Translation of "Começaram" in Turkish

0.038 sec.

Examples of using "Começaram" in a sentence and their turkish translations:

- Eles começaram horas atrás.
- Começaram há horas.

Onlar saatler önce başladılar.

- Eles começaram a brigar.
- Elas começaram a brigar.

Onlar dövüşmeye başladı.

- Eles começaram a comer.
- Elas começaram a comer.

Onlar yemeğe başladılar.

Eles começaram isso.

Bunu onlar başlattı.

Mentiras que começaram com um amigo no passado, começaram com

geçmişte bir arkadaşa bakıp çıkacaktım ile başlayıp günümüze kadar gelişerek gelen yalanlar

- Eles começaram a trabalhar imediatamente.
- Elas começaram a trabalhar imediatamente.

Onlar derhal çalışmaya başladılar.

- Os meninos começaram a brigar.
- Os meninos começaram a lutar.

Çocuklar kavga etmeye başladılar.

Ambos começaram a chorar.

Onların her ikisi de ağlamaya başladı.

Eles começaram a conversar.

Onlar konuşmaya başladılar.

Todos começaram a lutar.

Herkes kavga etmeye başladı.

Ambos começaram a rir.

Onların her ikisi de gülmeye başladı.

Começaram a ficar irritados.

Onlar sinirlenmeye başladı.

Críticas diretas começaram agora aqui

doğrudan doğruya eleştiri başladı artık burada

As meninas começaram a rir.

Kızlar gülmeye başladılar.

Vocês começaram a aprender esperanto.

Esperanto öğrenmeye başladınız.

Minhas mãos começaram a suar.

Ellerim terlemeye başladı.

Algumas pessoas começaram a chorar.

Bazı insanlar ağlamaya başladılar.

As crianças começaram a chorar.

Çocuklar ağlamaya başladı.

Algumas pessoas começaram a dançar.

Bazı insanlar dans etmeye başladılar.

Algumas pessoas começaram a rir.

Bazı insanlar gülmeye başladılar.

As meninas começaram a brigar.

Kızlar kavga etmeye başladı.

Os cachorros começaram a latir.

Köpekler havlamaya başladı.

As aulas começaram em outubro.

Dersler ekimde başladı.

Começaram a atacar o partido comunista,

Komünist Parti'ye, Yahudilere

Começaram a organizar grupos de autodefesa,

kendilerini korumak için

Então eles começaram a se separar

daha sonrasında ise bunlar ayrılmaya başladı birbirlerinden

Tom e Maria começaram a discutir.

Tom ve Mary tartışmaya başladılar.

As aulas começaram no mês passado.

Dersler geçen ay başladı.

Algumas pessoas começaram a atirar pedras.

Bazı insanlar taş atmaya başladılar.

Todos começaram a entrar em pânico.

Herkes panik yapmaya başladı.

Os dois meninos começaram a chorar.

- Çocukların ikisi de ağlamaya başladı.
- Her iki çocuk da ağlamaya başladı.

Eles começaram a escalar a colina.

Onlar tepeye tırmanmaya başladılar.

Parece que as aulas começaram ontem.

Dersler dün başlamış gibi görünüyor.

- As inscrições começaram em 20 de outubro.
- As inscrições começaram no dia 20 de outubro.

Kayıt 20 Ekim'de başladı.

Mas os seus problemas só agora começaram.

Ama henüz yolun çok başında.

Mas, para outros, as provações apenas começaram.

Ama başkaları için... ...zorluklar daha yeni başlıyor.

Os dias do canal D começaram agora

artık Kanal D günleri başladı

Os exames começaram às 5 da tarde.

Sınavlar akşam saat 5'te başladı.

De manhã os passarinhos começaram a cantar.

Kuşlar sabah şarkı söylemeye başladı.

Tanto Tom quanto Mary começaram a rir.

- Tom ve Mary her ikisi de gülmeye başladı.
- Hem Tom hem de Mary gülmeye başladı.

As pessoas começaram a temer o pior.

İnsanlar en kötüsünden korkmaya başladı.

- Fadil e Layla começaram a falar em casamento.
- O Fadil e a Layla começaram a falar sobre casamento.

Fadıl ve Leyla evlilik konuşmaya başladılar.

Cientistas começaram a encontrar respostas para essas perguntas.

Bilimciler bu soruların yanıtlarını bulmaya başladılar.

Eles começaram a estudar inglês no ano passado.

Onlar geçen yıl İngilizce çalışmaya başladı.

O Tom e a Mary começaram a andar.

Tom ve Mary yürümeye başladılar.

Os seus problemas financeiros começaram no segundo semestre.

Onların mali sorunları, yılın ikinci yarısında başladı.

