Translation of "Anoitecer" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Anoitecer" in a sentence and their turkish translations:

... antes do anoitecer.

...gece oluncaya kadar.

Estava muito frio naquele anoitecer.

O akşam çok soğuktu.

Não vai chover ao anoitecer.

Bu akşam yağmur yağmayacak.

Eu te ligarei ao anoitecer.

Akşamleyin seni arayacağım.

Julgava-se que descansavam ao anoitecer.

Güneşin batmasıyla faaliyetlerine son verdikleri sanılırdı.

Volte para casa antes do anoitecer.

Karanlık olmadan eve gel.

Chegaremos em Tóquio antes de anoitecer.

Hava kararmadan Tokyo'da olacağız.

O anoitecer pode trazer alívio do calor...

Gece gelince sıcaktan kurtulmak mümkün...

Está a anoitecer nas florestas da Argentina.

Arjantin ormanlarına gece çöküyor.

Ele passou o anoitecer lendo um livro.

O, akşamı bir kitap okuyarak geçirdi.

Sabem que há alvos fáceis após o anoitecer.

Hava kararınca kapkaçın daha kolay olduğunu biliyorlar.

O acidente aconteceu ao anoitecer do último domingo.

Kaza, geçen Pazar akşamı gerçekleşti.

Ele estava trabalhando no escritório ontem ao anoitecer.

Dün akşam ofiste çalışıyordu.

Nunca se filmou o que fazem depois de anoitecer.

Karanlıkta yaptıkları şeyler hiç filme alınmamıştı.

Poucos acreditavam que as chitas podiam caçar ao anoitecer.

Çitaların karanlıkta avlanabileceğine çok az kişi inanırdı.

Acho que não vamos encontrar a Dana, antes do anoitecer,

Dana'yı geceden önce bulacak gibi görünmüyoruz.

E, com o anoitecer, a temperatura diminui para -16 oC.

Gece olunca da eksi 16 derecelere kadar düşüyor.

Ao explorar depois de anoitecer, também revelamos um novo comportamento.

Karanlıkta keşfe çıkarak... ...yeni davranışlar da ortaya çıkarıyoruz.

Tom disse que ele ligou para Mary segunda ao anoitecer.

Tom Pazartesi akşamı Mary'yi aradığını söyledi.

Está provado que um terço das caçadas das chitas ocorre após o anoitecer.

Çitaların üçte bir oranda geceleri ava çıktığı artık kanıtlandı.

Ao anoitecer, o grupo vai para as árvores para evitar predadores no solo.

Küme, gün batımında ağaçlara tırmanarak zemindeki avcılardan kaçınıyor.

Depois de anoitecer, podemos avaliar como as cidades estão a dominar a Terra.

Hava kararınca şehirlerin nasıl baskın çıktığı açıkça görülebiliyor.

Tom falou para Mary que ela não deveria caminhar sozinha depois de anoitecer.

Tom Mary'ye hava karardıktan sonra tek başına yürüyerek gitmemesi gerektiğini söyledi.

Um puma fêmea e as suas quatro crias aproveitam o calor antes do anoitecer.

Anne puma ile dört küçük yavrusu gece gelmeden sıcağın tadını çıkarıyor.

Das muitas espécies de macacos que existem na América do Sul, só estes ficam ativos após o anoitecer.

Güney Amerika'daki birçok maymun arasından... ...sadece gece maymunları geceleri harekete geçer.

E todos os seres da Terra têm de encontrar uma forma de sobreviver à noite. DO ANOITECER AO AMANHECER

Dünya'daki her yaratığın geceden sağ çıkmanın bir yolunu bulması gerekir. GÜN BATIMINDAN ŞAFAĞA

As pedras dessa praia me lembravam aqueles dias de verão em que Laura e eu brincávamos na areia até o anoitecer.

Bu sahildeki taşlar bana Laura ve benim gece karanlığına kadar kumda oynadığımız o yaz günlerini hatırlatıyor.