Translation of "Daha" in Arabic

0.021 sec.

Examples of using "Daha" in a sentence and their arabic translations:

Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü.

أسرع، وأعلى، وأقوى.

daha yaratıcı, daha optimistik,

‫هم أكثر إبداعًا وتفاؤلًا،‬

Daha büyük, daha cesur.

‫أكبر وأجرأ.‬

Daha boş, daha uçarı, daha yüzeysel biri olurdum.

كنت لأصبح أكثر تفاهةً وعبثاً وسطحيةً.

Daha uzun, daha mı yakışıklıyız?

هل نحن أطول وأكثر وسامة؟

Daha başarı odaklı, daha basiretsiz.

كنت لأنساق وراء النجاح أكثر، ولأعاني من قصر نظر.

Bir daha bir daha bir daha yaptı ve becerdi.

قام بذلك مرة تلو الأخرى، إلى أن تمكن منها.

daha fazlaydı.

عن أي مكان في العالم،

daha samimiler,

‫يكونون أكثر حميمية،‬

Daha muzaffer.

كنت لأصبح عدائياً أكثر.

Daha kasıntı.

كنت سأميل إلى الجلال أكثر.

Daha sesli.

- أعلى.
- بصوت أعلى

Daha hızlı!

أسرع!

daha fazlası gördükçe daha fazlası sordu,

وبعدها رآها معلمون كُثر وطرحوا السؤال،

Senden daha genç ve daha güçlüyüm.

أنا أصغر سنّا و أقوى منك.

Bu daha çok köpekgil benzeri, daha yumuşak. Tilki daha kalın olurdu.

‫هذا يميل أكثر لأنواع الكلاب. إنه أنعم.‬ ‫مرة أخرى، فراء الثعلب خشن.‬

Daha önceleri daha çok zamanımız var sanırdık.

في ذلك الوقت كنا نعتقد حقًا أن لدينا المزيد من الوقت.

Bunu daha önce olduğundan daha iyi biliyoruz.

ندرك ذلك الآن، أكثر من أي وقت مضى.

Daha süslü, daha pahalı kıyafetler satın aldım.

اشتريت ثياباً فاخرة وغالية.

Ardından 100 kişi daha. 100 kişi daha.

وبعدها مائة آخرين، ثم مائة غيرهم،

Daha sıcak olursa ve daha hızlı dönerse,

إذا ارتفعت درجة حرارته وازدادت سرعة دورانه،

Daha çok toplulukta, dünyanın daha çok yerinde

لتصل إلى المزيد من الشباب والمزيد من المجتمعات،

- Daha fazla ders çalışmalısın.
- Daha çok çalışmalısın.

عليك أن تدرس أكثر.

- Daha erken yola çıkmalıydık.
- Daha önce ayrılmalıydık.

كان علينا أن ننطلق أبكر.

- O benden daha uzun.
- Benden daha uzun.

هو أطول مني

Daha iyi olan takımların daha az değil daha çok hata yaptığı görülüyordu.

فكما يبدو، كانت الفِرق الأفضل، ترتكب أخطاءً أكثر، لا أقل.

Daha önce göremezken

حيث لم أتمكن من رؤيته من قبل

Daha önce sorduğumuz,

باعتبار أننا أجبنا على الأسئلة

Daha iyisine uğraşın.

ابنِ شيئاً أفضل.

Biraz daha büyütelim.

دعونا نكبر المقياس هنا.

Daha iyisini yapmalıyız.

يجب علينا فعل ما هو أفضل.

Daha yakından bakarsanız

إذا نظرتم عن كثب أكثر،

Daha açık konuşayım:

الآن، دعوني أكون واضحه:

Daha da kötüsü,

ولجعل الأمور أسوأ،

Durun daha bitmedi.

وهناك المزيد.

Daha iyisini yapabiliriz.

أعتقد أننا نستطيع فعل المزيد.

Ondan daha iyiymişim

كما لو كنت أحسن منها

Foklar daha atik.

‫الفقمات أكثر رشاقة.‬

Beş dakika daha

وخمس دقائق آخرى بعد ذلك،

Daha sonra inkârı

بعد ذلك يمكن أن نقلب الأنكار

Bizimkinden daha fazla

أكثر منا

Ay'dan daha önce

في وقت سابق من القمر

daha sonrasında ise

لاحقا

Biraz daha eğleneceğiz

سوف نحظى ببعض المرح

Ve daha birçoğu.

ونحو الكثير من الآخرين.

Daha sıkı çalışmalıydın.

كان عليك أن تعمل بجهد أكبر.

Daha erken kalkacaksın.

ستستيقظ أبكر.

- Daha sessiz!
- Sessiz!

اهدأ

Daha esnek olun.

كن اكثر مرونه.

Daha doğruyu bilmiyoruz.

نحن لا نعرف الحقيقة بعد.

Daha fazla bekleyemeyiz.

لا يمكننا الانتظار أكثر.

Çok daha artmasını.

زيادة مفرطة

Daha sonra görüşürüz.

أراك لاحقاً.

Daha dikkatli olmalıydık.

كان من المفترض أن نكون حذرين أكثر.

Daha iyi oldu.

- تحسنت.
- تحسن الوضع.

