Examples of using "Volle" in a sentence and their turkish translations:
O yarım saat sürdü.
Neyse ki bu durum çok uzun sürmedi
O kadar soğuktu ki kimse dışarı çıkmak istemedi.
Roma'nın yeminli düşmanı olan Hannibal'in harekete geçmesi çok uzun sürmedi.
Bunu yapmak uzun zaman aldı.
Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
Onu bulmak biraz zamanımı aldı.
Onu bulmak biraz zamanımı aldı.
Bu garajı inşa etmek bir süre aldı.
Kendimi gürültüye alıştırmam uzun zaman aldı.
Onu ikna etmek biraz zaman aldı.
Şiiri ezberlemek bir saatimi aldı.