Examples of using "Multitud" in a sentence and their turkish translations:
O, kalabalığın içinde kayboldu.
Orada büyük bir kalabalık vardı.
Kalabalık ile birlikte gidin.
Kalabalık sakinleşti.
Kalabalık hâlâ bağırıyor.
Bir kalabalık onu görmek için bekledi.
Muazzam bir insan kalabalığı bekledi.
Polisler kalabalığı dağıttı.
Beraber, göz korkutucu bir kalabalık oluşturuyorlar.
O, kalabalığın içinde kayboldu.
Kalabalıkta kayboldum.
O, kalabalığı memnun etmek istedi.
Kalabalıkta gözden kayboldu.
Kalabalık kazananı alkışladı.
Etrafta bir kalabalık toplandı.
Kalabalık yine alkışladı.
Kalabalıkta onu kaybettim.
Onlar kalabalık tarafından çiğnendiler.
İki kişi ortaktır, fakat üç kişi kalabalıktır.
Onlar kalabalığın arasında kendilerine yol açtılar.
Onlar kalabalıkta Tom'u buldular.
Kalabalık balatayı sıyırıyor.
Parkta bir insan topluluğu vardı.
Polis kalabalığı dağıttı.
Kalabalık ileri fırladı.
Böyle bir insan kalabalığını hiç görmedim.
Kalabalık birkaç dakika alkışladı.
Büyük bir kalabalık başkanın konuşmasını bekledi.
Çete, şehrin altını üstüne getiriyor.
Renault marka otomobilin kalabalığın arasına dalarak
Oyun iyi bir topluluk çekti.
Kalabalıktan bir homurtu yayıldı.
Bir kalabalık bu caddeye toplandı.
Kalabalık dağılıncaya kadar bekle.
Parkta büyük bir kalabalık vardı.
Kalabalık gittikçe büyüyor.
Kalabalık konseri sevdi.
Kalabalık, konuşmacının etrafında toplandı.
Pek çok fikrim var.
ayrıca omurgasızları da çekiyorlar.
Şampiyon büyük kalabalıklar tarafından karşılandı.
Futbol oyunu büyük bir kalabalığı cezbetti.
O, bir gol attığında, kalabalık bağırdı.
Kalabalıkta Jack'in görüntüsünü kaybettik.
Tom'un etrafında bir kadın topluluğu var.
Kalabalık oditoryuma akın etti.
Dövüşü izlemek için bir kalabalık toplandı.
- Onu bir kalabalığın içinde tanıyabilirim.
- Onu bir kalabalıkta bile tanıyabilirim.
Biz kalabalıkta Jim'i gözden kaybettik.
Her zaman topluluğu izlememelisin.
Sonra kalabalığı beşer kişilik gruplara ayırdık
Kalabalıkta eski bir arkadaşımı gördüm.
Kalabalığa karışıp gitti.
Tom ve Mary kalabalığın içinden geçtiler.
Kalabalıkta birinin adımı seslendiğini duydum.
Diğer polisler kalabalığa ateş etmeye başladı.
Tom kalabalığın arasından ilerledi.
Kalabalıkta onu kaybettik.
Kalabalıkta arkadaşını gözden kaybetti.
Ben çok şarkı biliyorum.
Yangın mahallinde büyük bir kalabalık toplandı.
hem de en önemlisi dışlananlar için
önce kürsüye, daha sonrasında ise kalabalığa yaylım ateşi açtı
Bir kız kalabalığın arasından krala yaklaştı.
Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı.
Konserde umduğumuzdan daha büyük bir kalabalık vardı.
Kalabalık kontrolden çıktı ve parmaklıkları kırıp geçti.
Kazanın ardından polis kalabalığa geri durmasını söyledi.
Tom bongosunu çalmaya başlar başlamaz çocuklardan oluşan bir kalabalığı çekti.
Prens ve prenses tezahürat yapan kalabalığın içinden geçtiler.
Bir insan kalabalığı, geçit resmini izlemek için toplandı.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.