Translation of "Livrar" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Livrar" in a sentence and their turkish translations:

Você deveria se livrar disto.

Bundan kurtulmalısın.

- É difícil se livrar de maus hábitos.
- É difícil se livrar de maus costumes.

Kötü alışkanlıklardan kurtulmak zor.

Ele tentou se livrar das formigas.

O, karıncalardan kurtulmaya çalıştı.

Nós precisamos nos livrar de Tom.

Tom'dan kurtulmamız gerekir.

Está tentando se livrar de mim?

Benden kurtulmaya mı çalışıyorsun?

É difícil livrar-se dos maus hábitos.

Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak kolay değildir.

- Não pude me livrar da minha dúvida sobre isso.
- Não consegui me livrar da minha dúvida sobre isso.

Onun hakkındaki şüphemden kurtulamadım.

Não é fácil se livrar de maus hábitos.

Kötü alışkanlıklardan kurtulmak kolay değildir.

É muito difícil se livrar do ato de fumar.

Sigara içme alışkanlığını bırakmak çok zor.

Você precisa se livrar do hábito de roer as unhas.

Tırnaklarını yeme alışkanlığından kurtulmalısın.

Levou uma semana para Jane se livrar de seu resfriado.

Jane'in soğuk algınlığını atlatması bir hafta sürdü.

É muito difícil se livrar das baratas na nossa casa.

Evimizdeki hamamböceklerinden kurtulmak çok zor.

A única maneira de se livrar dessa situação é apenas isso

bu durumdan kurtulmanın bire yöntemi ise sadece şu

A melhor maneira de se livrar do estresse é fazer um pouco de exercício.

Stresten kurtulmak için en iyi yol biraz egzersiz yapmaktır.

A partir do momento que um mau hábito é criado, é difícil livrar-se dele.

Kötü alışkanlık bir kez oluştu mu, ondan kurtulmak zordur.

Uma vez que criado um mau hábito, você não consegue se livrar dele tão facilmente.

- Kötü alışkanlığa bir bulaşırsan, ondan kolayca kurtulamazsın.
- Bir kere kötü bir alışkanlık sahibi olunca ondan kurtulmak kolay olmaz.
- Kötü bir alışkanlık edindin mi kolay kolay ondan kurtulamazsın.

Apesar de eu não usar mais esses sapatos, não tenho coragem de me livrar deles.

Her ne kadar bu ayakkabıları artık giymesem de, onları atmaya kıyamıyorum.

Uma vez que você forma um mau hábito, você não consegue se livrar dele facilmente.

- Bir kere kötü bir alışkanlık sahibi olunca ondan kurtulmak kolay olmaz.
- Kötü bir alışkanlık edindin mi kolay kolay ondan kurtulamazsın.

Eu estou com uma dor de cabeça há três dias e não consigo me livrar dela.

Üç gündür başım ağrıyor. Geçmedi bir türlü.

Quando um urso dorme ou se deita, sua postura depende de se ele quer manter ou se livrar do calor.

Ayıların uyuma ve yatma pozisyonları ısınmak veya serinlemek istemelerine bağlıdır.