Translation of "Página" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Página" in a sentence and their turkish translations:

- Vire a página.
- Vira a página.
- Virem a página.

Sayfayı çevirin.

- Está faltando uma página.
- Há uma página faltando.

Eksik bir sayfa var.

Virei a página.

Ben sayfayı çevirdim.

- Em que página você está?
- Em que página vocês estão?

- Hangi sayfadasın?
- Kaçıncı sayfadasın?

Tom imprimiu a página.

- Tom sayfayı yazdırdı.
- Tom sayfanın çıktısını aldı.

Abra na página nove.

- Sayfa dokuzu açın.
- Dokuzuncu sayfayı açın.

Tom virou a página.

Tom sayfayı çevirdi.

Tom rasgou a página.

Tom sayfayı yırttı.

Está na página 3.

O, üçüncü sayfada.

Você atualizou a página?

Sayfayı yeniledin mi?

- Você tem uma página na internet?
- Você tem página na internet?

Bir Web siteniz var mı?

- Caiu uma página do livro.
- Uma página do livro ficou solta.

Kitaptan bir sayfa yayınlandı.

Vamos começar na página 30.

Sayfa otuzdan başlayalım.

Por favor, copie esta página.

Lütfen bu sayfayı kopyalayın.

Curta nossa página no Facebook!

Bizi Facebook'ta beğenin!

Eu li a primeira página.

Birinci sayfayı okudum.

Leia o rodapé da página.

- Sayfanın altını oku.
- Bir sayfanın alt kısmını okuyun.

Por favor, vire a página.

Lütfen sayfayı çevirin.

Por favor, leia a página 94.

Lütfen sayfa doksan dördü oku.

Abra seu livro na página 59.

Kitabınızda 59. sayfayı açın.

Esta página foi deixada intencionalmente vazia.

Bu sayfa bilerek boş bırakılmıştır.

Olhe o mapa na página 25.

Sayfa yirmi beşteki haritaya bak.

Você tem uma página na internet?

Bir Web siteniz var mı?

Abram os livros na página cem.

Kitaplarınızda sayfa yüzü açın.

Eu gosto da sua página web.

- Web siteni seviyorum.
- Senin web siteni beğeniyorum.

Leia o artigo na segunda página.

İkinci sayfadaki makaleyi oku.

Abra seu livro na página dez.

Kitabınızda onuncu sayfayı açın.

Abra o seu livro na página nove.

Kitabında sayfa dokuzu aç.

Ele deixou a última página em branco.

O, son sayfayı boş bıraktı.

Você está na página dez do jornal.

Gazetenin 10 numaralı sayfasındasın.

Essa é a minha página no Facebook.

Bu benim Facebook sayfam.

Faça três cópias desta página, por favor.

Lütfen bu sayfanın üç adet fotokopisini çıkarın.

Eu mudei o layout da minha página.

Ben web sitemin düzenini değiştirdim.

Sua página da web é em Esperanto.

Onun web sayfası Esperanto dilindedir.

Eu cliquei no primeiro link da página.

Ben sayfadaki ilk linki tıkladım.

Está página foi deixada em branco intencionalmente.

Bu sayfa kasten boş bırakılmıştır.

Eu terminei de ler a primeira página.

Ben ilk sayfayı okudum.

- Ela me ensinou a construir uma página na internet.
- Ela me ensinou a fazer uma página na internet.

Bana web sitesi yapmayı öğretti.

Eu sempre leio a página de esportes primeiro.

Ben her zaman ilk olarak spor sayfasını okurum.

Ninguém enxergou a nota no pé da página.

Sayfanın altındaki notu kimse görmedi.

Por favor, "curta" a minha página no Facebook.

Lütfen Facebook sayfamı beğenin.

Olhe para este livro, esta página é legal.

Bu kitaba bak, bu sayfa harika!

A menina escreveu algo na página do livro.

- Kız kitabın sayfasına bir şey yazdı.
- Kız, kitabın sayfalarına bir şeyler karaladı.

Por favor olhe o mapa na página 25.

Lütfen 25.sayfadaki haritaya bak.

O professor arrancou a quinta página do calendário.

Öğretmen beşinci takvim sayfasını çıkardı.

Copie esta página no seu caderninho de anotações.

Bu sayfayı defterine geçir.

Aqui está uma ilustração no topo dessa página.

İşte bu sayfanın tepesinde bir illüstrasyon var.

Veja a nota de rodapé na página 5.

Sayfa beşteki dipnota bakın.

Me tira três cópias de cada página, por favor.

Lütfen her bir sayfanın üç kopyasını yap.

Data da última atualização desta página: 03/11/2010.

Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03

Eu ainda não li a última página do romance.

Romanın son sayfasını henüz okumadım.

Isso está na primeira página de todo matutino hoje.

O bu sabah her gazetenin ön sayfasında.

Ou que tenham sido publicados na página delas do Facebook.

veya haber akışlarına gelen şeyler için de.

Na primeira página do segundo capítulo há muitas palavras novas.

İkinci bölümün ilk sayfasında birçok yeni sözcük var.

O mundo é um livro e cada passo abre uma página.

Dünya bir kitaptır ve her adım bir sayfa açar.

A sentença nº 354618 gerou muita confusão na página web Tatoeba.

354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.

Veja a sétima linha de baixo para cima da página 34.

34. sayfada alttan yedinci satıra bak.

- Olhe o mapa na página 25.
- Olhe o mapa na pág. 25.

Sayfa yirmi beşteki haritaya bak.

Não podemos rasgar nenhuma página de nossa vida, mas podemos jogar o livro no fogo.

Biz yaşamımızdan tek bir sayfa yırtamayız ama kitabı ateşin içine atabiliriz.

Mais de 90 por cento das visitas à uma página web são de motores de busca.

Bir web sayfası ziyaretçilerinin %90'ından daha fazlası arama motorlarındandır.

O mundo é qual um livro, e cada passo que se dá é como virar uma página.

Dünya sadece bir kitap gibidir ve attığın her adım bir sayfa çevirmek gibidir.

Visite nossa página do Patreon para descobrir como você pode apoiar o canal, obter acesso antecipado sem anúncios

erişim elde etmek ve gelecekteki konuları seçmenize yardımcı olmak için

Esse plano de filmagem está claro desde a primeira página do roteiro: "A ação da história é contínua".

Bu çekim planı senaryonun en başından beri netti: "Hikayenin akışı kesintisizdir."

Por que existe uma figura grande de uma aranha na parte inferior da página da Wikipédia sobre aracnofobia?

Neden örümcek korkusu için Wikipedia sayfasının altında büyük bir örümceğin bir resmi var?