Translation of "Brillar" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Brillar" in a sentence and their turkish translations:

Con esperanza de que ayuden a brillar.

günümüz elmas veya altın madencileri.

Vimos brillar la primera estrella en el cielo.

Biz gökyüzünde parlayan ilk yıldızı gördük.

El sol y la luna habían comenzado a brillar.

Güneş ve Ay parlamaya başladılar.

Que sale cada dia para brillar sobre todos de la misma manera

Herkesi eşit bir şekilde aydınlatmak için her gün doğuyor.

Hay algo allí abajo. Puedo verlo brillar. Pero el helicóptero no podrá aterrizar.

Aşağıda parlayan bir şey görüyorum. Sorun şu ki helikopter buraya inemez.