Translation of "Abajo" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Abajo" in a sentence and their turkish translations:

- Ponlo boca abajo.
- Ponla boca abajo.

Onu baş aşağı çevirin.

- Fue costa abajo.
- Fue cuesta abajo.

O yokuş aşağı gitti.

¿Hacia abajo?

Aşağıya mı?

¡Fuera abajo!

Ağaca dikkat!

Vayamos abajo.

Aşağı gidelim.

Estamos abajo.

Aşağıdayız.

- Bogamos río abajo.
- Fuimos en canoa río abajo.

Kanoyla akıntı yönünde yol aldık.

Despacito de abajo.

Aşağıdan yavaşça.

¡Abajo las manos!

Ellerinizi indirin.

¿Estás ahí abajo?

Aşağıda mısın?

No mires abajo.

Aşağıya bakma.

¡Abajo el capitalismo!

Kahrolsun kapitalizm!

Te espero abajo.

Alt katta seni bekleyeceğim.

Agarra de abajo.

Altından tut.

- ¿Qué hacés ahí abajo?
- ¿Qué estás haciendo ahí abajo?

Burada ne yapıyorsun?

¡Allí está, abajo! ¡Dana!

Orada, aşağıda! Dana!

¡Abajo el imperialismo estadounidense!

kahrolsun Amerikan emperyalizmi!

Firme abajo, por favor.

Alt tarafı imzalayın lütfen.

Hace calor aquí abajo.

Hava burada sıcak.

Espera por mí abajo.

Beni alt katta bekle.

¿Hay alguien ahí abajo?

Orada biri var mı?

¿Qué pasó allá abajo?

Orada neler oldu?

Poné la pala abajo.

Küreği yere koy.

Se dirigieron escaleras abajo.

Onlar alt kata yöneldiler.

Yo miré hacia abajo.

Aşağıya baktım.

La cocina está abajo.

Mutfak alt katta.

- Rómpelo.
- Estropéalo.
- Rompedlo.
- Descomponlo.
- Desglósalo.
- Tíralo abajo.
- Derrúmbalo.
- Échalo abajo.
- Derríbalo.

Onu parçala.

Yo llevo una ahí abajo.

Bende bir tane var.

...y de no mirar abajo. 

Aşağı bakmamaya çalışın.

Es cinco kilómetros hacia abajo.

en derin yer beş kilometre aşağıdaydı.

Vivir cabeza abajo ahorra energía.

Alt üst yaşanan bir hayat, daha fazla enerji saklıyor.

Hay algo brillante allí abajo.

Aşağıda parlayan bir şey olduğu kesin.

Y se filtra hacia abajo.

ve aşağıya doğru aktı.

No lo sujetes boca abajo.

Onu ters tutma.

Colgaron el cuadro boca abajo.

Resim baş aşağı asılı idi.

Colgó el cuadro boca abajo.

O, resmi baş aşağı astı.

Miré abajo hacia el mar.

Ben denize baktım.

Tom te quiere ver abajo.

Tom seni alt katta görmek istiyor.

No hay nada allí abajo.

Orada hiçbir şey yok.

Vivo tres puertas más abajo.

Üç kapı aşağıda yaşıyorum.

Lo examinó de arriba abajo.

Onu baştan aşağı inceledi.

¿Qué está pasando ahí abajo?

Orada neler oluyor?

Lo examinan de arriba abajo.

Onlar onu yukarıdan aşağıya muayene ediyorlar.

- Debe de haber pasado algo allí abajo.
- Algo tiene que haber ocurrido allí abajo.

Orada bir şey olmuş olmalı.

Parece que este va hacia abajo.

Görünüşe göre aşağıya doğru gidiyor.

Vamos hacia abajo a la derecha.

Pekâlâ, aşağı ve sağa doğru iniyoruz.

Una pelota está flotando río abajo.

Bir top nehirden aşağı doğru yüzüyordu.

¿Por qué estás abajo del escritorio?

Neden sıranın altındasın?

Esa pintura está colgada boca abajo.

Resim baş aşağı asılı.

Viven en el piso de abajo.

Onlar alt katta yaşıyor.

Los bomberos tiraron la puerta abajo.

İtfaiyeciler kapıyı yıktılar.

Nuestro invitado nos está esperando abajo.

Misafirimiz alt katta bizi bekliyor.

Hay una manzana abajo del escritorio.

Bir elma masanın altında.

El pantalón estaba gastado por abajo.

Pantolon alttan giyilirdi.

El terremoto tiró abajo la ciudad.

- Deprem kasabayı yerle bir etti.
- Deprem kenti yerle bir etti.

