Translation of "Separar" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Separar" in a sentence and their turkish translations:

Então eles começaram a se separar

daha sonrasında ise bunlar ayrılmaya başladı birbirlerinden

Será que eu conseguiria separar os dois?

Onları hiç çözebilecek miydim?

Não há nada que possa nos separar.

Bizi ayrı tutacak bir şey yok.

Vamos nos separar e procurar pelo Tom.

Ayrılalım ve Tom'u arayalım.

Não se pode separar a língua da cultura.

- Dili kültürden ayıramazsınız.
- Dil kültürden ayrılmaz.

Não é sempre fácil separar o certo do errado.

Doğru ile yanlışı ayırmak her zaman kolay değildir.

Eu acho que é hora de eu me separar.

Sanırım benim için ayrılma zamanıdır.

Layla não ia se separar de Fadil sem lutar.

Leyla, Fadıl'ı kavga etmeden terk etmiyordu.

Temos de nos separar, pois o dia não demora a raiar.

Biz ayrılmalıyız; yakında gün doğacak.

- Não se pode separar a língua da cultura.
- Língua e cultura não podem ser separadas.

Dil ve kültür ayrılamaz.

- Eu ainda não contei aos meninos que vamos nos separar.
- Eu ainda não disse às crianças que vamos nos divorciar.

Boşandığımızı çocuklara henüz söylemedim.