Translation of "Hizo" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Hizo" in a sentence and their turkish translations:

- Ella ya lo hizo.
- Ya lo hizo.
- Ella ya hizo eso.
- Ya hizo eso.

O zaten onu yaptı.

hizo que

şunu da yapmıştı

- Él la hizo llorar.
- Le hizo llorar.

Onu ağlattı.

- Me hizo llorar.
- Él me hizo llorar.

- O, beni ağlattı.
- Beni ağlattı.

¿Por qué Tom hizo lo que hizo?

Tom yaptığını neden yaptı?

- Lo consiguió.
- Él lo hizo.
- Lo hizo él.
- Lo logró.
- Lo hizo.

O onu yaptı.

- Me hizo daño adrede.
- Me hizo daño aposta.
- Me hizo daño a propósito.

O bana bilerek zarar verdi.

- Ella hizo de guía.
- Él hizo de guía.

O bir rehber olarak görev yapmıştır.

- Ella ya lo hizo.
- Él ya lo hizo.

O zaten onu yaptı.

- Lo hizo él mismo.
- Él mismo lo hizo.

- O onu kendisi yaptı.
- Onu kendisi yaptı.

- ¿Él realmente hizo eso?
- ¿De verdad lo hizo?

O onu gerçekten yaptı mı?

- Él no lo hizo aposta.
- No lo hizo a propósito.
- No lo hizo adrede.

O onu kasıtlı yapmadı.

¿Quién lo hizo?

Peki kim icat etti?

hizo una revolución

bir devrim yaptı

Se hizo pedazos.

O, parçalara ayrıldı.

Me hizo sonreír.

O beni güldürdü.

Se hizo cartera.

O bir postacı oldu.

¿Hizo frío ayer?

Dün soğuk muydu?

Anoche hizo calor.

Dün gece sıcaktı.

Hizo lo contrario.

- O tersini yaptı.
- Aksini yaptı.

Hizo lo correcto.

O doğru şeyi yaptı.

¿Dónde hizo eso?

Onu nerede yaptı?

Nadie hizo nada.

Hiç kimse bir şey yapmadı.

¿Tom hizo eso?

Tom onu yaptı mı?

¿Qué hizo Tom?

Tom ne yaptı?

Hizo ambos simultáneamente.

O ikisini de aynı anda yaptı.

¿Lo hizo Tom?

Tom onu yaptı mı?

Tomás hizo trampa.

Tom kopya çekti

¿Tom hizo algo?

Tom bir şey yaptı mı?

Anteayer hizo viento.

Evvelsi gün rüzgar esiyordu.

Hizo varias correcciones.

O, birkaç düzeltme yaptı.

Se hizo policía.

O bir polis memuru oldu.

Se hizo pianista.

O bir piyanist oldu.

Le hizo llorar.

Onu ağlattı.

¿Qué hizo después?

Daha sonra o ne yaptı?

Ella hizo ruido.

O, gürültü yaptı.

Tom hizo arroz.

Tom pilav yaptı.

¿Qué hizo Jean?

Jean ne yaptı?

Ayer hizo calor.

Dün sıcaktı.

¿Quién hizo trampas?

Kim aldattı?

Tom hizo ejercicio.

Tom egzersiz yaptı.

Tom lo hizo.

Tom onu yaptı.

¿Cómo lo hizo?

Onu nasıl yaptı?

¿Cómo hizo eso?

O bunu nasıl yaptı?

¿Qué hizo Kumi?

Kumi ne yaptı?

¿Qué hizo él?

O ne yaptı?

- Hizo una tarta para mí.
- Me hizo una tarta.

Benim için bir pasta yaptı.

- Ayer noche hizo mucho frío.
- Anoche hizo mucho frío.

Dün gece çok soğuktu.

Siempre decimos que Rusia hizo por Israel, Rusia hizo por Estados Unidos y China hizo

Amerika'nın yaptığı İsrail'in yaptığı Rusya'nın Çin'in birilerinin yaptığı proje diyoruz hep

- Tu carta me hizo feliz.
- Su carta me hizo feliz.

Mektubun beni mutlu etti.

- Lo hizo para su hermana.
- Lo hizo por su hermana.

Onu kız kardeşi için yaptı.

- Se arrepiente de lo que hizo.
- Lamenta lo que hizo.

O, yaptığına pişmandır.

Tom me hizo las mismas preguntas que me hizo María.

Tom bana Mary'nin bana sorduğu aynı soruları sordu.

Bueno, si no lo hizo usted, entonces, ¿quién lo hizo?

Pekala, bunu sen yapmadıysan, öyleyse kim yaptı?

- Tom lo hizo sonar fácil.
- Tom lo hizo ver fácil.

Tom yaparken kolay gibi göründü.

No tengo idea de por qué hizo lo que hizo.

Niye bu şekilde yaptığı hakkında bir fikrim yok.

Trata de entender por qué Tom hizo lo que hizo.

Tom'un yaptığı şeyi neden yaptığını anlamaya çalış.

- Me dijiste que lo hizo él.
- Me dijisteis que lo hizo él.
- Me dijo que lo hizo él.
- Me dijeron que lo hizo él.
- Usted me dijo que lo hizo él.
- Ustedes me dijeron que lo hizo él.

Bana onun onu yaptığını söyledin.

Se hizo universalmente reconocible.

evrensel olarak tanınır hale geldi.

Esto me hizo preguntarme:

Yani bu beni meraklandırdı:

Que lo hizo posible.

O vesile olmuş.

Harvard no lo hizo.

Harvard tutmadı.

Veamos como lo hizo

bunu nasıl yaptı bir bakalım

Pero no lo hizo.

Ama yapmadı.

E hizo G-Mial.

Ve G-Mial'i yaptı.

Aoi se hizo bailarina.

Aoi bir dansçı oldu.

Bob se hizo ingeniero.

Bob bir mühendis oldu.

Tom se hizo daño.

Tom kendini incitti.

¿Quién hizo la muñeca?

Bebeği kim yaptı?

¿Quién hizo este plan?

Bu planı kim yaptı?

Ella hizo su tarea.

O, ev ödevini yaptı.

Lo hizo él mismo.

O onu kendisi yaptı.

¿Qué hizo él ayer?

O dün ne yaptı?

Ayer hizo mal tiempo.

Dün havamız kötüydü.

Ella se hizo actriz.

O bir aktris oldu.

Él me hizo cantar.

O bana şarkı söyletti.

Él me hizo ir.

O beni gönderdi.

Ella le hizo feliz.

O onu mutlu etti.

Me hizo esperar aposta.

O beni kasten bekletti.

Hizo algo muy tonto.

O, çok aptalca bir şey yaptı.

Me hizo sumamente feliz.

Bu beni son derece mutlu etti.

Eso me hizo reír.

O beni güldürdü.

¿Por qué hizo eso?

O, niçin onu yaptı?

Tom hizo lo impensable.

Tom imkânsızı yaptı.

Tom lo hizo gratis.

Tom onu ücretsiz yaptı.

Mary lo hizo gratis.

Mary onu ücretsiz yaptı.

Tom me hizo esto.

Tom bunu benim için yaptı.

Hizo un buen trabajo.

O iyi bir iş yaptı.

Ella lo hizo llorar.

Onu ağlattı.

¿Él realmente hizo eso?

O onu gerçekten yaptı mı?

¿Sabes quién lo hizo?

Onu kimin yaptığını biliyor musun?