Translation of "Mentira" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Mentira" in a sentence and their turkish translations:

- È mentira!
- Isso é mentira!

Yalan!

- Aquilo foi uma mentira.
- Isso era mentira.
- Era mentira.

O bir yalandı.

- Isso não era mentira.
- Não era mentira.

O bir yalan değildi.

Isto é mentira.

Bu bir yalan.

Isso era mentira.

Bu bir yalandı.

- Isto, obviamente, é mentira.
- Isto, obviamente, é uma mentira.

Bu belli ki bir yalan.

É uma mentira inofensiva.

O, beyaz bir yalandır.

Nunca diga uma mentira!

Asla yalan söyleme!

Mentira tem perna curta.

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

É uma mentira branca.

O, beyaz bir yalandır.

Isso é totalmente mentira.

O tam bir yalan.

Isso é uma mentira!

Bu bir yalandan başka bir şey değil.

Aquilo foi uma mentira.

O bir yalandı.

- Eles não mentem nunca.
- Eles nunca contam mentira.
- Elas nunca contam mentira.

Onlar hiç yalan söylemez.

Uma mentira dita por um homem sensato continua a ser uma mentira.

Mantıklı bir adam tarafından söylenilen bir yalan bir yalan kalır.

Se uma mentira é suficiente

eğer bir yalanı yeterince sıklıkla

O bolo é uma mentira.

Pasta bir yalandır.

Ele está contando uma mentira.

O yalan söylüyor.

Esta frase é uma mentira.

Bu cümle bir yalan.

Isso é uma grande mentira.

O büyük bir yalan.

Tom sabe que é mentira.

Tom onun bir yalan olduğunu biliyor.

Tudo pareceu como uma mentira.

Her şey bir yalan gibi geldi.

Eu sabia que era mentira.

Onun bir yalan olduğunu biliyordum.

Isso é uma mentira descarada.

Bu bariz bir yalan.

- Não conte mentira. Seja honesto.
- Não contes mentira. Sê honesto.
- Não mintas. Sê honesto.

Yalan söyleme, dürüst ol.

é repetir a mentira várias vezes

yalan'ı tekrar tekrar ve sadece tekrar etmektir

Ele prometeu não contar outra mentira.

O başka bir yalan söylemeyeceğine dair söz verdi.

Tudo que Tom diz é mentira.

Tom'un söylediği her şey yalan.

O Tom sabia que era mentira.

Tom bunun bir yalan olduğunu biliyordu.

O que você disse era mentira.

Dediğin şey yanlıştı.

- A verdade é que contei uma mentira.
- A verdade é que eu contei uma mentira.

- Aslına bakarsan, yalan söyledim.
- Gerçek bir yalan söylemiş olmamdır.

Eu disse que tinha, mas era mentira.

Üç fikrim olduğunu söylerken yalan söylemiştim.

- Nunca mais minta.
- Nunca mais contem mentira.

Asla tekrar yalan söyleme.

As religiões são a mentira já contada.

Dinler bugüne kadar söylenen en büyük yalandırlar.

O que o Tom disse era mentira.

Tom'un söylediği bir yalandı.

Já amei de verdade gente de mentira.

Sahte insanları gerçekten sevdim.

Eu acho que contar mentira é errado.

Yalan söylemenin yanlış olduğunu düşünüyorum.

Todo tipo de socialização requer uma mentira.

Her çeşit sosyalleşme bir yalana gereksinim duyar.

Parece que ele está contando uma mentira.

O yalan söylüyor gibi görünüyor.

- Tom não sabe se é verdade ou mentira.
- Tom não sabe se isso é verdade ou mentira.

Tom onun doğru olup olmadığını bilmiyor.

- Tom disse estar doente, mas isso era mentira.
- Tom disse que estava doente, mas isso era mentira.

Tom hasta olduğunu söyledi, fakat o bir yalandı.

Vamos ver o que é uma mentira agora

yalan nedir bir bakalım şimdi

Ele teria um lado científico em sua mentira?

yalan'ında şimdi bilimsel tarafı olurmu ya

Para isso, ele pode se referir à mentira

bunun için ise yalan'a başvurabilir

- Não pode ser!
- Mentira!
- Impossível!
- Não é possível!

Olamaz!

A verdade é traição no império da mentira.

Hakikat, yalanlar imparatorluğunda hainliktir.

- Nunca conte uma mentira para mim de novo.
- Nunca mais conte uma mentira para mim.
- Nunca mais minta para mim.

Bana asla tekrar yalan söyleme.

Por favor me perdoe por ter contado uma mentira.

Yalan söylediğim için beni affet lütfen.

Tenho a sensação de que tudo é uma mentira.

Her şey bir yalanmış gibi hissediyorum.

Isso é uma mentira deliberada e com alvo certo.

O doğrudan ve kasıtlı bir yalandır.

Tem muita gente que diz que isso é mentira.

Birçok insan, bunun bir yalan olduğunu söylüyor.

Dói saber que tudo o que disse é mentira.

Söylediğim her şeyin bir yalan olduğunu bilmek acı veriyor.

Ele é a última pessoa para se contar uma mentira.

O, yalan söyleyecek son kişidir.

O menino talvez disse uma mentira para agradar aos pais.

Oğlan belki ebeveynlerini mutlu etmek için yalan söyledi.

Se você acredita na mentira que disse que é um mitoman

eğerki kendi söylediğin yalana inanıyorsan sen bir mitoman'sın

Nem faz você sentir que algo está certo ou uma mentira

bir şeyin doğru veya yalan olduğunu hissettirmiyor bile insana

Ele disse que ele tinha conhecido ela, o que era mentira.

- Onunla tanıştığını söyledi, bu bir yalandı.
- Onunla karşılaştığını söyledi, bu bir yalandı.

- Ele nunca mente.
- Ele nunca conta mentiras.
- Ele nunca conta mentira.

O asla yalan söylemez.

Depois de um tempo você começa a acreditar na mentira que contou

bir süre sonra ise artık söylediğin yalana kendin inanmaya başlıyorsun

A mentira o meteu em problemas quando seu chefe descobriu a verdade.

- Patronu gerçeği öğrendiğinde, yalan onun başını derde soktu.
- Patronu gerçeği öğrendiğinde yalan onun başını belaya soktu.

Ele disse que não conhecia o homem, o que era uma mentira.

O, adamı tanımadığını söyledi, bu bir yalandı.

O fato de você não saber não significa que é uma mentira.

Senin bunu bilmemen, bunun bir yalan olmadığı anlamına gelmez.

Ele perdeu sua posição só porque ele se recusou a contar uma mentira.

Konumunu yitirdi çünkü yalan söylemekten kaçınmıştı.

- Tom nunca tinha mentido para mim antes.
- Tom nunca mentira para mim antes.

Tom bana daha önce hiç yalan söylememişti.

- A maior mentira é o ego.
- A maior das mentiras é o ego.

En büyük yalan, egodur.

Se você disser o suficiente e alto o suficiente, as pessoas acreditarão nessa mentira

yeterince uzun ve yeterince gürültülü söylerseniz insanlar bu yalana inanırlar

Começando com esses 5 minutos e continuando com a mentira contada para chamar a atenção

hani bu 5 dakikaya geliyorum ile başlayıp daha sonrasında dikkat çekmek için söylenen yalan ile devam eden durum

- Eu não sabia que ele tinha mesmo mentido para mim.
- Eu não sabia que ele mentira mesmo para mim.

Onun aslında bana yalan söylemiş olduğunu bilmiyordum.