Examples of using "Atrajo" in a sentence and their turkish translations:
O (kız) beni ilk görüşte etkiledi.
Konseri birçok kişiyi çekti.
Oyun iyi bir topluluk çekti.
Futbol oyunu büyük bir kalabalığı cezbetti.
Yalnızca bu tür bir iddiayla kendimi okyanus biliminin içinde buldum.
Fakat yüksek gelgit, kıyıya daha büyük tehlikeler çekmiş durumda.
Onun elbisesi partide herkesin dikkatini çekti.
Yer çekimi devreye girdi ve fazladan maddeyle başlamış bölgelere
Tom bongosunu çalmaya başlar başlamaz çocuklardan oluşan bir kalabalığı çekti.
Bir kurnaz avcı, Christopher Columbus bir zamanlar kırmızı bir başlık giydi ve ormana gitti. Şüphesiz, o büyük kötü kurdu cezbetti, onu yakaladı, ve bağıran kurdu gemisine geri götürdü.