Translation of "Permite" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Permite" in a sentence and their turkish translations:

- Permite-me ajudá-lo.
- Permite que eu o ajude.

Ona yardım edeyim.

permite que estes abusos continuem.

bizim sessizliğimizin izin verdiğini anladım.

A visão não lhe permite apanhá-los.

Onları görerek yakalayamaz.

Nossa tecnologia permite isso? Não, não faz.

teknolojimiz buna imkan veriyor mu? Hayır vermiyor.

Seu alto salário lhe permite viver confortavelmente.

Onun yüksek maaşı rahat bir şekilde yaşamasını sağlıyor.

O esperanto permite-nos abraçar o mundo.

Esperanto, dünyayla kucaklaşmamızı sağlıyor.

... o que lhes permite fazer acrobacias sem corte.

değişerek bir kesinti olmadan hünerlerini gösterdikleri an...

Este bilhete permite a entrada a duas pessoas.

Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır.

- Ele não admite interrupções.
- Ele não permite interrupções.

O, kesintilere izin vermez.

Permite que a acompanhe até a sua casa?

Sana eve kadar eşlik etmeme izin verir misin?

... uma nova tecnologia... ... permite-nos revelar seres raramente vistos...

...yeni teknolojiler... ...nadiren görülen yaratıkları ve gizli dramları...

O Tom não permite que seu filho tome sorvete.

Tom oğlunun dondurma yemesine izin vermiyor.

Esta empresa permite que seus empregados trabalhem em casa.

Bu şirket, işçilerinin evden çalışmalarına imkan veriyor.

Tom ficou por mais tempo do que seu visto permite.

Tom vizesinden uzun kaldı.

O que lhe permite localizar as presas com uma precisão letal.

Böylece avının yerini ölümcül bir nokta atışıyla belirliyor.

O novo metrô me permite chegar na escola em 20 minutos.

Yeni metro 20 dakika içinde okula gitmemi sağlamaktadır.

- O orgulho dele não lhe permite fazer perguntas.
- O seu orgulho não lhe permite fazer perguntas.
- O orgulho dele não deixa que ele faça perguntas.

Onun gururu sorular sormasına izin vermez.

Uma câmara de imagens térmicas permite-nos contornar a falta de luz.

Termal görüntüleme yapan bir kamera gece karanlığını delmemizi sağlıyor.

Mais tarde, isso permite que as coisas sejam gravadas em nossa memória

daha sonrasında bu hatırlattığı şeylerin hafızamıza kazınmasını sağlıyor

A aplicação permite que você calcule rapidamente o índice de massa corporal - IMC.

Uygulama, vücut kütle indeks oranını hızlı bir şekilde hesaplamanı sağlıyor.

Pokémon Go é um aplicativo que te permite capturar pokémons no mundo real.

Pokémon Go gerçek dünyada Pokémonu yakalaman için izin veren bir uygulamadır.

Por que será que o governo dos Estados Unidos permite que as pessoas portem armas?

- Neden ABD hükümeti insanların silah sahibi olmalarına izin veriyor?
- Neden ABD hükümeti insanların silah almalarına izin verdi?

Por enquanto, nossa tecnologia não permite isso, então temos que aceitar os dados do NAS corretamente.

şimdilik teknolojimiz buna müsade etmediği için nasa'nın verdiği verileri doğru kabul etmek zorundayız

E permite-lhe farejar uma carcaça a dois metros de profundidade. É muito raro observar um glutão.

Karın iki metre altında kalmış bir leşin kokusunu alacak kadar. Volverinlere çok nadir rastlanır.

O bom desta escolha é que nos permite mantermo-nos no topo. É mais fácil mantermos a direção.

Bunu yapmanın iyi yanı, yüksekte kalmayı sağlaması. Böylece yön belirlemek daha kolay olur.

- Seu baixo salário não lhe permite comprar a casa.
- Seu baixo salário o impede de comprar uma casa.

Onun düşük maaşı onun ev satın almasını engeller.

Abra uma imagem e selecione o layout de imagem. Clique "Abrir" para abrir uma imagem. Clique "Sair" para encerrar o programa. "Layout de Imagem" permite a você ver a imagem em qualquer layout.

Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için "Aç"a tıklatın. Programdan çıkmak için "Çıkış"ı tıklatın. "Resim Düzeni" özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.

- Posso lhe pedir um favor?
- Eu posso te pedir um favor?
- Permites-me pedir-te um favor?
- Permite que lhe peça um favor?
- Posso pedir-vos um favor?
- Permitis que eu vos peça um favor?
- Posso pedir um favor ao senhor?
- O senhor permite que eu lhe peça um favor?
- Posso pedir um favor à senhora?
- A senhora me permite pedir-lhe um favor?
- Posso pedir aos senhores um favor?
- Permitem-me os senhoras pedir-lhes um favor?
- Eu poderia pedir um favor à senhora?
- As senhoras me permitiriam pedir-lhes um favor?
- As senhoras permitem que eu lhes peça um favor?
- Permitem os senhores que eu lhes peça um favor?
- Permitem que eu lhes peça um favor?
- Posso pedir-lhes um favor?

- Sizden bir iyilik isteyebilir miyim?
- Sizden bir iyilik rica edebilir miyim?