Y otros dormían abajo en el sótano.

ve aşağıda bodrumda uyuyan bir grup daha vardı.

Y comencé a venirme abajo, sola, rápidamente.

Hızlı bir şekilde dönüş yaşamaya, izole olmaya başladım.

Sí, hay algo de metal allí abajo.

Evet, aşağıda kesinlikle metal bir şey var.

Creo que intentaré ir por aquí abajo.

Sanırım buradan bu şekilde inmeyi deneyeceğim.

Apareció un gato de abajo del escritorio.

Masanın altından bir kedi çıktı.

Un gato salió de abajo del auto.

Arabanın altından bir kedi çıktı.

¿Quién vive en el cuarto de abajo?

Aşağıdaki odada kim yaşıyor?

Un gato salió de abajo del escritorio.

Masanın altından bir kedi çıktı.

Ponete el termómetro abajo de la axila.

Termometreyi kolunuzun altına koyun.

Ellos viven en la planta de abajo.

Onlar yukarıdaki katta yaşıyor.

Tom se escondió abajo de la cama.

- Tom kendini yatağın altına sakladı.
- Tom yatağın altına saklandı.

Tom flotó río abajo en una balsa.

Tom bir sal üzerinde nehirden aşağı süzülüyordu.

No parece la gran cosa desde aquí abajo,

Buradan bakınca çok iyi görünmeyebilir

Y luego podemos traer las canicas desde abajo

Sonra bilyeleri aşağıdan tekrar getirip

Pon el libro en la estantería de abajo.

Kitabı alt rafa koy.

El camarero estuvo en el piso de abajo.

Garson alt kattaydı.

Tom puso su arma abajo de la almohada.

Tom silahını yastığının altına koydu.

- Tom está abajo.
- Tom está bajando las escaleras.

Tom alt katta.

Ella estaba echada boca abajo en la cama.

O yatakta yüzükoyun yatıyordu.

Cuando pase el puente no mire hacia abajo.

Köprüyü geçerken, aşağıya bakma.

Tom puso su pistola abajo de la almohada.

Tom tabancasını yastığının altına koydu.

Cuando cruzaba el puente, miro hacia abajo al río.

O, köprüyü geçerken, derede aşağı baktı.

- Abajo con los políticos corruptos.
- ¡Fuera los políticos corruptos!

Yolsuzluk yapan siyasetçiler kahrolsun.

- El hotel está ahí.
- El hotel está allí abajo.

Otel oradadır.

Encontré los guantes que estaban abajo de la silla.

Sandalyenin altındaki eldivenleri buldum.

Tom puso su billetera abajo del asiento del auto.

Tom cüzdanını araba koltuğunun altına koydu.

Si te caes por las escaleras llegas rápido abajo.

Merdivenlerden düşersen, hızlıca aşağı inersin.

- El puente se derrumbó.
- El puente se cayó abajo.

Köprü yıkıldı.

¡Tom, María! ¡Vengan abajo, niños, la comida está lista!

Tom, Maria! Aşağıya gelin çocuklar, yemek hazır.

Me dejé el diccionario en el piso de abajo.

Sözlüğümü alt katta bırakmışım.

Cada vez que le pateaba el balón, abajo, al suelo.

Ona topu her attığımda top hemen yere düşüyordu.

Un modelo de arriba hacia abajo controlado por la corporación.

yukarıdan aşağıya bir model.

Abajo: la realidad del sistema de inmigración de EE. UU.

Aşağısı: ABD göçmenlik sistemi gerçekleri.

Solo tienen sentido desde nuestro punto de vista, aquí abajo.

sadece buradan bu açıdan anlamlıdır.

Eso es lo que vio. ¿Ven ese cadáver allí abajo?

Aradığı şey şurada, leşi görüyorsunuz, değil mi?

Y Leo Eyharts mira hacia abajo, donde están sus padres,

Leo Eyhards ailesine bir bakıyor,

Y sujetadas abajo por un grupo de ruedas de trenes,

ve bir dizi tren tekerleği ile batırılan büyük şamandıralara ihtiyaç var

Las personas que viven río abajo también serán duramente afectadas.

Akıntının yönünde yaşayan insanları da kötü vuracak.

Podemos opcionalmente enfocar la luz hacia abajo en el cerebro

Sonra istersek ışığı tekrar beyne odaklayabilir

Para entonces el leopardo saltó y me jaló hacia abajo.

ve o anda pars üstüme atladı ve beni yere yıktı.

Y vi una cara familiar en la puerta de abajo.

ve aşağıda tanıdık bir isimle karşılaştım.