Translation of "Costa" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Costa" in a sentence and their turkish translations:

Debo salvarla a toda costa.

Ne pahasına olursa olsun onu kurtarmalıyım.

Soy de la costa oeste.

Ben Batı Kıyısındanım.

Debemos ganar a toda costa.

Ne pahasına olursa olsun kazanmalıyız.

- El bulevar discurre paralelo a la costa.
- El paseo está paralelo a la costa.

Mesire yeri kıyıya paraleldir.

Y a ir a la costa.

Böylece sahile çıkabilirler.

Frente a la costa de Northumbria.

, Northumbria kıyılarında gemi enkazına

Manejar por la costa es maravilloso.

Sahil boyunca araba sürmek harika.

Voy a lograrlo a toda costa.

Ben, ne pahasına olursa olsun onu başaracağım.

Su cabaña está en la costa.

Onun kulübesi kıyıda.

El barco navegó por la costa.

Gemi sahil boyunca yola çıktı.

Ella vende conchas en la costa.

O, sahilde deniz kabukları satar.

- Fue costa abajo.
- Fue cuesta abajo.

O yokuş aşağı gitti.

Tom vivió en la costa oeste.

Tom batı yakasında yaşadı.

Tom necesitaba dinero a toda costa.

Tom'un fena halde paraya ihtiyacı vardı.

Entonces tratamos de evitarla a toda costa.

ve biz de, hep beraber, bundan kaçınırız.

El barco fondeó cerca de la costa.

Tekne kıyıya yakın demir attı.

Alberto es de Costa Rica. Es costarricense.

Alberto Kosta Rika'dan. O, Kosta Rikalı.

Adriana es de Costa Rica. Es costarricense.

Adriana Kosta Rika'dan. O, Kosta Rikalı.

Pasamos el día libre en la costa.

Tatilimizi deniz kenarında geçirdik.

Conducimos a lo largo de la costa.

Sahil boyunca arabayla gezdik.

Ella se mudó a la Costa Oeste.

O, West Coast'a taşındı.

La broma fue a costa de Tom.

- Bu taş Tom'aydı.
- Şakanın muhatabı Tom.

Este camino se extiende hasta la costa.

Bu yol, kıyıya kadar uzanır.

Solíamos ir a la costa en vacaciones.

Tatilde deniz kenarına giderdik.

Además de recursos y comida en la costa.

ve kıyı boyunca yiyecek kaynakları da karşıma çıkabilir.

La línea de la costa está misteriosamente callada.

Gölün kıyı hattı ürpertici bir sessizlikle kaplanmış durumda.

La flota cartaginesa finalmente llega a la costa.

Kartaca filosu nihayet karaya ulaşıyor.

La guerra se debe evitar a toda costa.

Ne pahasına olursa olsun savaştan kaçınılmalı.

Quiero convertirme en un cantante a toda costa.

- Ne pahasına olursa olsun şarkıcı olmak istiyorum.
- Bedeli ne olursa olsun şarkıcı olmak istiyorum.

Hay un montón a lo largo de la costa.

Buradaki kıyıda bunlardan bir sürü var.

Así que pasamos dos semanas conduciendo por Costa Rica,

İki hafta boyunca Costa Rica’da arabayla dolaştık,

A un nuevo y bello sendero por la costa.

hatta yeni ve güzel bir sahil yolunu bile.

La isla está a una milla de la costa.

Ada, sahilin bir mil açığında bulunuyor.

Mi ciudad está a algunos kilómetros de la costa.

Şehrim sahile birkaç kilometre uzaklıkta.

Pero la marea alta atrajo más peligros a la costa.

Fakat yüksek gelgit, kıyıya daha büyük tehlikeler çekmiş durumda.

En la costa, los cambios de marea pueden ser inmensos.

Gelgitlerin kıyılara etkisi çok büyük boyutlara varabilir.

Mozambique frente a la costa este de África. Recientemente sufrió

aldığından. Son zamanlarda mercan resiflerini yok eden ve ekinleri yok eden sellere

Y, por supuesto, dije que sí, porque, Costa Rica es hermosa,

Ve tabii ki evet dedim çünkü demek istediğim Costa Rica çok güzel.

Pero a medida que este helicóptero se acerca a la costa,

fakat bu helikopter kıyıya doğru uçuyor,

Asaltantes aparecen sin previo aviso en la costa este de Inglaterra.

Baskıncılar, İngiltere'nin doğu kıyısı açıklarında uyarmadan ortaya çıkar.

Como hoy día tengo el día libre, vayamos a la costa.

Bugün görevden izinli olduğum için, sahile gidelim.

Viven en una pequeña isla frente a la costa de Grecia.

Onlar Yunanistan kıyılarında küçük bir adada yaşıyorlar.

