Examples of using "Naquele" in a sentence and their turkish translations:
O anda,
O gün yağmur yağdı.
Ben o otelde kalıyorum.
"Nerede kalıyorsun?" "Şu otelde."
O zaman evliydim.
- Hâlâ o restoranda mı yemek yiyorsun?
- Hâlâ o lokantada yemek yiyor musun?
Biz o işte çok kaybettik.
O binada kimse yaşamıyor.
O, o laboratuvarda çalışmaktadır.
Geçen gün oradaydım.
O kış çok yağmur yağdı.
O gün yağmur yağıyordu.
O gün kar yağıyordu.
Tom o kazada mı öldü?
Ben o parkta çalardım.
O bankın üzerinde oturma.
O otobüsteydim.
Fadıl o gün daha sonra öldü.
Nehir o noktada sığdı.
ve o PowerPoint sunumuna çok vakit harcayarak tüketti.
ya da o kayığa hiç binmedi mi?
O akşam çok soğuktu.
O gölde bir sürü balık var.
O not defterinde önemli notlar vardı.
O gün korkunç bir şey oldu.
- Tom o kazada neredeyse ölüyordu.
- Tom az kalsın ölüyordu o kazada.
O gün neredeydin?
O gün oradaydım.
Benim dairem o binada.
Ken o zaman çalışıyordu.
O adamı vuracağım.
O gün hayatım değişti.
O gün, hayatım değişti.
O doktora inancımı kaybettim.
O, o meseleyle uğraşıyor gibi görünüyor.
O sitede bazı muhteşem şeyler vardır.
O, o yerde yaşamaktan hoşlanıyor.
O zaman onun çok parası vardı.
O gün hepimiz çok iyi bir zaman geçirdik.
Tom o zaman oldukça gençti.
O zaman, bebek ağlıyor muydu?
O adama güvenemezsin.
Ben o gün çok mutluydum.
Keşke o zaman seninle olsaydım.
O tabelaya ne yazılıyor?
O gün Londra'ya gittin mi?
O restoranda yemek nasıl?
Tom o gün okuldaydı.
Onlar o yıl Virginia'ya yerleşmeye karar verdiler.
İşte acıyı o an hissettim...
o dev ülke Almanya'ya bir bakın
Çünkü o dönemde o kadar çok imkansız bir şey görünüyordu ki
Ve o küçük alana odaklandım.
O odada kesinlikle hiç mobilya yoktu.
O restoranda her gün öğle yemeği yerim.
- O binada ne yapıyordun?
- O binada ne yapıyordunuz?
Sonunda, biz, o eski püskü lokantada yemek yemeyi sona erdirdik.
Bugün avm o gün kapı açıyorlar
Ben o konuda zorunlu olarak seninle aynı fikirde olamam.
O bahçede her türde çiçek vardır.
O günlerde okula yayan giderdim.
O kitaba dokunma.
Bu ülkede birçok genç insan işsiz.
O nehirde yüzdükten sonra yoruldum.
Tom o restoranda yemek istemediğini söyledi.
O zaman bütün hikayeyi bilmiyorduk.
Ben o mahallede büyüdüm.
Demokratik fikirlerin o ülkeye tanıtılması yavaş bir süreç olacak.
Onun o gün dışarı çıkmadığı kesindir.
O zaman, Tom odadaki tek kişiydi.
O uçağa binseydim, şimdi ölürdüm.
O mahalleye ayak basmayın.
Öğrenciler o kitapta ne okuduklarını hatırlamadılar.
Tom'a o restoranda yemek yemek istemediğimi söyle.
O zaman, Romalılar kara ve denizi yönetti.
O gün gerçekten ne olduğunu biri sana söyledi mi?
tablet telefon neydi ki o ataride oynadığın oyunlar
O anda ne kadar mutlu olduğumu ifade edemem.
O vakitler, Büyük Britanya savaş için hazır değildi.
O zaman piyano çalıyordu.
- Keşke o zaman bana gerçeği söyleseydin.
- Keşke bana o zaman gerçeği söyleseydin.
o gün o annelerden bir tanesi gönüllü olur ve bütün çocukların karnını doyururdu
İşin daha da kötüsü o dönemde birde o duvarın arkasına bir geçit açıyorlar
Ve o anda bir yerden bir ok uçarak gelir ve ona çarpar.
O ülkede, insanlar paraya tanrı gibi tapıyorlardı.
O, o kazayla karşılaşmamış olsaydı şimdi hayatta olurdu.
O gün eve gelmemesinin dışında bir şey bilmiyoruz.
Aniden otobüs durdu.
Park Caddesindeki o Çin restoranında yemek yemek istediğini düşünüyordum.
O gün Tom'un sorununun ne olduğunu hala bilmiyorum.
O gün anneannem kanser ameliyatı olduğu için oradaydı.
Şimdi sana söylediğim şeylerin çoğu o dönemde, hapishanedeki tecrit sırasında doğdu.
O bara gideceğimi düşündüm ama onlar benim içeri girmeme izin vermedi.
Onun otelde kalıp kalmadığını merak ediyorum.
O mağazada bugün bir satış var.
O gün evde kalsaydı, felaketle karşılaşmazdı.
Tanrının bu dünyayı nasıl yarattığını bilmek istiyorum. Bu veya şu elementin spektrumuyla, bu veya şu fenomenle ilgilendiğim yok. Onun düşündüklerini bilmek istiyorum, gerisi detay.