Examples of using "Propio" in a sentence and their turkish translations:
hem kendiniz
Kendiniz yapabilirsiniz.
Sonunda kendi arabam var.
Kendi işini yap.
Onun kendi arabası var.
Sen kendi pisliğini temizle.
Kendimin patronuyum.
Senin kendi odan var mı?
Kendi asistanıma sahibim.
Kendi işimi işletiyorum.
Kendi erkek kardeşi tarafından öldürüldü.
Tom kendi babasını öldürdü.
Onun kendine ait bir miktar parası var.
O kendi arabasını tamir eder.
O kendi patronudur.
Tom'un kendi odası var.
Hiç kimse kendisinin düşmanı değildir.
Kendi masamı seçebilir miyim?
- Kendi arabasını sürüyor.
- Kendi arabasını kullanıyor.
Tom kendi şarabını hazırlar.
Kendi tavsiyemi takip etmedim.
Kendi restoranımı açmak istiyorum.
O onun kendi ustası.
Onların kendilerine ait yükleri vardır.
Kendi vücudunuzun uzmanı olmakla alakalı.
mevzilenişi gizlemek amacıyla gönderiyor.
Napolyon'un kendisi, “Ne asker!
Ruslar kendi ikilemleriyle karşılaştılar.
Herkes kendi potansiyeline güvenir.
Herkes kendi öğle yemeğini getirmeli.
Herkes kendi yolunu bulması gerekiyor.
O kendi adına hareket etmektedir.
Her öğrencinin kendi sırası vardır.
Kendi kaderini belirlemelisin.
Her çocuğun kendi odası var.
O, hiç tereddüt etmeden kendi arabasını sattı.
Esperanto'nun kendi marşı vardır.
Tom kendi babasını öldürdü.
Kendi rüyasına inanamıyor.
Tom kendi lokantasını açmak istiyor.
O kendi adını unuttu.
Her öğrenci kendi bilgisayarını kullanır.
Mary kendi kostümünü dikti.
Estonya'nın kendi milli marşı vardır.
Evde kendi yatak odam var.
Tom, kendisinin en kötü düşmanı.
Tom yol boyunca Boston'dan geldi.
Her dilin kendi tasarımı vardır.
Tom, onun kendi en büyük düşmanı.
Kendi restoranını açmak ister misin?
Tom kendi restoranını açmak istedi.
Kendi hatasının bilincinde değil.
Hatta kendi işlerini kurma imkanı bulabiliyorlar.
insan kendi sonun kendisi hazırlıyor
Kendi kaderinin kaptanısın.
Arkadaşım kendine ait bir araba istiyor.
O, geleceği hakkında güvensiz hissetti.
O, davranışından utandı.
Kendi başarısızlığı için başkalarını suçladı.
Tom evde kendi şarabını yapar.
Ben işleri kendi tempomda yaparım.
Kim kendi anadilini kusursuz bir biçimde bilir?
Ben ona kendi oğlum gibi davrandım.
Mary kendi gelinliğini dikti.
Her kişi kendi hızında olgunlaşır.
Kendi öğle yemeğini okula getirebilirsin.
Kendi kötü davranışlarımıza gelince
bu müzik sistemin kendisinden geliyor.
Bunu kendi işimde derinlemesine düşündüğümde
Trump'ın kendisi de küfür ve hakaret etmekten asla kaçınmıyor
Bu ailedeki herkesin kendine ait arabası var.
Her birinin kendi arabası var.
karışık bir döngü halinde,
Her birimizin kendi hobisi var.
Lütfen kendi çatal ve kaşığını getir.
Teksaslılar kendi ordularını organize etmeye başladılar.
Kendi işine başlamayı ciddi şekilde düşünüyor musun?
Tom işleri kendi hızınızda yapar.
Tom kendi adını bile yazamaz.
Bütün büyük yazarların kendi kişisel tarzları vardır.
Sen kendi güneşinin yüzünü kapatmış bir bulutsun.
Benim kendi laboratuvarım bu konuda çok fazla çalıştı.
Bu, bizzat hükûmet tarafından yüzde 100 kontrol edilen bir teknoloji.
Artık dünyamızı ölçmenin zamanı,
onlara yönelik simültane çevirmenlerimiz olamaz mı?
kendi kaderine karar verebilen tek tür biziz.
Başkalarının acılarını görüp
Daha öncelerde her şehir kendi saatini kullanıyordu
Wellington artık varlık tehlikesi altındaydı hapsolmuş.
- Herkes kendi ismini yazmasını bilir.
- Herkes kendi ismini yazmasını biliyor.
O kendi adını yazamıyor.
En ufak bir tereddüt göstermeden, kendi arabasını sattı.
Yaşamdaki kendi yolunu seçmek zorundasın.
Her kişinin kendi öğle yemeğini getirmesi beklenir.