Translation of "Enfrentar" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Enfrentar" in a sentence and their turkish translations:

¿Cómo me hace enfrentar esto?

nasıl bunu benim karşıma çıkarıyor diye

Era hora de enfrentar a El Cap.

El Cap'e solo tırmanış zamanıydı.

Y enfrentar a una presa más grande.

Ve daha büyük avlara yeltenebilirler.

Ella estaba lista para enfrentar su destino.

O, kaderi ile yüzleşmeye hazırdı.

Quizás encontremos más arañas de las que podemos enfrentar.

başa çıkamayacağımız kadar çok örümcekle karşılaşabiliriz.

Si querés libertad, tendrás que enfrentar a tus padres.

Eğer özgürlük istiyorsan, ebeveynlerinle yüzleşmek zorunda kalacaksın.

- Deberías enfrentarte a la realidad.
- Debes enfrentar la realidad.

Gerçekle yüzleşmelisin.

Y eso ya no lo podía enfrentar con una sonrisa.

ve bu gülüp geçebileceğim bir şey değildi

Pero, en esta época del año, deben enfrentar la noche.

Ama yılın bu vakti... ...geceyle yüzleşmek zorundalar.

Los seleccionados tendrán que enfrentar extensas pruebas médicas y psicológicas.

Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.

Las personas dicen que pueden enfrentar retóricas como mentir o aburrirse

insanlar diyor abi o yalan ya sıkıyor gibi söylemlerle karşı karşıya kalabiliyor

Tom está teniendo problemas para enfrentar el suicidio de su hijo.

Tom oğlunun intiharı ile başa çıkmada sorun yaşıyor.

Esa persona que puede enfrentar a un grupo de extraños en una sala

bir oda dolusu yabancının karşısında durabilen

- Va usted a tener una competencia feroz.
- Te vas a enfrentar a una competencia feroz.

Sıkı bir rekabetle karşılaşacaksın.

- Muchos países están experimentando problemas similares.
- Muchos países deben enfrentar problemas similares.
- Muchos países tienen que enfrentarse a problemas parecidos.

Birçok ülke benzer sorunlar yaşıyorlar.

- Ya estás lo suficientemente grande para enfrentar tus propios problemas.
- Eres lo suficientemente mayorcito para enfrentarte a tus propios problemas.

Kendi sorunlarınızla yüzleşecek kadar büyümüşsünüzdür.