Esto es mirando dentro del cráter del Volcán Poás en Costa Rica.

Bu Costa Rica'daki Poás Yanardağı kraterinin içini gösteriyor.

Durante los siguientes 10 años la costa iberiana cartaginesa estaría sin defender.

Gelecek on yılda Kartacalıların Iberya kıyıları savunmasız kalacaktı.

La poderosa corriente de resaca llevó a Tom lejos de la costa.

Güçlü bir rip akıntısı Tom'u kıyıdan uzaklaştırdı.

Cuando hace buen tiempo, desde Helsinki puede verse la costa de Estonia.

İyi bir günde, Helsinki'den Estonya kıyısını görebilirsin.

La costa americana quedará sumergida bajo el agua, y en Sudamérica no habrá

Arjantin'de Dunes Iris ve Brezilya'da Rio de Janeiro'dan hiçbir iz

La gente por lo general se vuelve famosa a costa de su privacidad.

İnsanlar genellikle kendi mahremiyetleri pahasına ünlü olurlar..

Vi un bote de pesca a alrededor de una milla de la costa.

Ben, kıyıdan yaklaşık bir mil ötede bir balıkçı teknesi gördüm.

En primer lugar, quiero expresar mi agradecimiento especial hacia mi profesora, Ana Costa.

Başlamadan önce Profesör Anna Сosta'ya en içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Él me retuvo a toda costa para que me quedara un poco más.

O biraz daha uzun kalmam için bana baskı yaptı.

En la costa británica, un langostino de solo cuatro centímetros de largo está atrapado.

Britanya kıyısında, boyu sadece dört santim olan bir teke kapana kısılmış.

En una migración de 5000 kilómetros por la costa oeste de los Estados Unidos.

Amerika'nın batı kıyısından aşağıya 5.000 kilometrelik göç yolundalar.

A costa de 10.000 bajas, había infligido el doble de pérdidas en los rusos

10.000 zayiat karşılığında, Ruslara iki katı zayiat vermişti

Me había rendido y regresaba a la costa. Algo me hizo desviarme hacia la izquierda.

Vazgeçmiştim, kıyıya dönüyordum. Bir şey, biraz sola dönmeme sebep oldu.

Temperaturas arrasen con los árboles de cacao en Ghana y Costa de Marfil, lo que

. Ve kahve çekirdeklerinin tamamen tükeneceğini bilseydiniz

Según la predicción del clima, es probable que el tifón se aproxime a la costa.

Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.

Mientras tanto, en las olas de la costa de Sicilia, los cartagineses dan el primer golpe.

Bu sırada, Sicilya sahili açıklarında, Kartacalılar ilk hamleyi yaptılar.

En la costa de Alaska, el salmón se dirige a sus zonas de desove río arriba.

Alaska kıyılarında somonlar, nehrin üst taraflarındaki yumurtlama alanlarına yönelmiş.

Según las sagas del nórdico antiguo, tenían una base fortificada en la costa báltica, en Jomsborg.

Eski İskandinav destanlarına göre, Baltık kıyısında Jomsborg'da müstahkem bir üsleri vardı.

Mi infancia transcurrió en la costa rocosa, la zona intermareal y el bosque de algas kelp.

Çocukluk anılarım, buranın kayalıklı kıyıları, gelgitleri ve yosun ormanlarıyla dolu.

Un programa económico como ese va a ayudar a los ricos a costa de los pobres.

Böyle bir ekonomik program yoksulların pahasına zenginlere yardımcı olacaktır.

Para el observador promedio esto debe haber parecido una locura el ir tan cerca de la costa.

Ortalama bir izleyiciye göre kıyıya bu derece yaklaşmak çılgınlık olarak gözükmüş olmalı.

Tropas en la costa para realizar ataques de distracción; mientras que Napoleón retiraba cada vez más unidades

sahtekarlık amaçlı saldırılar yapmak için kıyıya asker çıkarmayı başardı ; Napolyon ise

Dong Energy construirá el mayor parque eólico marino del mundo frente a la costa de Gran Bretaña.

Dong Enerji Britanya kıyılarında dünyanın en büyük açık deniz rüzgâr çiftliğini inşa edecek.

- Jim siempre se aleja de los problemas a toda costa.
- Jim siempre rehúye los problemas por cualquier medio.

Jim, her ne pahasına olursa olsun her zaman beladan kaçınır.

Sin embargo, exploradores cartagineses a lo largo de la costa avistan la flota enemiga y hacen sonar la alarma.

Bununla birlikte sahildeki Kartaca gözcüleri yaklaşan düşman filosunu tespit edip alarm veriyor.

- Ella estaba deseando irse a casa.
- Ella estaba deseosa de irse a casa.
- Ella quería irse a casa a toda costa.

O, eve gitmeye istekli.