Translation of "Geçirmek" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Geçirmek" in a sentence and their arabic translations:

Her günü güzel geçirmek

نريد الحصول على يوم جيد،

Tatilinizi nerede geçirmek niyetindesiniz?

أين تنوي قضاء عطلتك؟

Hayatımın kalanını seninle geçirmek istiyorum.

أودّ أن أمضي بقيّة حياتي معك.

Bu, geceyi geçirmek için yeterli olacaktır.

‫وينبغي أن يفيد هذا‬ ‫في أن يجعلك تمضي ليلتك.‬

Sami akşamını Leyla ile geçirmek istedi.

كان سامي يريد أن يقضي أمسيته مع ليلى.

- Leyla başka bir kalp ameliyatı geçirmek zorundaydı.
- Leyla bir kalp ameliyatı daha geçirmek zorunda kaldı.

كان على ليلى إجراء معليّة جراحيّة أخرى في القلب.

Vücudumun alt yarısını ele geçirmek istesen de,

على الرغم من أنك تريد أن تحتل الجزء السفلي من جسمي.

Tercihen iyi bir gün mü geçirmek istersiniz,

هل تفضل بأن يكون يومك جيداً،

Yoksa kötü bir gün mü geçirmek istersiniz?

أم تفضل بأن يكون يوماً سيئاً ؟

Her gün mutlu bir gün geçirmek isterseniz,

الحصول على يوم جيد كل يوم،

Bana hastane odasında onca zamanı geçirmek için

سألني عمّا قمت به لكي أعبرَ كل هذه أوقات الفترة الماضية

Atlarını keskin kazıkların arasından geçirmek zorunda kaldılar,

بخيولهم عبر سياج الأوتاد، بينما ترجّل آخرون واستمروا في الهجوم

Tom ile birkaç dakika yalnız geçirmek istiyorum.

أود الاختلاء بتوم لبضع دقائق.

Seninle daha fazla yalnız zaman geçirmek istiyorum.

أريد أن أقضي وقتًا أكثر معك وحدنا.

Sami hayatının geri kalanını hapiste geçirmek istemiyordu.

لم يرد سامي أن يمضي بقيّة حياته في السّجن.

Hepimiz her gün güzel bir gün geçirmek isteriz.

جميعنا نريد الحصول على أيام جيدة.

Ve hepimiz her gün güzel birgün geçirmek isteriz.

ونُريد أن نكون سعداء كل يوم.

Bir taşı hayata geçirmek için gerçekleştirilen kültürel ritüel.

بل الطقوس الشعبية التي منحتها الحياة.

Ve Üçüncü Koalisyon'u ele geçirmek için doğuya yürüdüler.

الكبير - وساروا شرقًا لمواجهة التحالف الثالث.

Fadıl, Leyla ile daha fazla vakit geçirmek istedi.

كان فاضل يريد قضاء وقت أكثر مع ليلى.

Sami, Leyla ile daha fazla vakit geçirmek istedi.

كان سامي يريد أن يمضي وقتا أكثر مع ليلى.

Sami, Leyla ile birkaç gün geçirmek için Kahire'ye gidiyordu.

كان سامي ذاهبا إلى القاهرة كي يمضي بعض الأيّام مع ليلى.

Ormanda dar bir boşluk yaratarak Eflak seferini ele geçirmek istediler.

الغابة، وكانت حريصة على مطاردة فويفود الأفلاق.

Seninle daha fazla vakit geçirmek isterim, ama işime geri dönmeliyim.

أُحِب أن أكون قادر على قضاء المزيد من الوقت معك, ولكن علي العودة إلى العمل.

Beklenmedik sağlık giderlerini ödemek için tasarruflarımızı gözden geçirmek zorunda kaldık.

اضطررنا للاستعانة بمدخراتنا لكي ندفع النفقات الطبية الغير متوقعة.

Fadıl, onunla daha fazla vakit geçirmek için Leyla'nın evine gitti.

ذهب سامي إلى منزل ليلى كي يقضي المزيد من الوقت معها.

'Evet, pazartesi gününü kötü geçirmek istiyorum' diye cevap veren oldu mu?

"أجل أريد بأن يكون يوم الاثنين سيء"؟

Daha önce Suriyeli çevrelerde özellikle kadının toplumdaki rolünü harekete geçirmek için

سبقتها شعبيةٌ جيدة حظيت فيها اسماء في اوساط السوري خصوصاً في

Napolyon Haziran ayında Wellington ve Blücher'in ordularını ele geçirmek için Hollanda'ya ilerlediğinde

عندما تقدم نابليون إلى هولندا في يونيو ، لمواجهة جيشي

Tabii başka sebepler de vardı. Bu nedenle Pando şehrini ele geçirmek üzere ilerledik.

إضافةً إلى أهدافنا الأخرى. لهذا بدأنا بالاستيلاء على مدينة "باندو".

En büyük birliği olan Dördüncü Kolordu oldu ve Üçüncü Koalisyon'u ele geçirmek için doğuya yürüdü.

الجيش الكبير - وسار شرقًا لمواجهة التحالف الثالث.