Examples of using "Brian" in a sentence and their turkish translations:
Brian hüzünlü görünüyor.
Brian eşyalarını geride bıraktı.
Brian bazı güller aldı.
Bu Brian Rock.
Brian tepenin üzerinde yaşıyor.
Brian kapıyı açık bıraktı.
Araba Brian'in.
Brian, Kate'i bekletti.
Brian eşyalarını geride bıraktı.
Brian, Kate için bir ruj satın aldı.
Brian Kate ile okula gitti.
Brian Kate için bir ruj satın aldı.
Brian Kate'in ellerini tutuyor.
Brian'dan henüz bir haber almadık.
Brian Kate'in ellerini tutuyor.
Brian kullandığı parayı kesinlikle sınırlamak niyetinde.
Kate bir şemsiye ile okula gitti fakat Brian gitmedi.
Brian onunla bir ilişki başlattığına pişman ve ondan kaçmak istiyor.
Brian'ın kız arkadaşı sık sık onu lüks restoranlara götürmesi için yalvarır.