Bir kez daha.

- مرة أخرى.
- مجدداً.

Daha yüksek, lütfen.

من فضلك، ارفع صوتك.

Bu daha güzel.

هذا أجمل.

Daha yeni geldin.

لقد وصلتَ للتّو.

Daha erken çıkmıştı.

غادرت منذ قليل.

Yani çocuk daha formda oldukça daha iyi öğreniyor.

لذلك، كلما تمتع الطفل بلياقة بدنية، كلما تعلم بصورة أفضل.

Daha sonra içmek için bir tane daha söyledim.

وعلبة مشروب حمية غازية أخرى لوقت لاحق.

Daha fazla kural mı? Daha fazla sistem mi?

هل هو حول المزيد من القواعد؟ وعن الأنظمة؟

Sonra bir tane daha, başka bir tane daha.

ووجدنا بعدها كوكبًا تلو الآخر.

Ya buzullarımız daha önce sandığımızdan çok daha savunmasızlarsa?

ماذا لو أن هذه الأنهار الجليدية أكثر عرضة للخطر مما كان يُعتقد سابقا؟

Daha da kuzeyde... ...karanlık biraz daha uzun sürer.

‫لكن في أقصى الشمال،‬ ‫يظل الظلام موجودًا لفترة أطول.‬

- Daha kibar olmayı denemelisin.
- Daha kibar olmaya çalışmalısınız.

يجب أن تحاول أن تكون أكثر أدباً.

- Daha önce burada mıydın?
- Daha önce orada mıydın?

هل سبق وكنت هناك من قبل ؟

- Sana daha önce söyledim!
- Sana daha önce dedim!

- قلت لك ذلك من قبل!
- ألم أقل لك من قبل!

- Daha iyi olmanı istiyorum.
- Daha iyi olmanızı istiyorum.

أريدك أن تتحسن.

- Bir kere daha dene.
- Bir kez daha deneyin.

جرب مرة أخرى.

- Daha önce tanıştık mı?
- Sizinle daha önce tanıştık mı?
- Sizinle daha önce tanışmış mıydık?

هل تقابلنا من قبل؟

Bu daha iyi olabilir, ancak daha da kötüsü olabilir.

وهذا يمكن ان يكون للأفضل, ولكن يمكن أن يكون للأسوء.

Ve daha sonra atfettikleri daha yüksek gücü onurlandırmak için

ومن ثم شاعت مشاركتها مجانًا بين البشر

Bir kez daha deneyeceğim, bir kere daha kovalamaya çalışacağım.

‫سأحاول لآخر مرة، ‬ ‫سأسعى للوصول لها مرة أخيرة.‬

Nikotin tuzunun tadı daha yumuşak, kullanımı çok daha kolay

والذي له مذاقٌ رائق وطريقة استخدام أسهل بكثير

Belki de daha gelişmiş ve daha düşmanca bir komşuyla

أو أنهم فقط لا يودون المخاطرة بمواجهة

Ayrıca daha iyi olmadan daha kötüye gidebileceğim dönemler oldu.

لقد شعرت أيضاً بأن هناك فترات حيث كنت ازداد سوءاً قبل أن أتحسن.

Bununla ilgili daha sonra bir video daha yapacağım size

سأقوم بعمل فيديو آخر عن ذلك لاحقًا

- Annem babamdan yaşça daha büyük.
- Annem babamdan daha yaşlı.

أمي تكبر أبي عمراً.

Ve daha ağır bir top havadan daha hızlı düşecektir.

وستسقط كرة أثقل من الهواء بسرعة أكبر.

- Bilal, Karam'dan daha uzundur.
- Bilal, Karam'dan daha uzun boyludur.

بلال أطْوَلُ من كرم.

Beynin işi daha kolaylaşır.

يسهل على العقل تتبعها.

Daha önce göremediğim yerde

حيث لم أتمكن من رؤيته من قبل

Durumu daha da kötüleşmişti.

مجددا، في افتتاح أولمبياد لندن

Kendini daha sıkıntılı hissedersin.

تزيد من أحساسنا بالتوتر.

daha olası hâle getirdiğini

أكثر قابلية للبدء بالتمرين

daha sonra kuzenleri diyebileceğimiz

ومن ثم إلى تشريح السحالي والسلاحف،

Içeriğini bilmekten daha önemlidir.

أكثر أهمية من معرفة المنتج.

"Daha iyi ölçümler yapın."

"اضبطوا القياسات!".

üç ay daha tuttu.

ولَم شملها بابنها.

Ancak daha refah oldukça

ولكن كُلّما أصبحنا أكثر ثراءًا،

İlginç bir bilgi daha:

الآن، هذه حقيقة مثيرة للاهتمام:

Daha ne dileyebilirim ki?

إلام سأطمح أكثر من ذلك؟

Lütfen daha çok dinleyin.

يرجى الاستماع أكثر.

Daha gelişmiş bir ulus,

ودولةً أكثر تطوّراً،

daha huzurlu bir ulustur.

وأكثر أمناً.

daha önce kalbiniz kırıldıysa,

إذا انفطر قلبكم يومًا،

Her gün daha fazlasıyla,

سبعة ونصف مليار شخص تبعاً لآخر إحصاء،