Translation of "Memória" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Memória" in a sentence and their turkish translations:

- Sua memória é boa.
- Você tem boa memória.
- Tens uma boa memória.

Sen iyi bir hafızaya sahipsin.

- Você tem boa memória.
- Tens uma boa memória.
- Você tem uma boa memória.
- Tu tens uma boa memória.

Sen iyi bir hafızaya sahipsin.

- Ele perdeu sua memória.
- Ele perdeu a memória.

- O hafızasını kaybetti.
- Hafızasını kaybetti.
- Hafızasını yitirdi.

Tenho memória fotográfica.

Görsel hafızam var.

- Ele tem boa memória.
- Ele tem uma boa memória.

O iyi bir hafızaya sahiptir.

- Você tem uma memória ótima!
- Você tem uma excelente memória!

Senin büyük bir belleğin var!

Tenho uma memória seletiva.

İşime gelmeyen şeyi hatırlamam.

Minha memória está falhando.

Hafızam zayıflıyor.

Ela tem memória fotográfica.

O bir fotoğrafik hafızaya sahip.

Ele tem memória fotográfica.

Onun fotoğrafik bir hafızası var.

Sua memória é boa.

Sen iyi bir hafızaya sahipsin.

Escreva em sua memória.

Kulağına küpe olsun!

Tom tem memória fotográfica.

Tom fotoğrafik bir hafızaya sahip.

Sua memória viverá eternamente.

Onun hafızası sonsuza dek yaşayacak.

Tom perdeu a memória.

Tom hafızasını kaybetti.

Você tem boa memória?

İyi bir hafızan var mı?

- Queria ter uma memória melhor.
- Gostaria de ter uma memória melhor.

Keşke daha iyi bir hafızam olsa.

Você não tem boa memória.

İyi bir hafızan yok.

As pessoas têm memória curta.

İnsanların zayıf hafızaları vardır.

Tenho uma memória muito boa.

Çok iyi bir belleğe sahibim.

Amnésia significa "perda de memória".

Amnezi, "hafıza kaybı" anlamına gelir.

Você tem uma memória excelente.

Mükemmel bir hafızan var.

Tom tem uma ótima memória.

Tom'un müthiş bir hafızası var.

Ele tinha uma memória maravilhosa.

Harika bir hafızası vardı.

Você tem uma ótima memória.

Sen harika bir belleğe sahipsin.

Tom tem uma memória fraca.

Tom'un zayıf bir hafızası var.

Tom tem uma boa memória.

Tom, iyi bir belleğe sahiptir.

Maria tem muito boa memória.

Mary'nin çok iyi bir hafızası var.

- Ela refrescou sua memória com a foto.
- Ela refrescou a memória com a foto.

Fotoğrafla hafızasını tazeledi.

Doutor, eu tenho problemas de memória.

Doktor, hafıza sorunlarım var.

Ela também tem uma boa memória.

- Onun da iyi bir hafızası var.
- Onun aynı zamanda iyi bir belleği vardır.

Tom tem uma memória muito boa.

Tom'un çok iyi bir hafızası var.

Gostaria de ter uma memória melhor.

Daha iyi bir hafızam olmasını istiyorum.

Eu também tenho uma memória ruim.

- Benim de kötü bir hafızam var.
- Ben de kötü bir belleğe sahibim.

Você tem uma memória muito boa.

Çok iyi bir belleğe sahipsin.

Os mentirosos devem possuir uma boa memória.

Yalancılar iyi bir hafızaya sahip olmalıdırlar.

Essa cena ficou gravada na minha memória.

Bu sahne hafızama kazındı.

A repetição é a mãe da memória.

Tekrar, hafızanın anahtarıdır.

Tom está sofrendo de perda de memória.

Tom hafıza kaybı çekiyor.

Ergueram uma estátua em memória de Gandhi.

Onlar Gandhi'nin anısına bir heykel diktiler.

Ele está sofrendo de perda de memória.

Hafıza kaybından muzdarip.

Os mentirosos devem ter uma boa memória.

