Translation of "Perna" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Perna" in a sentence and their turkish translations:

- Eu quebrei a perna.
- Quebrei a perna.

Ben bacağımı kırdım.

Minha perna dói.

- Bacağım ağrıyor.
- Bacağım acıyor.

Levante a perna.

Bacağını kaldır.

Quebrei a perna esquiando.

Kayak yaparken bacağımı kırdım.

Você quebrou a perna.

Bacağını kırdın.

Como está sua perna?

Bacağın nasıl?

Mentira tem perna curta.

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

- Um cão mordeu-lhe a perna.
- Um cachorro mordeu a perna dela.

Bir köpek onun bacağını ısırdı.

- Eu não consigo mover a minha perna.
- Não consigo mover minha perna.

Bacağımı kımıldatamıyorum.

Ele quebrou a perna esquiando.

Kayak yaparken bacağını kırdı.

Ele operou a perna esquerda.

Sol bacağından ameliyat oldu.

Tom me passou a perna.

Tom bana kazık attı.

Ele foi ferido na perna.

O bacağından yaralandı.

Tom machucou a perna dele.

Tom bacağını incitti.

Tom cortou a perna dele.

Tom bacağını kesti.

Machuquei minha perna no acidente.

Kazada bacağımı yaraladım.

Fadil só tinha uma perna.

Fadıl'ın sadece bir bacağı vardı.

Minha perna esquerda está quebrada.

Benim sol bacağım kırık.

- Ele sentiu algo subindo na sua perna.
- Ele sentiu algo rastejando perna acima.

Bir şeyin bacağından yukarı çıktığını hissetti.

- Diz-lhes que tenho uma perna partida.
- Diz-lhes que parti uma perna.

Ona kırık bir bacağım olduğunu söyle.

- Tom machucou a perna jogando futebol americano.
- Tom machucou a perna jogando futebol.

Tom futbol oynarken bacağını incitti.

- Coloque um pouco de gelo na sua perna.
- Coloque um gelo na sua perna.

- Bacağına biraz buz koy.
- Bacağına biraz buz tut.
- Bacağına biraz buz sür.

Tom teve uma cãibra na perna.

Tom'un bacağında bir kramp var.

Um cachorro mordeu a perna dela.

Bir köpek onu bacağından ısırdı.

O cirurgião amputou a perna errada.

Cerrah yanlış bacağı kesti.

A minha perna direita está doendo.

Sağ bacağım acıyor.

Um cachorro mordeu a minha perna.

Bir köpek tarafından bacağımdan ısırıldım.

Machuquei minha perna direita no acidente.

Kazada sağ bacağımı yaraladım.

A perna de Tom está sarando.

Tom'un bacağı iyileşiyor.

O soldado foi ferido na perna.

Asker bacağından yaralandı.

A perna de Tom está sangrando.

Tom'un bacağı kanıyor.

A minha perna ainda está dormente.

Bacağım hâlâ uyuşuk.

Não consigo mover minha perna direita.

Sağ bacağımı hareket ettiremiyorum.

Eu acho que quebrei a perna.

Sanırım bacağımı kırdım.

Tom foi baleado na perna esquerda.

Tom sol bacağından vuruldu.

Minha perna teve de ser amputada.

Ayağım kesilmek zorundaydı.

- Acho que a minha perna está quebrada.
- Eu acho que a minha perna está quebrada.

Sanırım bacağım kırık.

Está melhor. Estou a libertar a perna.

Bu daha iyi. Bacağımı çekiyorum.

Machuquei minha perna, então não pude andar.

Bacağım incindi, bu yüzden yürüyemiyorum.

Uma bola acertou a perna direita dela.

Onun sağ bacağına bir top çarptı.

Não posso cavalgar. Minha perna está quebrada.

Ben ata binemem. Bacağım kırık.

Não posso nadar. Minha perna está quebrada.

Yüzemem. Benim bacağım kırık.

Sua perna machucada ainda não se curou.

Onun kırık bacağı henüz iyileşmedi.

Minha perna foi mordida por um cachorro.

Bacağım o köpek tarafından ısırıldı.

O que aconteceu com a sua perna?

Bacağına ne oldu?

Eu poderia realmente ter quebrado uma perna.

Aslında bir bacak kırabilirdim.

Tom diz que sua perna esquerda dói.

Tom sol ayağının acıdığını söylüyor.

A sua perna esquerda ainda está doendo?

Sol bacağın hâlâ acıyor mu?

Infelizmente, sua perna foi quebrada no acidente.

Maalesef, o, kazada bacağını kırdı.

Eu acidentalmente dei um tiro na perna.

Yanlışlıkla kendimi ayaktan vurdum.

