Examples of using "Imposibles" in a sentence and their turkish translations:
Bazı şeyler imkansızdır.
imkansız denemelere katlanmış
bence biz imkansız şeyler yapabiliriz.
Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.
Uzay seyahatinin imkansız olduğu düşünülürdü.
imkânsızlıkları aşan bu hayvanla duyduğum inanılmaz bir gurur vardı.
Depremleri önceden bilmek imkansızdır.
O sık sık yabani kaz kovalamaya gider.
Memlüklerin,Moğolların büyük ordusu karşısında neredeyse imkansız şartlar altında olduğunu bildiği halde
Bu durum, petrol fiyatlarının düşmesi durumunda, tüm bu programların sürdürülememesi demekti