto pasaría.

Doktor Tom'un iyi olacağını söylüyor.

El médico dice que Tom va a estar bien.

O kadar zor olacağını sanmıyorum.

- No creo que vaya a ser tan duro.
- Creo que no va a ser tan difícil.

Tom'un burada olacağını gerçekten bilmiyordum.

Honestamente, no pensé que Tom estaría aquí.

Bogdan yarın orada olacağını söyledi.

Bogdan dijo que estaría allí mañana.

Bunun imkansız olacağını görmeye başlıyorum.

Estoy empezando a ver que va a ser imposible.

Onlar çok sıcak olacağını söylüyor.

Se dice que hará mucho calor.

Cümle çevrilse iyi olacağını sanmıyorum.

No me parece bien que esta oración se traduzca.

Birinin sana yardımcı olacağını sanmıyorum.

No creo que nadie vaya a ayudarte.

Herhangi bir sorun olacağını sanmıyorum.

Creo que no será nada de problema.

O kadar kolay olacağını sanmıyorum.

- No creo que sea tan fácil.
- No creo que vaya a ser tan fácil.

Onun bu gece olacağını sanmıyorum.

- No creo que pase esta noche.
- No creo que ocurra esta noche.

Senin anlamanın zor olacağını biliyorum.

Sé que va a ser difícil para ti entender.

Tom'un güvende olacağını bilmem gerekiyor.

Necesito saber que Tom estará a salvo.

Bunun basit olacağını hiç söylemedim.

Nunca dije que sería fácil.

İşlerin daha iyi olacağını düşündüm.

Pensé que las cosas iban a mejorar.

Gelecekte ne olacağını kim söyleyebilir?

¿Quién puede decir lo que pasará en el futuro?

Onun olacağını önceden tahmin edemedim.

No pude anticipar que eso sucedería.