Eles começaram a correr quando viram a polícia.

Polisi görünce koşmaya başladılar.

Todos procuraram seus pares e começaram a dançar.

Herkes çiftler oluşturdu ve dans etmeye başladı.

- Fadil e Layla começaram a se afastar um do outro.
- O Fadil e a Layla começaram a afastar-se.

Fadıl ve Leyla ayrı düşmeye başladılar.

E depois de um tempo eles começaram a brigar

ve bir süre sonra çarpışmaya başladılar

O outono chegou e as folhas começaram a cair.

Sonbahar geldi ve yapraklar düşmeye başladılar.

As folhas começaram a avermelhar-se e amarelar-se.

Yapraklar kızarmaya ve sararmaya başladı.

Tom e Maria começaram a respeitar um ao outro.

Tom ve Mary birbirlerine saygı duymaya başladılar.

- Todos começaram a rir.
- Todo mundo começou a rir.

- Herkes gülmeye başladı.
- Herkes kahkaha atmaya başladı.

- Todos começaram a discutir.
- Todo mundo começou a discutir.

Herkes tartışmaya başladı.

Tom e Mary começaram a falar ao mesmo tempo.

Tom ve Mary aynı anda konuşmaya başladı.

Os cursos começaram às 5 da tarde de segunda-feira.

Kurslar pazartesi günü akşam saat 5'te başladı.

Os problemas de Leila começaram em meados de sua adolescência.

Leyla'nın sorunları onlu yaşlarının ortasında başladı.

Em 30 de março, eles começaram o ataque desde o norte.

30 Mart'ta saldırılarına Kuzey.

Quando eu abri os olhos, todos começaram a cantar os parabéns.

Gözlerimi açtığımda herkes "Happy Birthday" şarkısını söylemeye başladı.

Em alguns dias, outros membros da família começaram a sentir sintomas.

Birkaç gün içinde ailenin diğer üyeleri de belirtileri göstermeye başladılar.

Tom pegou a Mary pelo braço e eles começaram a andar.

Tom, Mary'nin kolunu tuttu ve yürümeye başladılar.

- Eles começaram a beber vodca. E eu não estou certo de quando pararam.
- Eles começaram a beber vodca. E eu não tenho certeza de quando pararam.

Onlar votka içmeye başladı. Ve ne zaman durduklarından emin değilim.

Assim que entrei na classe, os alunos começaram a me fazer perguntas.

Tam sınıfa girmiştim ki, öğrenciler bana sorular sormaya başladılar.

Assim que eu entrei na classe, os alunos começaram a fazer perguntas.

- Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.
- Ben sınıfa girer girmez öğrenciler sorular sormaya başladılar.

- Quando você começou a fazer isso?
- Quando vocês começaram a fazer isso?

Bunu yapmaya ne zaman başladın?

Lembro-me de ter deixado de ver, os meus olhos começaram a chorar

gözlerim yaşardı ve göremez oldum

Depois de um tempo esses réus começaram a se unir para evitar gastos

bir süre sonra bu davalılar masraf yapmamak için beraber gidip gelmeye başladılar

Grupos do Whatsapp Grupos de rostos e Twitter começaram a tremer com isso

Whatsapp grupları Face grupları ve Twitter bununla çalkalanmaya başladı

- Todos começaram a rir de Tom.
- Todo mundo começou a rir de Tom.

Herkes Tom'a gülmeye başladı.

Mas então os arqueólogos, alertados por uma descoberta casual, começaram a olhar para o

Ancak daha sonra, bir tesadüfi keşifle uyarılan arkeologlar,

Desde em torno dos anos 1.500, matemáticos começaram a criar algoritmos que iriam traduzir

1500'lü yıllardan beri, matematikçiler dünyayı düz bir düzeye çeviren

- Onde você começou a aprender a falar holandês?
- Onde vocês começaram a aprender a falar holandês?

Hollandaca konuşmayı öğrenmeye nerede başladın?

- Há quanto tempo você começou a aprender esperanto?
- Há quanto tempo vocês começaram a aprender esperanto?

Ne kadar süre önce Esperanto öğrenmeye başladın?

Depois das 11 horas, os convidados começaram a partir em grupos de duas ou três pessoas.

Saat 11'den sonra misafirler ikişer ve üçer ayrılmaya başladı.

Terminados os sete anos de fartura que houve no Egito, começaram os sete anos de fome, conforme José havia prognosticado. Houve fome em todos os países, mas no Egito inteiro havia alimento.

Mısır'da yedi yıllık bolluğun ardından, Yusuf'un öngördüğü yedi yıllık kıtlık cereyan etti: Bütün dünyada kıtlık hüküm sürüyordu, lakin tüm Mısır topraklarında bereket vardı.