Yalancılar iyi bir hafızaya sahip olmalıdırlar.

Se a linha estiver gravada na minha memória

hafızama kazınan replik ise

O evento ainda está fresco em nossa memória.

- Olay, hafızamızda hâlâ tazedir.
- Olay anımızda hâlâ taze.

Um monumento foi erguido em memória dos falecidos.

Ölenin anısına bir anıt dikildi.

É verdade que os elefantes têm boa memória?

Fillerin iyi hafızaları olduğu doğru mu?

Um monumento foi erguido em memória do falecido.

Ölen kişinin anısına bir anıt dikildi.

O Tom está sofrendo de perda de memória.

Tom hafıza kaybı yaşıyor.

- Layla queria obliterar a memória da primeira esposa de Fadil.
- Layla queria apagar a memória da primeira mulher de Fadil.

Leyla, Fadıl'ın ilk karısının anısını silmek istedi.

Quanto mais velhos ficamos, pior fica a nossa memória.

- Yaşlandıkça hafızamız zayıflar.
- Ne kadar yaşlanırsak, hafızamız o kadar kötüleşir.

Não há nada de errado com a minha memória.

Hafızamda yanlış bir şey yok.

Qual é o tamanho da memória do teu computador?

Senin bilgisayarının ne kadar belleği var?

O suco de morango é bom para a memória.

Çilek suyu bellek için iyidir.

Amnésia é uma perda parcial ou completa de memória.

Amnezi, hafızanın kısmen ya da tamamen kaybıdır.

Devemos todos ter o cuidado em preservar nossa memória nacional.

Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.

O sabor do primeiro beijo está vivíssimo em minha memória.

İlk öpücüğün tadı benim bellekte canlı kalır.

Gostaria de encontrar um jeito de melhorar a minha memória.

Hafızamı geliştirmek için bir yol bulmak istiyorum.

Na verdade, eu empurro muito minha memória para lembrar como jogar

aslında nasıl oynandığını hatırlamak için hafızamı çok zorluyorum

- Todo mundo se queixa de sua memória, ninguém de seu discernimento.
- Toda a gente se queixa da sua memória, ninguém se queixa da sua compreensão.

Herkes hafızası hakkında şikayet eder, hiç kimse anlayışı hakkında değil.

Mais tarde, isso permite que as coisas sejam gravadas em nossa memória

daha sonrasında bu hatırlattığı şeylerin hafızamıza kazınmasını sağlıyor

... gravado na memória, um tubarão enorme a aproximar-se dele de repente.

Devasa bir köpek balığı aniden yanına yaklaştı.

Foi criado um fundo para erguer um monumento à memória do falecido.

Ölü bir adamın anısına bir anıt kurmak için bir fon başlatıldı.

Sua perda de memória está mais para um problema psicológico do que físico.

Onun hafıza kaybı fiziksel bir sorundan ziyade psikolojik bir sorun.

Guglielmo é o melhor aluno que eu conheço. Aprende instantaneamente e tem uma memória fenomenal.

Guglielmo bildiğim en iyi öğrencidir. O anında öğrenir ve olağanüstü bir hafızaya sahiptir.

Acho que é baseado na memória da família, e as pessoas que não sabem ler e escrever geralmente têm

Bence bu aile hafızasına dayanıyor ve okuyamayan ve yazamayan insanların çoğu zaman

- Que desligado você é, para esquecer uma coisa tão importante!
- Que despreocupado tu és, para não te lembrares de algo tão importante!
- Que distraídos sois, para vos esquecerdes de uma coisa tão importante!
- Que negligentes vocês são, para se esquecer de coisa tão importante!
- Como é desatento o senhor, que não se lembra de algo tão importante!
- Como é deslembrada a senhora, que se esquece de uma coisa tão importante!
- Como são desmemoriados os senhores, que não se lembram de algo tão importante!
- Que memória fraca têm as senhoras, para não se lembrar de uma coisa tão importante!

Böyle önemli bir şeyi unutacak kadar ne kadar ihmalkarsın!