Translation of "Yeterli" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Yeterli" in a sentence and their arabic translations:

Yeterli.

سيكون هذا كافيا.

- Yeterli.
- Bu yeterli.
- Bu kadarı yeterli.
- Yeter.

- كفى.
- هذا يكفي.

Bakmamız yeterli olur.

‫حتى هذا النوع من الأشجار...‬

Bu yeterli olmayacak.

لن يكون ذلك كافيًا.

yeterli kaynakları yoktu.

أو عناية طبية،

Yeterli kahve yok.

ليس هناك قهوة كافية.

O yeterli değil.

انها ليست كافيه

O, edebiyatta yeterli.

إنه بارع في الأدب!

Boyun eğmek yeterli olmuyor.

‫الإذعان ليس كافيًا.‬

Yeterli uyku almak zorundasın.

عليك أن تحصل على كفايتك من النوم.

Bu benim için yeterli.

هذا يكفيني.

NASA'nın yeterli zamanı olurdu

سوف ناسا لديها ما يكفي من الوقت

- Yeterli param olmuş olsaydı çantayı alırdım.
- Yeterli param olsaydı çantayı alırdım.

لو كان لدي ما يكفي من المال لاشتريت تلك الحقيبة.

Tek bir dil yeterli olmazdı.

لن تكفي لغة واحدة فقط بالغرض.

Bizim hastane sayımız yeterli mi?

هل رقم المستشفى الخاص بنا كافٍ؟

Üç yüz dolar yeterli mi?

- هل ثلاثمائة دولار كافي؟
- هل ثلاثمئة دولاد تكفي؟

Çoğu insan yeterli su içmiyor.

لا يشرب أغلب الناس ما يكفيهم من المياه.

Yeterli arkadaşın yok, değil mi?

ليس لديك أصدقاء بما يكفي,أليس كذلك؟

- Sürücü ehliyeti almak için yeterli yaşta değilsin.
- Sürücü ehliyeti almak için yaşınız yeterli değil.
- Sürücü belgesi almak için yaşın yeterli değil.

لست كبيرا بما يكفي لتحصل علي رخصة قيادة.

Bu savaşmak için yeterli bir sebep.

وهذا سبب كافٍ للقتال.

Bu, geceyi geçirmek için yeterli olacaktır.

‫وينبغي أن يفيد هذا‬ ‫في أن يجعلك تمضي ليلتك.‬

Aklımdakileri söylemek için yeterli olduğumu düşünmüyorum.

لا أعتقد أنني مؤهلة لأعبر عن رأيي بصراحة.

Bu etkinliklerin yeterli olmadığının farkına varıyorum.

بدأت أدرك أن اللقاءات ليست كافية.

İnsanları inandırmak için yeterli miydi acaba?

هل كان يكفي لجعل الناس يعتقدون؟

Hastane sayıları da yeterli değildi üstelik.

علاوة على ذلك ، لم تكن أعداد المستشفيات كافية.

Bu ürün için yeterli talep yok.

لا يوجد إقبال كافٍ على هذه البضاعة.

- Yeterince kahve yok.
- Yeterli kahve yok.

ليس هناك قهوة كافية.

Bir taksi için yeterli param yok.

لم أملك فلوساً كافيَّا لِتاكسيٍ.

Yakalarsam, sadece birkaç damla mürekkep kullanmam yeterli,

ولو كان الأمر كذلك، أضيفُ فقط خطوطًا حبرية للربط

Dünyanın ünlü bilişim eleştirmenlerini takip etmeniz yeterli

فقط اتبع نقاد تكنولوجيا المعلومات المشهورين في العالم

- Sadece onu istemek zorundasın.
- Sadece istemeniz yeterli.

ماعليك إلا ان تسأل.

Ama bakın, şuradaki ağaca bile bakmamız yeterli olur.

‫ولكن انظر، إن نظرنا حولنا،‬ ‫حتى هذا النوع من الأشجار هنا.‬

Hayatını kurtarmak için en ufak vücut teması yeterli.

‫مجرد التلامس كاف لإنقاذ حياته.‬

Tom'un işi yaptırmak için kesinlikle yeterli zamanı var.

لا شك أن توم كان لديه وقت كاف لينجز العمل.

Çünkü ben yeterli değilsem, o kesinlikle değildir, değil mi?

لإنّني إن لم أكن أملك أيّ شيء، فهنّ أيضًا لا يملكن شيئًا، أليس كذلك؟

Aslında bu biraz erken kutlamaydı çünkü bu yeterli değildi,

وكانت كاحتفالٍ مُبكّر، ولأنها في الحقيقة لم تكن كافية،

Onu sana ayrıntılı olarak açıklamak için yeterli zamanım yok.

ليس لديّ الوقت الكافي كي أفسّر لك هذا بالتّفصيل.

İhtiyacımız olan her şeyi almak için yeterli paramız yok.

لا نملك من المال ما يكفي لشراء كل ما نحتاج.

Sanırım burası için yeterli halatım var ama bu bir risk.

‫أعتقد أن لدي حبل كاف هنا،‬ ‫ولكنها مجازفة.‬

Bu riskli dinlenme yeri jeladaları karanlığın tehlikelerinden korumaya yeterli olacaktır.

‫مكان الاستراحة الخطير هذا‬ ‫ينبغي أن يكون كافيًا لحماية أبو قلادة‬ ‫من مخاطر الليل.‬

- Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
- Hepimize yetecek kadar yiyecek vardı.

كان هناك ما يكفينا من الطعام.

Bir dilin uluslararası olabilmesi için öyle olduğunu söylemek yeterli değildir.

لا يكفي القول عن لغة أنها عالمية، لتصبح كذلك.

Gerekli olan havalı, ufak bir dokunuş topun geri atlaması için yeterli

فقط نقرة لامعة هو كل ما يلزم لتقفز الكرة مرة أخرى،

Neden olmaz? Çünkü yeterli miktarda su kütlesi yok bu kadar basit

لما لا؟ لأنه ليس هناك ما يكفي من المسطحات المائية ، الأمر بهذه البساطة

Su kütlesi yeterli miktarda olmadığı için sadece dev dalgalar ortaya çıkar

تظهر أمواج ضخمة فقط لأن جسم الماء لا يكفي

- ordunun güvenli bir şekilde geri çekilmesi için yeterli köprü olmadığını biliyordu,

لايبزيغ - فقد كان يعلم أنه لا توجد جسور كافية للجيش للتراجع بأمان ،

M.Ö 217'nin bahar ayı ile birlikte Hasdrubal yeterli birliği Gnaeus' karşı yapacağı büyük taarruz için topluyor

بحلول ربيع عام 217 ق.م. حشد صدربعل جيشًا كبيرًا بما يكفي لشن هجوم ضد غنويس