Examples of using "Abierta" in a sentence and their turkish translations:
- Kapıyı açık tutun.
- Kapıyı açık bırak.
Kapıyı açık bırak.
Pencereyi açık bıraktın mı?
Hemen soruşturma açıldı
Kapıyı açık bıraktık.
- Kapı açıktır.
- Kapı açık.
Kapıyı açık bıraktın.
Açık görüşlüyüm.
Kafes açık.
Kitabevi açıktır.
Kuyumcu açık.
Pencere açık.
Pencereyi açık bıraktım.
O açık.
Kapıyı açık bırak.
Kapıyı açık bırak.
Kapı açıktı.
Kapı açık mıydı?
Çantanız açık.
Kapınız açıktı.
Kapıyı kim açık bıraktı?
Ben kapıyı açık bıraktım.
Brian kapıyı açık bıraktı.
Pencereyi kim açık bıraktı?
Kapı şimdi açık.
O açık fikirli.
Hiçbir pencere açık değildi.
Benim kapım her zaman açık.
- O kapıyı açık bıraktı.
- O, kapıyı açık bıraktı.
Kapıyı açık bırakmadım.
Ön kapı açıktı.
Kapıyı açık bırakmayın.
Buyurun, kapı açık.
Bizim kapımız her zaman açık.
Sergi şu an açık.
John kapıyı açık bıraktı.
Pencereyi açık bırakma.
Tom pencereyi açık bıraktı.
Tom kapıyı açık bıraktı.
"Bir klasör aç" nedir?
O, pencereyi açık bıraktı.
- Mağaza bugün açık değil.
- Dükkan bugün açık değil.
Koleksiyon halka açıktır.
O, açık pencere ile uyudu.
Kutu açık va boştu.
O, pencereyi açık bıraktı.
Neden bu kapı açık?
Tom ön kapıyı açık bıraktı.
Ağzın açık çiğneme.
Sergi halka açık mı?
Patron açık bir kişidir.
Pencere açıkken uyuma.
Tom'un kapısı açık.
Buzdolabı kapısı açıktı.
Tom ağzı açık uyur.
Bir süre için pencereyi açık bırak.
Dün gece kapıyı açık bırakan sen miydin?
Yüzme havuzu halka açık.
Tom penceresi açık uyur.
- Ben uyurken her zaman pencereyi açık bırakırım.
- Uyurken camı hep açık bırakırım.
- Camların hiçbiri açık değil.
- Hiçbir pencere açık değil.
Kapıyı açık mı bıraktın?
O her zaman uyurken pencereyi açık bırakır.
Yatak odası penceresini açık bırakma.
Kapı açık. Gideceğim ve onu kapatacağım.
Gen-U, açık bir platform olacak,
Şaşırdım, kapı açıktı.
Mağaza yarın iş için açılıyor.
Ne zamana kadar eczanen açık kalır?
Birisi pencereyi açık bırakmış olmalı.
- Pencereyi bütün gece boyunca açık bıraktım.
- Bütün gece boyunca pencereyi açık bıraktım.
Dükkan tüm gün açık.
O pencere açıkken uykuya daldı.
Kapıyı açık bırakır mısın, lütfen?
Uyurken camı hep açık bırakırım.
İçeri gir lütfen, kapı açık.
Ona kapım her zaman açık.
- Sergi bir ay daha açık kalacak.
- Sergi bir ay daha açık olacak.
açık bir ev, bir konser salonu
Lütfen kapıyı açık bırakmayın.
O, kapının niçin açık olduğunu açıklıyor.
Onun kapıyı açık tutma alışkanlığı var.
Dükkan dokuzdan altıya kadar açık.
O, uyurken pencereyi hep açık bırakır.
Mağaza gece de açıktır.
Odayı penceresi açıkken terk etme.
Ofis kapım her zaman açık.
Banyo penceresi açık.
Üniversite kütüphanesi şimdi açık mı?
Bana pencereyi açık bırakmamı söyledi.
Biri kapıyı açık bırakmış olmalı.
Tom bütün gece suyu açık bıraktı.
Ve her şeyden önce, birbirimizi açık fikirle dinleriz.