Translation of "Seninle" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Seninle" in a sentence and their arabic translations:

Seninle olacağım

سأكون إلى جانبكم،

Seninle geliyorum.

سآتي معك.

Seninle oynayacağım.

سألعب معك.

Üzülme. Seninle ilgileneceğim.

لا تقلق. أنا سأعتني بك.

Seninle gurur duyuyorum.

- أنا فخورة بك.
- أنا فخور بك.

Şimdi seninle buradayım.

أنا معك هنا الآن

Seninle konuşmak zorundayım.

أنا تحدثت معك.

Ben seninle görülemem.

لا يمكن ان اُرى معك .

Seninle konuşabilir miyiz?

هل بإمكاننا الحديث معك؟

Seninle konuşmak iyidir.

من الجميل محادثتك.

Seninle evlenmek istiyorum.

أُريد أن أتزوجكِ.

Seninle tanışmak harika.

سُررت بلقائك.

Seninle biraz konuşabilir miyim?

هل تسمح لي بكلمة معك؟

Ben seninle dışarıda buluşacağım.

سأقابلك في الخارج.

Seninle çok gurur duyuyorum.

- أنا فخور جداً بكَ.
- أنا فخورة جداً بكِ.

Her zaman seninle olacak.

- هو سيكون دائماً معك.
- هو سيكون دائماً معكِ.

Seninle çalışmaya can atıyorum.

أنا أتتطلع لأعمل معك.

Bunu seninle paylaşmak istiyorum.

أريد أن أشاركك هذا.

Seninle evlenmemi mi istiyorsun?

هل تطلب مني الزواج منك؟

- Sizinle geleceğim.
- Seninle gelebilirim.

سأذهب معك.

O seninle tanışmak istiyor.

- يرغب أن يلتقي بك.
- يريد أن يلتقي بك.

Endişelenme. Ben seninle kalacağım.

لا تقلق. أنا سأبقى معك..

Seninle hemen konuşmam lâzım.

احتاج ان اتحدث معك الآن.

Yarın gece seninle görüşeceğim.

أراك غدا مساءا.

Burada seninle kalmak istiyorum.

أريد البقاء هنا معك.

Tom seninle konuşmayı bekliyor.

ينتظرك توم للتحدث معك.

Bekle. Seninle konuşmak istiyorum.

انتظر. أريد الحديث معك.

Seninle tanışmak için sabırsızlanıyorum.

لا استطيع الانتظار لمقابلتك.

"Bu şekilde kimse seninle evlenmez."

"لا أحد سيتزوجك وأنت على هذه الحالة."

Seninle her zaman tanışmak istedim.

طلما تمنيت أن ألتقي بك.

Yarın seninle telefonda temas kuracağım.

سأتواصل معك عبر الهاتف غدا.

Seninle tanıştığıma çok memnun oldum.

متشرف بمعرفتك.

Seninle gelip gelemeyeceğimden emin değilim.

أنا لست متأكّداً أنّني سأكون قادراً على القدوم معك

Korkarım seninle aynı fikirde değilim.

أخشي أني لا أتفق معك.

Seninle iş yapmak için sabırsızlanıyorum.

أنا أتتطلع للعمل معك.

Herkes seninle tanışmak istiyor.Sen ünlüsün!

الكل يريد أن يتعرف عليك. إنك مشهور!

Seninle aynı fikirde olmaya başlıyorum.

لقد بدأت أوافقك الرأي.

- Seninle aynı fikirdeyim.
- Sana katılıyorum.

- أوافقك الرأي.
- أتفق معك.

Yolun her adımında seninle birlikteydim.

لقد كنت معك في كل خطوة على الطريق.

Seninle bir saniye konuşabilir miyim?

هل يمكنني ان اتكلم معك للحظة؟

Hayatımın kalanını seninle geçirmek istiyorum.

أودّ أن أمضي بقيّة حياتي معك.

