Examples of using "Incertidumbre" in a sentence and their turkish translations:
Belirsizlikten nefret ediyoruz.
ama belirsizlik ile karşı karşıyaydım
O, geleceği hakkında güvensiz hissetti.
Belirsizlik ve karşıya bağımlılık yoksa iyi hoş,
Ama Howard beni, kendimi belirsizliğe açmaya teşvik etti,
Geçen yıl bir ekonomik belirsizlik dönemiydi.
Tüm bu belirsizliğe rağmen, iki şeyi bilebiliriz: