Examples of using "Tendrás" in a sentence and their turkish translations:
Bununla yüzleşmek zorunda kalacaksın.
Başlaman gerekecek.
Ödemek zorunda kalacaksın.
Eğer savaş istiyorsanız, savaş alırsınız.
Artık sorunların olmayacak.
Çok çalışmak zorunda kalacaksın.
Çok ders çalışmak zorunda kalacaksın.
Hiçbir sorunun olmayacak.
Bir gün başaracaksın.
Yarın sabah erken kalkmak zorunda kalacaksın.
Senin başaracağına inanıyorum.
Beklemek ve görmek zorunda kalacaksın.
Senin birkaç saat kanaman olacak.
Gayretle öğren ve başarılı olacaksın.
- Beklemek ve görmek zorunda kalacaksınız.
- Beklemeniz ve görmeniz gerekecek.
Savaş istiyorsan, savaşacaksın.
İkinci bir şansın olmayacak.
Bana güvenmen gerekecek.
Zamanın olursa, haberim olsun.
Brezilya'da çok sıcaklayacaksın.
Bir milyon sorunuz olduğunu biliyorum.
Gelecek yıl kaç yaşında olacaksın.
Bununla ilgili sorunun olmayacak.
Elinden geleni yap ve başarılı ol.
Hoşlansan da hoşlanmasan da onu yapmak zorunda kalacaksın.
Ne kadar beklemen gerekecek?
Yardımımı istiyorsanız onu talep etmeniz gerekecek.
Bugün bir toplantın varmış.
Kendine ait birini almak zorundasın.
Aynı şansa tekrar sahip olmazsın.
Gelecek hafta daha fazla zamanın olacak.
Sakin ol. Yarın ödülünü alacaksın.
Gelecek yıl kaç yaşında olacaksın.
- Onu yapmak zorunda kalmandan korkuyorum.
- Korkarım ki onu yapmak zorunda kalacaksın.
Bu sınavda başarısız olursan, kursu tekrar etmek zorunda kalacaksın.
Bir iğne ve biraz ipliğin yok mu?
Daha dikkatli sür yoksa kaza yapacaksın.
Oyunu kaybetsen bile, bir şansın daha olacak.
Bir dahaki sefere aynı şansın olmayacak.
Eğer daha fazla egzersiz yapmazsan, sağlıksız olacaksın.
Yarın cevabımı alacaksın.
Seneye İngiltere'ye gitmen gerekecek.
Şu andan itibaren daha çok çalışmak zorunda kalacaksın.
Korkarım ki fazla çalışmak zorundasın.
Eğer özgürlük istiyorsan, ebeveynlerinle yüzleşmek zorunda kalacaksın.
Bu kompozisyonu yarın öğleye kadar yazdıracaksın, değil mi?
Eğer trene yetişmek istiyorsan derhal hareket etmelisin.
Zamanınızı akıllıca harcayın ve her zaman yeterli zamana sahip olursunuz.
Onu uygun hale getirmek için tablonun yüksekliğini değiştirmek zorunda kalacaksın.
Şu andan itibaren, kendinle ilgilenmek zorunda olacaksın.
Korkarım acıyla yaşamayı öğrenmen gerekecek.
İşi hazirandan önce bitirmek istiyorsan çok daha iyi çalışmak zorunda kalacaksın.
Projende hata yaptığından sıfırdan başlamak zorundasın.
Ondan daha fazla ayrıntı istiyorsan, patronuma sormak zorundasın.
Bu konuda daha fazla ayrıntı istiyorsanız, patronuma sormanız gerekecek.
Gelecek hafta Tom'la buluşmak için Boston'a gitmek zorunda kalacaksın.
Paranı fakirlere bağışla ve cennette hazinen olacak.
Kendi dünyanızı tanıyorsanız, hiçbir şeyden korkmanıza gerek kalmayacaktır.
Doğru soruyu sormazsan doğru yanıtı alamazsın.
Asya orman kırkayağına bulaşırsanız doğduğunuza pişman olursunuz.
Bana Fransızcamda yardım etmek için bu hafta sonu biraz zamanın olacak mı?
Bütün gün çalışmak zorunda olduğun için yarın Tom'a yardım edemezsin.
Hoşuna gitse de gitmese de onu yapmak zorunda kalacaksın.
Evde bir Noel partisi verecek misin?
Yaptığın hakkında konuşarak ne kadar çok zaman harcarsan, onu o kadar az zamanda yapmak zorunda kalırsın.
Boston'da ne kadar kalman gerekecek?
Yarın bu zamanda ne yapıyor olacaksın?