Examples of using "Trazer" in a sentence and their turkish translations:
Arkadaşlarımı getirebilir miyim?
getirdiklerini gördük...
Bir arkadaş getirebilir miyim?
Bunu ortaya attığın için teşekkür ederim.
Ne getirebilirim?
Bir hediye getirmek gereksiz.
Arkadaşlarımı getirebilir miyim?
Sana bir içki hazırlayabilir miyim?
Getireceğine söz verdiğin şeyi getirdin mi?
Bana biraz su getirir misin?
İstediğini getirebilirsin.
Ben kalın giysiler getirmeyi unuttum.
O giysi getirmeyi unuttu.
Beni buraya getirdiğiniz için teşekkürler.
- Tom'u buraya getirmek istiyorum.
- Tom'u buraya getirmek isterim.
Sana bir kahve alabilir miyim?
Bir sürü yiyecek geri getireceğim.
Tom'u getirebilir miyim?
Bir kaşık alabilir miyiz?
Bana bir Japon gazetesi getirir misin?
Sana başka bir şey getirebilir miyim?
Tom'u geri getirebilir misin?
Sana biraz su alabilir miyim?
Bunu hemen geri getireceğime söz veriyorum.
Arjantin'den Rocha'ya birilerini
Ben bir tane daha havlu getireceğim.
O, topluluğa fayda sağlayacaktır.
Gelmek isteyen herkesi getirebilirsin.
Bana bir battaniye getirir misin?
Haritayı getirmeyi unuttum.
Ne getirmen gerektiğini biliyor musun?
Bir şişe daha su getirebilir misin?
Tom kamerasını getirmeyi unuttu.
Herkes kendi öğle yemeğini getirmeli.
Gece gelince sıcaktan kurtulmak mümkün...
Kimliğimi getirmeyi unuttum.
Bana bir Time dergisi getirebilir misin?
Lütfen bana faturayı getirir misin?
Şemsiyemi yanımda getirmeyi unuttum.
Bir kamera getirmeyi unutma.
Bir kalem getirmeyi unutma.
Ailemi buraya getirmek istiyorum.
Bana başka bir sıcak havlu getirir misin?
- Tom'u sağ salim eve götüreceğim.
- Tom'u güvenli bir şekilde eve götüreceğim.
Partiye kız kardeşimi getireceğim.
- Tom'dan gitarını getirmesini iste.
- Tom'dan gitarını getirmesini rica et.
Kedini okula getiremezsin.
Tom'u seninle getirmek isteyebilirsin.
Herhangi birine içecek bir şey alabilir miyim?
Kimse gitmiş bir zamanı geri getiremez.
Tom ihtiyacın olan her şeyi sana alacak.
Bana bir bira daha alıp alamayacağını merak ediyorum.
Bana bir bardak su getirir misin, lütfen?
İstersen sana bir bardak su getirebilirim.
Ağlamak anne babanı geri getirmeyecek.
Günün ne getirebileceği kesin değil.
Hesabımızı getirebilir misiniz, lütfen?
Kimse geçmiş dönemi geri getiremez.
Bugün defterini getirdiğini hatırlıyormusun ?
Arabamı getiremiyorum. Otopark yok.
Mücevherin felaket getireceğine inanıyorlardı.
İçkileri getirmenize güveniyor olacağım.
Yanınızda kamera getirmeyi unutmayın.
Aileni Almanya'ya getirmek istiyor musun?
Faturayı bana verir misiniz, lütfen?
Tom'u buraya geri getireceğim.
Lütfen bana temiz bir bıçak getirir misin?
Tom tenis raketini getirmeyi unuttu.
- Bu kitabı geri getirmeyi unutma.
- Bu kitabı geri getirmeyi unutmayın.
- Kızlarımı parka getirmeyi severim.
- Kızlarımı parka getirmeyi seviyorum
"Sana bir bira getirebilir miyim?" "Daha güçlü bir şeyin var mı?"
Ben bir çocukken babam beni buraya getirirdi.
Bana biraz su getir, tamam mı?
Babam, küçükken beni buraya getirirdi.
Bu güzel bir restoran. Beni buraya getirdiğin için teşekkürler.
Ekip, bana hızlı yol katedebileceğim bir şey getirebilir misiniz?
Döllenmiş yumurtalarını sığ sulara getiriyorlar ki...
Onu yarın geri getireceğim.
Bana bir yastık ve battaniye getirebilir misiniz, lütfen?
Köpekleri bu binaya getirmene izin verilmez.
Kremalı ve şekerli bir fincan kahve alabilir miyim?
- Hesap, lütfen.
- Bana hesabı getir, lütfen.
- Hesabı istiyorum lütfen.
Sana bir yastık getireyim mi?
Ben öğle yemeği getireceğim.
Yapabileceğim tek şey bir bardak çay getirmek.
o insanları topluma kazandırmanın yolu ise bizlere yani o kişilerin arkadaşlarına düşüyor
Bizi bu noktaya getirmekle harika bir iş çıkardın ama şimdi panzehre ihtiyacı olan benim.
Bir bardak daha bira alabilir miyim?
Tom Mary'nin ona bir fincan kahve getirmesini istedi.
- Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?
- Sizi seviyoruz, çünkü biz daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmak için Tatoeba'yı güncelliyoruz. Anlıyor musunuz? Sizi seviyoruz ha?
Affedersiniz, bir kaşık alabilir miyim?
Sadece olduğun yerde kal. İmzalaman gereken kağıtları sana getireceğim.