Translation of "Rock" in Turkish

- Me gusta el rock.
- Me encanta la música rock.

Rock müziği seviyorum.

- ¿Tienes algún CD de rock?
- ¿Tienen algún CD de rock?

Hiç rock CD'n var mı?

Este es Brian Rock.

Bu Brian Rock.

Me gusta el rock.

Ben rock seviyorum.

Me encanta la música rock.

Rock müziği seviyorum.

Tom solo escucha punk rock.

Tom sadece punk rock dinler.

- Me sentí como una estrella de rock.
- Me sentía como una estrella de rock.

Bir rock yıldızı gibi hissettim.

Es conocido como cantante de rock.

O, bir rock şarkıcısı olarak tanınır.

Adoro a los músicos de rock.

Rock müzisyenleri seviyorum.

¿Quién es tu cantante de rock preferido?

- Favori rock şarkıcın kim?
- En sevdiğin rock şarkıcısı kim?
- En beğendiğin rock şarkıcısı kim?
- Gözde rock şarkıcın kim?

Me gusta la música, especialmente el rock.

Müziği, özellikle Rock'ı seviyorum.

Un buen ejemplo es un concierto de rock.

Rock konseri, bunun çok güzel bir örneği.

El rock es la música de los jóvenes.

Rock gençlerin müziğidir.

Bob perdió su interés en la música rock.

Bob rock müziğe ilgisini kaybetti.

¿Cuál es tu canción de rock clásico favorita?

Favori klasik rock şarkın nedir?

Tom es una estrella del rock and roll.

Tom bir rock and roll yıldızı.

Tom soñó con ser una estrella de rock.

Tom bir rock yıldızı olmayı hayal etti.

Esa banda de rock me da dolor de cabeza.

O rock grubu benim başımı ağrıtıyor.

Al principio no me gustaba el rock, pero ahora sí.

Başlangıçta rock müziği sevmedim ama şimdi seviyorum.

Él sólo escucha bandas de rock de los años cincuenta.

O sadece ellili yılların rock gruplarını dinler.

¿Qué te gusta más, la música rock o la música clásica?

Hangisini daha çok seviyorsun, rock ya da klasik müzik?

Se suspendió el concierto de rock porque el cantante estaba enfermo.

Rock konseri iptal edildi çünkü şarkıcı hastalandı.

Ellos son considerados la mejor banda de rock de la historia.

Onlar tarihin en büyük rock grubu olarak kabul edilir.

A los jóvenes japoneses les gusta el rock y el jazz.

Genç Japonlar rock ve jazzdan hoşlanır.

Creo que a casi todos los jóvenes les gusta el rock.

Bence gençlerin çoğu rock müziği seviyor.

Se está en el camino de ser una estrella del rock corporativo.

kurumsal bir yıldız olma yolundasınız demektir.

Cuando el cantante de rock apareció en el escenario, la audiencia del concierto ovacionó.

Rock şarkıcısı sahneye çıktığında, konserindeki izleyici yüksek sesle alkışladı.

La canción favorita de Tom es el "Rock de la Cárcel" de Elvis Presley.

Tom'un favori Elvis Presley şarkısı "Jailhouse Rock."

Hoy nosotros celebramos la vida de una de las voces más increíbles en el rock.

Bugün rocktaki en inanılmaz seslerinden birinin hayatını kutluyoruz.

No me gustó la música rock en un principio, pero de a poco me empezó a gustar.

Önceleri rock müziği sevmezdim, fakat gittikçe daha çok beğendim.