Meu cachorro mordeu a perna de Tom.

Köpeğim Tom'un bacağını ısırdı.

- Quebrei minha perna em um acidente de trânsito.
- Minha perna foi quebrada em um acidente de trânsito.

Bir trafik kazasında bacağım kırıldı.

- Acho que a perna do Tom está quebrada.
- Eu acho que a perna do Tom está quebrada.

Sanırım Tom'un bacağı kırık.

Três lesões numa perna e duas no abdómen.

Bir bacağımda üç yara, karnımda da iki yara vardı.

- Não passe a perna nele.
- Não o engane.

- Onu aldatma.
- Onu kandırmayın.
- Onu kandırma.

Tom escorregou no gelo e machucou a perna.

Tom buz üzerinde kaydı ve bacağını incitti.

Tom quebrou sua perna em um acidente ciclístico.

Tom bir bisiklet kazasında bacağını kırdı.

Eu não sabia que minha perna estava quebrada.

Bacağımın kırık olduğunu bilmiyordum.

Eu sabia que a minha perna estava quebrada.

Bacağımın kırık olduğunu biliyordum.

Tom deu um passo maior que a perna.

Tom çiğneyebileceğinden daha fazlasını ısırdı.

Ele sofreu um acidente e fraturou a perna.

Bir kaza geçirdi ve bacağını kırdı.

Tom machucou a perna e mal consegue andar.

- Tom bacağını incitti ve neredeyse yürüyemiyor.
- Tom bacağını incitti ve zar zor yürüyebiliyor.

Ela quebrou a perna patinando sobre o gelo.

Buz üzerinde paten yaparken, bir ayağını kırdı.

Não posso andar porque estou com a perna quebrada.

Kırık bacağım yüzünden yürüyemiyorum.

Roger escorregou no gelo e machucou a sua perna.

Roger buz üzerinde kaydı ve bacağını incitti.

Ele caiu sobre o gelo e machucou a perna.

Buzun üstünde düştü ve bacağını incitti.

Não quero correr o risco de quebrar minha perna.

Bacağımın kırılması riskini istemiyorum.

Tom quebrou a perna em uma corrida de esqui.

Tom bir kayak yarışında bacağını kırdı.

Jim teve uma distensão muscular na perna enquanto esquiava.

Jim, kayak yaparken bacağında bir kas çekildi.

Meu irmão caiu da árvore e quebrou a perna.

Kardeşim ağaçtan düştü ve bacağını kırdı.

Tom tem uma marca de nascença na perna esquerda.

Tom'un sol bacağında bir doğum lekesi var.

Sempre que puxamos a perna, suga-nos um bocadinho mais.

Bacağınızı her çekişinizde, daha da derine doğru emiyor.

"O que aconteceu com sua perna?" "Eu caí enquanto esquiava."

"Bacağına ne oldu?" "Kayak yapıyordum ve düştüm."

Eu quebrei a minha perna em um acidente de trânsito.

Ben bir trafik kazasında bacağımı kırdım.

Diga a Tom que eu estou com uma perna quebrada.

- Tom'a bir bacağımın kırık olduğunu söyle.
- Tom'a kırık bir bacağım olduğunu söyle.

A perna quebrada não é o maior problema do Tom.

Kırık bacak Tom'un en büyük sorunu değil.

No Natal, Tom ainda está com sua perna direita engessada.

Noelde Tom'un sağ bacağı hâlâ sargılıydı.

Meu irmão caiu de uma árvore e quebrou a perna.

Erkek kardeşim ağaçtan düştü ve bacağını kırdı.

Tom cortou a perna de Maria com um facão enferrujado.

Tom paslı bir pala ile Mary'nin bacağını kesti.

- Custa um braço e uma perna.
- Custa os olhos da cara.

Bu çok pahalıya mal oluyor.

Não queremos uma coisa destas a subir-nos pela perna. Veja onde pisa.

Pantolonunuzun paçasından tırmanmasını istemezsiniz. Bastığınız yere dikkat edin.

Por volta das 10h, ele foi atingido na perna por fragmentos de bala.

Sabah saat 10.00 civarında bacağından kabukla vuruldu parça.

O meu irmão quebrou a perna e teve que usar muletas por três semanas.

Erkek kardeşim bacağını kırdı ve üç hafta koltuk değnekleri kullanmak zorunda.

Ia comprar uma mesa nova, mas meu marido já deu jeito na perna quebrada.

Yeni bir masa alacaktım ama kocam kırık bacağı onardı.

Eu ainda tenho uma cicatriz na minha perna direita de um acidente de carro quando eu tinha treze anos.

On üç yaşındayken içinde bulunduğum bir araba kazasından dolayı hâlâ sol bacağımda bir izim var.