Seninle gerçek hayatta buluşmak harikaydı.

كان أمرا رائعا اللّقاء معك وجها لوجه!

Sadece seninle zaman geçirmem gerekiyor.

فقط أحتاج لقاء الوقت معك.

Tom kütüphanede seninle tanışmak istedi.

أراد توم أن يلتقي بك في المكتبة.

- Ben sizinle birlikte gitmek istiyorum.
- Seninle beraber gitmek istiyorum.
- Ben seninle gitmek istiyorum.

أريد الذهاب معك.

- Sana âşığım ve seninle evlenmek istiyorum.
- Sana âşık oldum ve seninle evlenmek istiyorum.

- أحبك و أريد الزواج بك.
- أحبك و أريد أن أتزوجك.
- أحبك وأريد الزواج معك.
- أحبك وأريد الزواج بك.

Şimdi meşgul, bu yüzden seninle konuşamaz.

إنها مشغولة الآن, لذا لا تستطيع التحدث معك.

Korkarım ki Tom seninle konuşmak istemiyor.

أخشى أن توم لا يريد التحدث معك.

Seninle görüşmek istediğim bir şey var.

هناك شيئا اريد ان اناقشه معك.

Bu akşam seninle buluşamayacağım için üzgünüm.

آسف لكني لا أستطيع أن أقابلك الليلة.

Sana âşığım ve seninle evlenmek istiyorum.

أحبك و أريد أن أتزوجك.

Seninle konuşmak istemiyorum çünkü kalbimi kırdın.

أنا لا أريد أن أتحدث إليك ،لأنك كسرت قلبي.

Seninle kendi dilinde konuşacağım, böylece anlarsın.

سأكلّمك بلغتك كي تفهم.

Seninle konuşmak için daha fazla zamanım yok.

لَيسَ لَديَّ المَزيدُ مِنَ الوقتِ للتَّحَدُثِ مَعَكَ

Sakin ol; o sadece seninle alay ediyor.

إهدأ: إنهُ فقط يغيظك.

Seninle daha fazla yalnız zaman geçirmek istiyorum.

أريد أن أقضي وقتًا أكثر معك وحدنا.

Acil bir konu hakkında seninle konuşmam gerek.

أحتاج التحدث معك عن أمر طارئ

Açıkça söylemek gerekirse, seninle aynı fikirde değilim.

بصراحة لا أوافقك الرأي.

Seninle başka bir şey hakkında konuşmak istiyorum.

أريد التحدث اليك عن شيء آخر.

Az param var ama ben seninle mutluyum.

لدي القليل من المال , مع ذلك اشعر بالسعادة معك.

Bazı insanlar seninle aynı fikirde gibi görünüyor.

- يبدو أن بعض الأناس يتفقون معك.
- يبدو أن بعض الناس يوافقونك.

Bu vahşi ortamla temas hâlindesin ve seninle konuşuyor.

‫أنت على تواصل مع هذا المكان البري‬ ‫وهو يتحدّث إليك.‬

Bana birkaç dakika ayırabilir misin? Seninle konuşmak istiyorum.

هل بإمكانك أن تعطيني دقيقة؟ أريد أن أقول لك شيئا.

Aktörün çok yetenekli olduğu konusunda seninle aynı fikirdeyim.

أوافقك الرأي أن الممثل موهوب جدا.

Seninle daha fazla vakit geçirmek isterim, ama işime geri dönmeliyim.

أُحِب أن أكون قادر على قضاء المزيد من الوقت معك, ولكن علي العودة إلى العمل.

- Seninle konuşmam gereken bir şey var.
- Sana bahsetmem gereken bir şey var.

أريد أن أتحدث معك بموضوع

- Seninle benim ilk buluştuğumuz günü hatırlıyor musun?
- İkimizin ilk buluştuğu günü hatırlıyor musun?

هل تذكر اليوم الذي تقابلنا فيه أنا وأنت أول مرة؟