Translation of "Kate" in Turkish

Siéntate, Kate.

Otur, Kate.

Kate está resfriada.

Kate soğuk almış.

- Averigüé que Kate era rica.
- Descubrí que Kate era rica.

Kate'in zengin olduğunu öğrendim.

Kate tiene un perro.

Kate bir köpek besliyor.

Kate se ve alucinante.

Kate şaşırtıcı görünüyor.

Kate es muy encantadora.

Kate çok çekici.

- Kate no asistió a la reunión.
- Kate faltó a la reunión.

Kate toplantıya katılmadı.

- ¿Le traerás esa flor a Kate?
- ¿Le darás esta flor a Kate?

Bu çiçeği Kate'e verir misin?

- ¿Le traerás esa flor a Kate?
- ¿Le llevarás esta flor a Kate?

Bu çiçeği Kate'e götürür müsün?

Jean y Kate son gemelas.

- Jean ve Kate ikizler.
- Jean and Kate ikizler.

Mary está chusmeando con Kate.

Mary, Kate'le dedikodu yapıyordu.

Emily y Kate son amigas.

Emily ve Kate arkadaştır.

Kate casi no habla chino.

Kate güçlükle Çince konuşuyor.

Kate es admirada por todos.

- Kate'e herkes tarafından saygı duyuluyor.
- Kate'e herkes saygı gösterir.
- Kate'e herkesçe saygı gösterilir.

¿Kate todavía no ha llegado?

Kate henüz varmadı mı?

Cookie saltó encima de Kate.

Cookie Kate'nin üzerinden atladı.

Brian hizo esperar a Kate.

Brian, Kate'i bekletti.

- Kate trata de andar de puntillas.
- Kate trata de andar en puntas de pie.

Kate parmak ucunda yürümeyi deniyor.

- Dejé que Kate se fuera a casa.
- Le permití a Kate irse a casa.

Kate'e eve gitmesi için izin verdim.

- Todos los días, Kate bebe mucha leche.
- Kate bebe diariamente un montón de leche.

Kate, her gün bir sürü süt içer.

Tom llevó a Kate a casa.

Tom yürüyerek Kate'in evine gitti.

Brian compró un pintalabios para Kate.

Brian, Kate için bir ruj satın aldı.

Kate sabe cómo hacer un pastel.

Kate nasıl pasta yapacağını bilir.

Kate casi nunca celebra su cumpleaños.

Kate neredeyse doğum gününü hiç kutlamaz.

Cookie es diez años menor que Kate.

Cookie Kate'ten on yaş daha gençtir.

Brian se fue al colegio con Kate.

Brian Kate ile okula gitti.

Kate hizo su tarea en la cocina.

Kate ödevini mutfakta yaptı.

La muchacha leyendo un libro es Kate.

Bir kitap okuyan kız Kate'tir.

Brian ha comprado un pintalabios para Kate.

Brian Kate için bir ruj satın aldı.

Una muchacha llamada Kate vino a verte.

Kate isimli bir kız seni görmeye geldi.

Brian está cogiéndole la mano a Kate.

Brian Kate'in ellerini tutuyor.

Steve va a la escuela con Kate.

Steve Kate ile okula gider.

Kate encontró el reloj que había perdido.

Kate kaybettiği saati buldu.

Kate estaba tumbada con los ojos abiertos.

Kate, gözleri açık yatıyordu.

Kate no es tan alta como Anne.

- Kate Anne kadar uzun değil.
- Kate Anne kadar uzun değildir.

- Le pidieron a Kate que cuidara a su hijo.
- Le pidieron a Kate que cuidara de su hijo.

Onlar Kate'e çocuklarına bebek bakıcılığı yapmasını rica ettiler.

Brian le está tomando la mano a Kate.

Brian Kate'in ellerini tutuyor.

Kate se vino a la casa en bus.

Kate otobüsle eve geldi.

Kate corrió hacia el restaurante de mi padre.

Kate babamın restoranına doğru koştu.

Kate quiere terminar su tarea para las diez.

Kate ona kadar ödevini bitirmek istiyor.

El padre de Kate está cerca de la casa.

Kate'in babası evin yakındır.

La nieta de Kate necesitaba estudiar entre los árboles.

Kate'in kız torununun ağaçlar arasında çalışması gerekiyordu.

Kate miró a Chris y le ignoró, haciéndole sentir miserable.

Kate Chris'e baktı ve sonra onu görmezden geldi, bu onu perişan etti.

Kate fue a la fiesta a juntarse con sus amigos.

Kate arkadaşlarını görmek için partiye gitti.

Vi a Bob y a Mary cuando esperaba a Kate.

Kate'i beklerken Bob ve Mary'yi gördüm.

Kate fue a una fiesta para ver a su amigo.

Kate arkadaşını görmek için bir partiye gitti.

Mientras esperaba a Kate vi a Bob y a Mary.

Kate'i beklerken, Bob ve Mary'yi gördüm.

Desde el punto de vista de Kate, él trabaja demasiado.

O, Kate'in bakış açısına göre çok çalışıyor.

Ningún estudiante de nuestra clase es más listo que Kate.

Sınıfımızdaki hiçbir öğrenci, Kate'den daha akıllı değildir.

El padre de Kate va andando a casa desde la estación.

Kate'in babası istasyondan eve yürür.

La chica que está leyendo un libro de cocina es Kate.

Bir yemek kitabı okuyan kız Kate'tir.

Kate fue a la escuela con un paraguas, pero Brian no.

Kate bir şemsiye ile okula gitti fakat Brian gitmedi.

Kate es más lista que cualquier otro estudiante de nuestra clase.

Kate bizim sınıfta herhangi bir diğer öğrenciden daha akıllı.

Kate es más inteligente que cualquier otro estudiante en nuestra clase.

Kate bizim sınıftaki herhangi bir diğer öğrenciden daha akıllı.

Kate siempre presume del gran anillo de diamantes que le dio su prometido.

Kate her zaman nişanlısından aldığı büyük elmas yüzükle hava atar.

Kate tiene una voz que claramente difiere de las de las otras chicas.

Kate'in sesi diğer kızlarınkinden açıkça farklı.

Kate le rompió el corazón al pedirle de forma grosera que se marchase.

Kate kaba şekilde gitmesini isteyerek onun kalbini kırdı.

Kate se ha convertido en un miembro de pleno derecho de la familia real.

Kate kraliyet ailesinin tam üyesi oldu.

Kate está loca por un nuevo cantante que aparece a menudo en la televisión.

Kate genellikle TV ekranında çıkan yeni bir şarkıcı için çıldırıyor.

Todos dicen que Kate es un genio y que tendrá un futuro de mucho éxito.

Herkes Kate'in bir deha olduğunu ve başarılı bir geleceğe sahip olacağını söylüyor.

Kate no es muy popular entre sus compañeros de clase porque ella siempre trata de salirse con la suya.

Kate sınıf arkadaşları arasında popüler değil çünkü o her zaman kendi istediğini yapmaya çalışıyor.