Translation of "Curta" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Curta" in a sentence and their turkish translations:

Curta a vida.

Hayatının tadını çıkar.

- A vida é demasiado curta.
- A vida é curta demais.

- Hayat çok kısa.
- Yaşam fazla kısadır.

Mentira tem perna curta.

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

A vida é curta.

Hayat kısa.

É uma caminhada curta.

O kısa bir yürüyüş.

As pessoas têm memória curta.

İnsanların zayıf hafızaları vardır.

A vida é muito curta.

Hayat çok kısa.

Curta nossa página no Facebook!

Bizi Facebook'ta beğenin!

Tentou escrever uma história curta.

Kısa bir hikaye yazmaya çalıştı.

- Esta saia é muito curta, não é?
- Aquela saia é muito curta, não é?

- O etek çok kısa, değil mi?
- Bu etek çok kısa, değil mi?

Ele me mandou uma mensagem curta.

O, bana kısa bir not gönderdi.

Tom mantém Maria sob rédea curta.

Tom Mary'nin dizginlerini eline aldı.

O urso tem uma cauda curta.

Ayının kısa bir kuyruğu var.

Essa saia não é muito curta?

O etek çok kısa değil mi?

Pegue a rota mais curta para Paris.

Paris'e en kısa yoldan gidin.

Dez milhas não é uma curta distância.

On mil kısa bir mesafe değildir.

A vida é curta, portanto uso Python!

Hayat kısa, bu yüzden Python kullanıyorum!

A vida de Mozart foi muito curta.

Mozart'ın ömrü çok kısaydı.

É o ato final da sua vida curta.

Kısa ömürlerinin son eylemi bu.

Esta é a rota mais curta até Paris.

Bu, Paris'e giden en kısa yoldur.

A vida é curta demais para aprender alemão.

Hayat Almanca öğrenmek için çok kısa.

A vida é curta, mas não é pouca.

Hayat kısadır ama yeterince uzundur.

As pessoas dizem que a vida é curta.

İnsanlar hayatın kısa olduğunu söylüyor.

Por favor, "curta" a minha página no Facebook.

Lütfen Facebook sayfamı beğenin.

A vida é curta. Divirta-se um pouco!

Hayat kısa. Biraz eğlenin!

Após uma curta perseguição, a polícia prendeu ele.

Kısa bir takipten sonra polis onu yakaladı.

Dissemos a pé, a curta distância, para onde fomos?

yürüyor dedik mesafe kat ediyor dedik binek hayvanı nereden çıktı?

- Diverte-te!
- Divirtam-se!
- Divirta-se!
- Aproveite!
- Aproveita!
- Curta!

Keyfinize bakın.

Eu acho que a sua saia é muito curta.

- Sanırım eteğin çok kısa.
- Bence eteğin çok kısa.

- A vida de Tom foi curta.
- Tom não viveu muito.

Tom uzun bir ömür yaşamadı.

- Tom está escrevendo uma historinha.
- Tom está escrevendo uma história curta.

Tom kısa bir hikaye yazıyor.

Tenente, minha paciência é mais curta do que a minha espada.

Teğmen, benim sabrım kılıcımdan daha kısadır.

Essa história é curta o bastante para ser lida em uma lição.

Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.

- Essa camisa é muito pequena para eu vestir.
- Esta camisa é muito curta para mim.

Bu gömlek benim giymem için fazla küçük.

As conquistas de tirar o fôlego de sua curta vida introduzida na era helenística, como grego

Kısa nefes kesici başarıları Hellenistik Çağ'da Yunanlı olarak hayat sürdü

Se olharmos o globo novamente, você notará que a linha não é a linha mais curta

Eğer aynı hattan geri dönersek, bu hattın en kısa rota olmadığını görürsünüz.

- Ela tentou escrever uma história curta.
- Ela tentou escrever um conto.
- Ela tentou escrever uma noveleta.

O kısa bir hikaye yazmaya çalıştı.

Amargura e vingança não fazem parte do meu caráter. A vida é curta demais. Não deveríamos perder tempo com amargura e vingança.

Acılık ve intikam benim karakterimin bir parçası değildir. Hayat çok kısa. Bir insanın acılık ve intikam üzerine zaman harcamaması gerekir.